Kadının Vefası: Bir güzellik salonunun ışık panosundan geçen ‘her kadın bir cevherdir usta ellerde işlenir’ diye geçiyor.

Evet her kadın Ayşe Hanım, Fatma Hanım olabilir. Başka dinlere mensup, Maria Eleni Despina vs. de olabilir. İslam fıtratına göre ‘kadın öldüğü zamanda cenaze namazında müezzin Allah için duaya Peygamber için salavata hatun kişi niyetine cenaze namazı kılmaya uyun hazır olan imama’ der. Birçok kadınımız maalesef hatun kişi olduğu dahi duymamıştır. Fakat büyüklerimiz kadınlarımıza çok büyük saygı göstermişlerdir. Kadın ev sahibidir, danışılmadan herhangi bir şeye karar verilmez. İstanbul’un en büyük Selahattin cami görevli hafızları tarafından ‘evvelce hüdanı tanımış olsaydım vallahi güzel sen benim Allah’ım olurdun. Tevhidimi, kitabımı, Kuranımı tanımış olmasaydım billahi güzel sen benim hüsnü ilahım olurdun’  gibi ve buna benzer gazeller taş plaklara okunmuş olup kadının vefası hakkında çok güzel iltifatlarda bulunmuşlardır.  
GERÇEK HİKÂYEMİZ
1966 yılı 21 Temmuz ayından itibaren İmroz sağlık merkezi ayniyat sayman, olarak hükümet tabipliği ve sağlık merkezine ait birçok hizmeti yürütmekteyim. O yıllar doktor bulunmadığından hükümet tabibi aynı zamanda sağlık merkezi Baştabip Vekiliydi. (İmroz 1972 yılında Çanakkale Valisi Celalettin Tüfekçi zamanında Gökçeada olarak değişmiştir.) ayrıca 01.01.1983 tarihi itibariyle koruyucu hekimlik alanında çok büyük bir statü değişikliğine gidilerek Sağlık Grup Başkanlığı oluşturulmuş daha önce Refdik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Enstitüsünde imal edilen aşılar on iki on üç çeşit aşının Rusya tarafından imaline ve soğuk zincir +4 derece frugo araçlarla aşıların yerinden alınıp en küçük kesintiye mahal vermeden ve görevlilere mesuliyet, sorumluluk verilip çocuk ana rahmine düştüğünden itibaren gebelik ve doğduktan sonraki aşılamaların takibi sağlık ocakları, grup ebeleri vs. görevlilere
Böyle mutat günlerden bir gün 31 Mayıs 1990 Perşembe günü ilçe jandarmadan 11.30 sularında KaleköyOn doğu kıyılarında Yelkenkaya mevkiinde bir ceset görüldüğü oraların biraz ıssız uğrak olmayan bir yer haberi verilmiştir.
O zamanki görevlilerden Dr. Müge ARIKAN, Dr. Ayşe Özden KARAKAYA görevli olarak gittiler. Bir müddet sonra bahçeye giriş kapısına doğru dışarıya çıktım dört jandarma eri battaniyenin dört ucundan hey belemesine tutmuşlar çok ağır kokudan başlarını yana çevirerek battaniyenin ortasında tamamen erimiş bir insan cesedi. Şimdi Anadolu Hastanesi ortopedi mütehassısı olan Sağlı Grup Başkanımız Dr. Celal KARAKAŞ Bey; Nejdet Bey ceset şimdilik gasil hanedeki morga konulacak ilgileniver dedi. Semadirek adasında 3 4 hafta önce denize lastik botla açılan ve alabora olup dönmeyen kayıp iki kişi varmış, gelecekler dedi. Gemi o gün Perşembe gidip gelmedi. 1 Haziran Cuma hava yağmur ve çok sert gelip gidemedi, 2 Haziran 1990 cumartesi günü beş kişi geldiler. Biri potoloji uzmanı Nikda KOVADİS (Denizde kaybolanların madamları Anastasia, Despina ile madamaların 2
yakınları) Dr. Müge Hanım'dan öğrendiğime göre diş dolgusu yapılan cesedin Semandirek Adasındaki Diş Tabibine telefon edilmiş ayrıca kasaplık yaparken sağ el ikinci parmağında derin kesilip, nedbeleşmiş ölü dokunun hala belirginliğinden cesedin Anastasia'nın eşi Andonis 'e ait olduğu kesinleşmiş olup madam cesedi ille Semadirek Adasına götürmek istemektedir. O sıra sağlık merkezine ziyarete gelen Metropolit Efendi ve yardımcısı Anastas Efendi geldiler. Cenazenin naklinin çok zor olacağın, burada gömülmesini Anastasya'y. ikna etmeniz hususunda tavsiyede bulunulmanız, söyledim. Söyledik dinlemiyor dedi.
4 Haziran pazartesi günü Çanakkale'de evsafına uygun galvanize tabut yaptırılıp geldi.potoloji uzmanı Dr.Nikda gerekli formaldehit vs. işlemlerini hazırlayıp artık ceset torbasına koyacak; bizler yirmi metre beride Dr.Müge Hanım Madam Despina İmroz'un yerlisi Matmezel Argilo Anastasia ve Ben; Potoloji Uzmanı gasihaneden seslendi. Anastasia zafer kazanmış mağrur bir kumandan edasıyla gasil haneye ilerlerken Madam Despina Argilo'ya Rumca birşeyler söyledi. Argilo bana döndü; Nejdet Bey Madam diyor ki eğer yine böyle bir ceset çıkarsa bana bildirmeni, Madam bana telefon numarasını verdi bende ona bildireceğim. Derken Madam Despina ila göz göze geldik. Bana öle bir mihnetle baktı ki adeta yerine getiremeyeceğim bir hususu benden talep ediyordu. Daha önceki cesedin kalması düşüncelerinden öle bir utandım ki büyük mücadele sonunda Anastasia kazanmıştı.
Bir parça etlerin kemiklere takıldığı son derece erimiş cesedi bütün güçlüklere rağmen götürüyordu.
Mermerden yapılmış çiçeklerle süslü başucuna dikili haç şeklindeki taşın orta yerinden resimlik yerine yakışıklı bir damatlık resmi bulunan çocuklarının kolundan tutup dua edeceği bir mezarı olacaktı.
 
Madam Despina ise her kapı çalındığında, her telefon çalışınca acaba bir haber var mı diye umutlanacağı çoğu zaman deniz kıyısına gidip dalgalara bakıp hayallere dalacağı...
Tabut kapandıktan sonra eksiz bir kınnap dört tarafından sarılarak dört tarafından düğümlendi. Mühür mumu eritilip bir hassa TC. si okunacak şekilde basıldı.
5 Haziran 1990 Salı günü kuzu limanından hareket eden gemiyle gittiler. Anastasia'nın bu vefalı
direnişine son derece hayran kaldım.
YAZIYI HAZIRLAYANLAR; DR. FİLİZ SANAY-FATMA YILMAZ