Sayın İşte Çanakkale okurlarım. Bu ülkede ben 83 yıl 8 aydır yaşantımı sürdürüyorum.

  1. Ülkemizin böyle bir siyaset hastalığına hiçbir zaman şahit olmadım. İnşallah 2024 yılı mahalli seçimlerinin bu ülkenin hakiki ve layık kişilerine nasip kılmasını Ulu tanrımızdan dilerim. Hiç unutamıyorum 2021 yılı 28 Temmuz’da Manavgat’ta kasti olarak başlatılan ve aynı anda 5,6 yerde çıkar. Filan yangınlara B.B. Başkanlarınca en küçük bir tenkitte bulunmayıp Sayın Bakanlarımızın acil görev masası yerine telefon edilip Devletimizin acizliğini adeta ifa etmeleri Sayın Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun senden bunu beklemezdim sen bari bunu yapma sözlerini demesi ülkemiz bir uçtan bir uca yandı. Yağmurlardan bir haftada inecek sular 2 saatte saat te şehirlere meydanlara inip araçları sürüklemeleri neden daha önceleri görülmüyordu kaldıysa biraz aklı başındakiler biraz normal düşünsün.
  2. Günlerden 21 Haziran 2022 Salı saat 20,04 adam tasarlayarak ve benzin dökerek ormanı yakıyor. Adam suç aletleri ve mobilet tipi motosikleti ile sarhoş vaziyette yakalanıyor. Ben düşünüyorum inşallah böyle kişilere idam cezası gelir. Adam gayet sakin hiçbir endişesi yok ailevi problemim vardı. Onlara kızdım yaktım diyor. Ben yine öyle düşünmüyorum. Benzine paramı vererek bir şişe rakıya bu işi yapıyor. Hava rüzgar 87 saat sonra ancak yangın söndürülüyor. O kadar çok ormanın esas sahibi canlılar yanıyor. O kadar hava uçağı yangın söndürme helikopterleri polis otoları jandarması orman işçileri Sayın İçişleri Bakanı Orman bakanı bu kadar uğraş ormanı yakandan bir tek haber yok. Artık devletimizi suçlamak için ne çeşit gerçek dışı iftiralar suçlamalar neymiş uçak ve söndürme helikopterleri kiralıkmış şuymuş buymuş vs. vs. hiçbir suç cezasız kalmıyor yalancının sahtekarın mumu yatsıya kadar yanar derler ama tanrımızın yatsısı biraz fazla uzun sürüyor. Herhalde 31 Mart 2024 mahalli seçimler adaletle son bulur. Benim particilikle işim yok grevini düzgün yapanın alnından öperim.
  3. Sayın okurlarım 1948 yıllarında babamın 5 tonluk Austin kamyonu vardı. Köylere giderdik ben 8 yaşlarımda köy evi denirdi. Kahvehanelerde paraya sıkışan buğday, arpa, mısır vs. getirir babam mesela kapalı ekonomi vardı enflasyon yoktu. Fiyatlar senelerce aynı kalırdı. Buğday köyde 24 kuruşa alır. Merkezde 26 kuruşa verirdi. 2 kuruş yeterli olurdu. Konuşmalardan mesela Kurtbey köyü çiftliği bizlerden denirdi. Çıvgar yaparlar derin sürme toprak Ağustos güneşini görecek yani ekini biçip samanı da alınca hemen sürerlerdi. Yaz mahsulü mısır tarlalarını hayvan domuzlardan korumak için tarlada nöbet tutar teneke çalarlar sürü bir girdi mi en az dörtte bir zaman olurdu. Şimdi insan domuzları son günlerde kapanda sebebi belli olmayan 200 dönüm mahsul yandı. Urfa’da orada burada yanıyor. Son bir senedir bilhassa geri dönüşüm kimya yanıcı orman ürünleri fabrikalarında henüz sebebi belli olmayan yangın tamamen kül oluyor o kadar işçi işsiz bide Çevre Bakanlığınca doğayı kirlettin cezası saatlerce kara duman inşallah bunların son bulması dileklerimle.