Başlangıç: Allah insanları öyle bir yaratmış ki parmak uçları ile dahi ayrı...

Başlangıç: Allah insanları öyle bir yaratmış ki parmak uçları ile dahi ayrı; bunun yanında huyları, karakterleri, istekleri, talepleri böyle olmasaydı teknoloji dahil hiçbir ilerleme olmazdı şimdi yaşadığım duyduğum 2 zıt kutuplu örnek.

  1. 1959-1960 yılları tabakhanede çalışırken gayet iyi giyimli 50-60 yaşlarında bir bey Bigalı Hacı Basri geldi. Biga İstanbul’a daha yakın tavukçuluk, debbağlık vs her türlü işleri yapan birisi ayrıca önceleri Biga’da Yahudi esnaflardan esnaflığı çok güzel öğrenmişler. Aradan bir zaman sonra bu beyefendi değişik ilimlere dalmış cinleri toplamış dağıtamamış kafayı bozmuş diye duymuştum.
  2. On sene kadar önce Ezine’den bir ağabeyimiz Lodos parkta oturuyor. Yanında ikinci hanımı (ilki ölmüş) bizi de hanımımla masaya davet etti. Hoş beşten sonra Necati abi eşi Bigalı imiş. Aklıma geldi o beyefendiyi sordum. Tabii tanımaz olur muyum dedi, akrabalığımızda var. Bize de Biga’da sepiciler derler. Senin dediğin cinleri dağıtamamış değil, öyle bir hırs kaplamış ki doksan dokuz mülk yaptım, doksan dokuzdu yüzdü düzdü derken öyle kafayı bozdu dedi. (Akrabalar arasında mutlaka böyle miras yüzünden çekişmeler olur da) Ey Allah’ım adama doksan dokuzu vermişsin bir tane daha ver. Ulemalardan duyduklarım; insan her gün en az yetmiş defa imtihandan geçiyormuş. Hırs şeytan işi imiş devamlı vesvese verirmiş.
  3. Bundan 15 sene kadar önce Bozcaada’da bağ bozumu zamanı fazla bağı olanlar Bayramiç köylerinden her sene getirmiş olduğu işçi grubunu ki bunlar birbirine çok yakın hısım akraba gibidirler getirirler. Deniz kenarında ki çay bahçeleri de çay fiyatlarını yükseltmişler. Ne olur ucuz ver sürümünden kazan henüz esnaflığı öğrenmemişler. İşçiler de gitmiyorlar. Kendileri için ayrılan evlerin kapı önlerinde sohbet ediyorlar. Bende hanımın dayısının çift kapılı biraz içerikli evinin kapı önünde dikilip onları dinliyorum beni görmüyorlar. Adı Şaban olan geçen sene ben 75 yevmiye yaptım diyor. Allah Allah arada bir de başarısından kabarıyor. Adada 28 yövmiye Mahmudiye köyde pamukta şu kadar oradan Kumkale orada kırağı olmuyor son tırpan sırık domatesi orada şu kadar yövmiye oradan Bergaz’a zeytinyağı fabrikasında toplam 75 yövmiye öyle bir memnuniyetle anlatıyor ki en küçük bir sosyal güvencesi yok. Düşündüm emekli olmuşuk maaşımız devamlı işliyor. Hastalandık ilaç, dişlerimiz yapıldı, iki gözümden ameliyat oldum. Çok büyük ibret aldım. Kanaatli kullarına selam olsun arada böyle şeylerle karşılaşmak çok iyi oluyor.