Sayın okurlarım Cuma günleri müminlerin bayramı derler. Ayrıca her Cuma saat 13.45’te Sayın Mehmet Kemiksiz’in sunduğu Bestehan programına mutlaka çok değerli kişileri programına davet ediyor.

 

  1. Bu hafta Cuma namazından çıkınca biraz özel işim vardı. 10 dakika geç kaldım. Programda ismini unuttum. Kitapları varmış birçok konuda açıklamalarda bulunuyor. Bir yerinde dişi develer yavruladığı zaman adeta o yavruyu düşmanı gibi davranır dedi. Emzirmek istemez, hemen yanından uzaklaşıp bir yere oturur. Bunu çok iyi bilen göçerler hemen bir saz heyeti oluşturup, devenin etrafında toplanıp bende böyle bir olaya şahit oldum, orada bulundum diyor. Keman ağırdan ağırdan taksime başlar. Diğer enstrümanlar dahil olur bir müddet sonra devenin adeta gözlerinden yaşlar akmaya başlar. Göçerler zamanlamayı çok iyi bilip hemen deve yavrusunu getirip deveyi emzirmeye başlar. En küçük bir tepki vermez, artık yavrusu ile barışır. Bunun böyle olduğunu göçerlerin tecrübesinden böyle bir esrarengiz olayı anlattı.
  2. Beni ayda bir gibi saç traşı yapan berber Mesut esenlerden dükkanın bir sebeple kapanması üzerine Özel Hastaneye bir durak mesafede bulunan ‘’Ortaca Berberinde’’ 5 sene kadar önce göreve başladı. Bende ve eski müşterilerinden bazıları da Mesut’a traşa geliriz. Bir ay kadar önce traş olan biri Pıtıreli Köyü’nden olup, senelerdir Ezine’de imiş. Konu açıldı. Sen, dedi. Tabak Muruli Selahattin’i tanır mısın? Dedi. Hem de çok iyi tanırım dedim. Ben babamın tabaklık (debagat) işinde o Emin Çelebi isimli patronun yanında çıraktı. O 1937 ben 1939 doğumlu onunla çok iyi arkadaşlığım vardı. 1954 – 1961 yılları arasında sonra ben İmroz Sağlık Merkezine memur oldum. O İstanbul’a çalışmaya gitmiş o zamandan beri görüşmedik dedim. Hemen yolun karşısında dedi öyle kaldı.
  3. 7 Ekim 2022 cumadan sonra traşa gittim. Berber Kadir, Selahattin’e yakınmış oğluna dedi (benimde traşım bitti) hemen git götür dedi. Neyse Selahattin ile oturma bandında kanepede muhabbete başladık. Komşuları biz Selahattin komşumuzdan çok memnunuz diyor. Biri Diyarbakırlıyım dedi. İnşaat müteahhitliği yapıyormuş o da bizi dinliyor. Biz dedim yoksulluğun terbiye ettiği kişileriz. Babam patrondu ama sabah kahvaltımız da peynirdi zeytindi yoktu. İşimiz çok ağır 300 teneke çekerdim. İşten sayılmazdı. Aklıma geldi. Selahattin sen bir gün bize seslendin. Gelin bakın, dedin. Onların tabakhane de iki kat tavan yok kirişler simsiyah fena dolu Allah Allah bunun için kalfalar birkaç sebep buldu. Kasabın İbrahim Güven derler baş kalfa devamlı mermer tezgahta çalışır. Çok güzel şarkı okurdu. 10 gün kadar sonra bakkaldan bir şey aldım. Gazeteye sarılı o gazete parçasında Fareli Köyün Kavalcısı yazılı onu okudum. Farelerin çok büyük musikiye istidatları varmış. İşte bende böyle bir olaya şahit olmuştum. Selamlar.