Geçtiğimiz hafta sonu çoğunlukla siyaset ve spor içerikli geçti.

Bir önceki hafta sonu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunun yapılması ve sonucunda Cumhurbaşkanının üçüncü kez seçilmesiyle neticelendi. Hafta arası seçim sürecinin yankıları ve devamında merak edilen yeni Cumhurbaşkanlığı kabinesinin açıklanmasıyla siyaset oldukça hareketliydi. Her geçen  büyüyen  ekonomik sıkıntılara, giderek ağırlaşan hayat şartlarına ve  seçimde bir kenara bırakılan depremzedeler, hiçbirimizin istemediği ve çığ gibi büyüyen sığınmacılar sorunu, Avrupa ülkelerinde giderek yaygınlaşan vize ambargosu gibi uzun sorunlar listesine, açıklanan yeni kabine çare olabilecek mi?  Yoksa yine aynı anlayış ve sorunlu işleyiş devam mı edecek bunu zaman gösterecek.
          Sportif olaylara bakacak olursak futbolda geçen hafta ligin bitimine iki hafta kala puan farkıyla Şampiyonluğunu ilan eden Avrupa Fatihi Galatasaray Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşunun 100. Yılında 23. Kez şampiyonluğunu ilan etti. 
           Her ne kadar Galatasaray Şampiyonluğunu ilan etmiş olsa da hafta sonu Süper ligin üst sıralamasını etkileyebilecek yani Süper lig ikincisi ve üçüncüsünü adeta tayin edecek önemli bir derbi maçı vardı. Futbolla ilgilenen birçok spor sever için oldukça önemli ve heyecanı yüksek bir maçtı. Birçok futbol severin Galatasaray için şampiyon olduğu için lig onlar için bitti gözüyle bakılıyor, ikinciliğin en büyük aday Fenerbahçe için kazanılması gereken, hatta farklı skorla kazanacağı tahmin edilen bir müsabaka olarak görülüyordu. Ama birçok kişi yanıldı. Fenerbahçe de adeta sahada yoktu. Oyunun tek hâkimi Galatasaray’ dı.
            Birçok futbolseverin düşüncelerinin aksine Galatasaray şampiyonluğun getireceği rehavetin aksine taraftarının önünde şampiyonluğunu perçinleyecek ezeli rakibine karşılık alınacak güzel skorlu bir galibiyet düsturuyla sahaya çıktığı görüldü. Maç tribünleri dolduran binlerce Galatasaray taraftarını memnun edecek şekilde 3-0 ve güzel bir oyunla neticelendi. Maçın sonunda Galatasaray, taraftarları önünde gururla 23. Şampiyonluk kupasını kaldırdı.
             Sporseverlerin ilgi gösterdiği bir başka sportif faaliyet ise Filenin Sultanları’ nın Antalya da yapılan Milletler Ligi 1. hafta müsabakaları vardı.  Milli Voleybolcu kadınlarımız İtalyan çalıştırıcı Giovanni Guidetti’ den boşalan antrenörlük görevine yine bir İtalyan çalıştırıcı Daniele Santarelli’nin getirilmesiyle daha mücadeleci ve birçok değişik versiyonu deneyen mücadeleci anlayışla oynayan yapısıyla Milletler liginde oynadığı dört maçın üçünden galibiyetle ayrıldı. Son maçında ABD ye karşı maçı 2-0' dan   2-2 ye getirerek müthiş bir geri dönüş yaptılar. Ancak maçın karar setinde yaşadıkları motivasyon eksikliğiyle maçı kaybetseler de maçtan 1 puanla ayrıldılar.  Bu takımda başka bir ışık ve hava gördüğümü ve her maça farklı kadrolarla çıkarak takım içi rotasyonu doğru kullanıldığını gördük. Bu takım bu anlayışla çok iyi yerlere gelir çok güzel maçlar seyrederiz. Başarıları daim olsun.
              Geçen hafta sonundaki bu yoğunluktan sonra yeni haftaya merhaba dedik tekrar. Gündelik hayat olanca hızıyla devam ediyor hepimiz için. Ülke gündeminin yoğunluğuyla birlikte şehrimizde yoğunluğundan olanca nasibini alıyor. Giderek yoğunlaşan şehir içi trafiği şehir içindeki koşuşturmacaların da adeta canlı örneği. Bütün bu günlük koşturmacalardan biraz sıyrılıp kafamızı biraz olsun dağıtmak, ruhumuzu müziğin eşsiz namelerine bırakmak gerek bazen.
               İşte bu ruh haliyle yeni haftaya başlamışken pazartesi akşamı Çanakkale Belediyesi Kütür Merkezinde Türk Sanat Müziği sevenler için çok güzel bir konser vardı. Asıl faaliyet alanı Tiyatro olan Rino Sanat Merkezi bünyesinde oluşturulan, tamamen amatör bir koro ve saz sanatçılarında oluşan Türk Sanat Müziği Korosu Çanakkale’ li Türk Sanat Müziği severlerle buluştu. 
               Rino Sanat Merkezinin Türk Sanat Müziği topluluğunu Şef N. Tolga Özdemir yönetiyor. Bu topluluğa her ne kadar amatör desek de bizlere eşsiz bir konser sundular. Topluluk genel olarak emekli ve belirli bir yaş üstü müzisyenlerden oluşmasından dolayı eserlerin bir kısmı klasik eserlerden oluşmaktaydı. Ancak konseri dinlemeye gelenlerin neredeyse tüm şarkılara eşlik etmeleri, bazı eserlerin ağır eserler olmasına rağmen Türk Sanat müziğinin ne kadar zengin bir müzik dalı olduğu kadar dinleyiciler tarafından da sevildiğini gösterdi. Konser sürprizler le de doluydu.
               Rino Sanat TSM korosunu bir süre önce Kepez Turan Mildon sahnesinde  hınca hınç dolu salonda ayakta dinlemiştim. Bayılmıştım. Gerek topluluk sanatçıları gerekse Şef N. Tolga Özdemir’e hayran kalmıştım. Bir sonraki konserlerini de iple çekiyordum açıkçası.
               Pazartesi akşamındaki konserde Sunuculuğunu Rino Sanat Merkezinin sahibi ve Tiyatro Yönetmeni Ebru Naz Özdemir Eşli ve Tiyatro sanatçısı arkadaşımız Yusuf Öcal’ın güzel sunumlarıyla gerçekleştirdiler. Birinci sürpriz Yusuf Öcal’ın Dede Efendi ‘ nin ‘’Ey büt-i nev edâ olmuşum müptela aşıkım ben sana iltifat et bana’’ şarkısını o yılların kıyafetlerini anımsatan fes ile, Ebru Naz Özdemir Eşli Hoca’nın o yılların hanım efendilerini anımsatan şemsiye, eşarp ve işlemeli mendiliyle sahneye çıkarak bu güzel şarkıyı seslendirmeleri çok güzeldi. Seyirci de çok bayıldı bu sürprize ve bol bol alkışladı. Her ikisini canı gönülden kutluyorum.
 
               İkinci sürprizde Çanakkale Mehter Takımının gümbür gümbür sesleri ve etkileyici yürüyüşle sahneye girmeleriydi. Mehteran Takımı bu güzel konsere üç eserle katıldı. Son eser ise tüylerimizi diken diken eden   Mehmet Akif Ersoy’un ‘’Çanakkale Şehitlerine’’ şiirinden içimizi titreten satırları eşliğinde ‘’Çanakkale Toz Duman’’ türküsüyle manevi duygularımız zirve yaptı. Gözlerimizden yaşlar süzüldü. Bu duygu yoğunluğu içinde tek eksik bu eser seslendirilirken sunucularımızın Türk Bayraklarını dalgalandırarak sahneye gelselerdi muhteşem olurdu bence. Mehteran Takımına da geceye kattıkları güzelliklerden dolayı ayrıca teşekkür ederim. Bizi alıp başka diyarlara, duygulara götürdüler zira.
             Yeni haftamız  Rino Sanat Türk sanat Müziği Korosuyla bazen duygusal, bazen hareketli, bazen manevi duyguların zirve yaptığı bir konserle kısacası buram buram Türk sanat Müziğiyle başladı. Eşsiz güzel bir akşamdı. Konseri izleyemeyenler bir daha ki konseri kaçırmamalarını tavsiye ederim.  Zira ben daha şimdiden sonraki konseri iple çekiyorum. Emeği geçen herkesi kutluyorum başarılar diliyorum. Herkese de umutların tükenmediği her yeni günün güzelliklere gebe olduğunu hatırlatarak iyi günler diliyorum.