Dünyayı saran ve sarsan Corona Virüsü ortaya çıktığından beri insanlar farklı tepkiler gösterir oldular.

Dünyayı saran ve sarsan Corona Virüsü ortaya çıktığından beri insanlar farklı tepkiler gösterir oldular.
Corona ilk çıktığı günlerde çıkış kaynağı görünen Çin’in Wuhan kentinde Çin Hükümeti olayı kontrol altına alabilmek için sokağa çıkma yasağı ilan etti. Yetmedi Çin gibi sıkı bir rejimde bile insanların sokağa çıkabileceklerini düşünerek evlerin kapılarını çivilediler, demir kapıları kaynakla kapattılar.
 İtalya ilk vaka görüldüğünde okulları ve iş yerlerini kapattı evden çıkmayın diye vatandaşlarına çağrıda bulundu. İtalyanlar ne yaptı olayı tatil algılayıp tatil yörelerine akın etti. Partiler düzenleyip bir arada bulunmak için ellerinden geleni yaptılar. Sonuç mu?  Şu an için bu Corona salgınında en fazla insanını kaybeden ülkelerden biri.
En ilginç tedbirlerden birini Hindistan yaptı. Hindistan’da da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ancak yasağa uymayanlar çok oldu. Hintliler Corona bize bir şey yapmaz diye sokağa çıkmaya devam edenler oldu. Hint polisi hemen bizim insanımız laftan anlamaz deyip ellerine koca koca sopaları alıp sokağa çıkana sokak ortasında gereken ilgiyi gösterdi.
Bir başka uygulamada dünyanın modern ve aklı selim ülkelerinden diye gördüğümüz İngiltere’den geldi. İngiltere de Hükümeti ve Başbakan Boris Johnson Corona ya karşı Sürü bağışıklığı yöntemi ile baş edeceğiz kararı aldı.Biz İngilizleri bir Virüs alt edemez dediler, önce hiçbir tedbir almadılar. Baktılar ki hastalık yaygınlaşıp ölümler çoğaldı. Hatta Başbakan Boris Johnson yatağa düştü. Tedbirler geçte olsa alında ama birçok İngiliz’de hayatını kaybetti.
Ülkemizde birçok bilim adamına göre tedbirler geç ve eksik alındı. Sınır kapıları geç kapatıldı. Umreciler yurt dışına gönderildi. Ancak umrecilerin yurda dönüşlerinde de birçoğu karantina yapılmadan ülkeye girdiler. Çok az bir bölümü karantinaya alındı Ancak onların karantinaya alınmaları da hepinizin malumu  bir hayli bir olaylı olmuştu. İlk vaka ve ölümler olmasına rağmen başta ABD ve Katar olmak üzere havayolu uzunca süre açık kaldı. Tüm bunlara rağmen dualarımız kabul oldu. Salgını en az zaiyatla atlatıyoruz.
Sağlık Bakanlığının son verilerine göre test sayılarımız kısıtlı olsa da hasta sayımız oldukça az bu sevindirici. Ancak keşke üç binden biraz fazla vefat eden vatandaşımız var.  İnşallah bu günlerde düşüş eğilimindeki sayılarla dünyayı ve ülkemizi mağdur eden bu Corona salgınından en az kayıpla kurtuluruz. Başka vatandaşımızı bu hastalıktan kaybetmeyiz. Bu konuda büyük emek sarf eden tüm sağlık çalışanlarına sonsuz teşekkürler, iyi ki varlar. Allah yardımcıları olsun. Allah onları hastalıklardan korusun.
Gelelim Çanakkale’nin Corona günlerinde gözümüze takılanlarına. Sokağa çıkma yasağına gerek yaşlılarımız gerekse yirmi yaş altı gençlerimiz çoğunlukla uyuyor. Tek tük istisnalar görsek de durum iyi.  Maske zor bulunsa da maalesef herkese maske ulaşmasa da imece usulü ile herkes de maske görüyoruz. Tabii ki pazar girişlerinde maske dağıtan Belediyemizin çabalarını da unutmayalım teşekkür edelim. Ancak sıkça görüp bir türlü mantığıma uymayan bir detaydan bahsedeyim. Daha çok pazara gittiğimde gördüğüm maske vakası ise şöyle. Adam maskeyi takmış ama maske çenesinde duruyor. (Bazıları da maskeyi cebinde taşıyıp işte maskem diyenler var. Birisi maskenin yüze takılıp ağız ve burun kapandığında işe yarayacağını cepte bir işe yaramayacağını bir söylese).
Maskeyi çenesini takanlarda gördüğüm bir başka detay ise ağzında bir sigara bir de derinden dumanını çekip nefesinin son zerresine kadar dumanı havaya üflemesi; hadi neyse diyeceksiniz. Ama bunu bir de kapalı pazar yerinin içinde yapıyorlar. Yahu bulaşma durumu olur diye pazara bile sayılı adam alıyorlar. Belki hastalıklı (Bence hastalıkla eşdeğer) sigara dumanını üflüyor adam. Yetmiyor bir de ağzında uzunca tuttuğu ağzındaki zerreciklerin karıştığı sigarasını pazarın orta yerine atıyor. Bence şu Coronalı günlerde hatta her zaman kapalı pazar yerinde sigara içmek yasaklanmalı. İçene ve sigarasını yere atana da para cezası uygulanmalı
Çanakkale de dikkatimi çeken bir başka unsurda yaşı tutan bazı gençlerin ne maske ne de eldiven takmaması bu da üzücü ve dikkate değer.  Eldiven değince; Şu meşhur, ülke genelinde seri mağazaları bulunan süper marketler var ya Çalışanlarının eldiven takmaması. Çalışanlara neden eldiven takmadığını sorduğumda şirket vermiyor. ‘’Eldiven takınca hijyen olmuyormuş’’(çalışanların yalancısıyım) diyorlarmış. O zaman bizde takmayalım. Sayın yetkililer bu mağazalarda çalışanların eldiven takmama gibi bir seçenekleri mi var? Eğer hijyenik olmuyorsa biz niye eczanelerden yüksek fiyatlara eldiven alıp takıyoruz. Her gün yüzlerce insanla muhatap olan bu çalışanlara firmanın eldiven vermesini niye zorunlu tutmuyorsunuz. Yetkililerin dikkatine sunuyorum. Herkese Corona’ sız rahatça dışarı çıkacağımız güzel günler diliyorum.