Bir Cuma namazı Seyitonbaşı cami çıkışı birisiyle tanıştım, Ezineli Mustafa Bayraktar Kızılköylü.

Bir Cuma namazı Seyitonbaşı cami çıkışı birisiyle tanıştım, Ezineli Mustafa Bayraktar Kızılköylü. ‘Ben dedim sizi çok iyi tanıyorum bize Uzunköprülü derler’ dedim. ‘1957’ten 1966 yılına kadar Depbağlık yaptım. Sizler Ezine-İstanbul arasında kamyonla nakliyecilik yapıyordunuz’ dedim yürümeye ve anlatmaya başladık.
İkametgahı eski yaşlılar yurduna doğru, konu Ezine peynirinden açıldı. Sayın Ülgür Gökhan Bey yeni Belediye Başkanı olmuştu. Nuri Köseoğlu’nun torunu dedi kızının oğlu imiş. Miras yalnız mal mülk para değil, aynı zamanda yönetim de miras yoluyla olabiliyor dedi. Nuri amcayı tanımaz mıyım? Dedim. Son derece disiplinli insana şöyle bir baksın hiç ilgisi olmadı halde hazırola geçersin dedim. Tabakhanede çalışırken kalfalar Nuri bey kaşarhaneye yine Ardahan’dan bir kaşar ustası getirmiş yani Edirne’den Adapazarı’ndan taaa Manisa’ya kadar bir yay çizilse buraların Türkiye’ye göçmen gelmiş çeşitli bölgelere yerleşmiş. Kaşar peynir, tulum peyniri vs. süt ürünleri ustalarını araştırıp imalathaneye dahil ettiğini, ama ne yazık ki imalathanenin yeni köprünün 200 metre kadar ilerisinde Akçin Çayı’nın sola kıvrıldığı yerde söğütler arasında olduğunu biliyordum.
‘Gidip de ziyaret edemedim’ dedim ve bir defa da tulum peyniri yapımında kullanılmak üzere babamı Burdur tarafında oralarda keçi eti çok tüketiliyormuş. Tulum keçi derisi almak için görevlendiğini ayrıca 20 günde bir saç traşı olmak için berber Şinasi’nin dükkanında sıra beklerken sürü sahibi kişilerden Allah razı olsun Nuri patrondan yeni sezondan bir litre süt vermeden bütün kış kıdım, kıdım o yılın süt parasını yiyorduk diye duyuyordum dediğimde evet çok doğru söylersin dedi. Abisi Şükrü Köseoğlu’nun İstanbul da bulunup (onun çocukları olmamış) Ezine imalatı Şeyka Kaşarlarını pazarladığını İstanbul zenginlerinin bu kaşarı tükettiğini her hafta 20’nin üzerinden tabakhaneden 30 balya köseleyi balyası 100 kilo civarında ortalama 3 ton kaşarhaneden her hafta belirli miktarda Şeyka marka kaşarlarını İstanbul’a taşıdığını köseleleri kapalı çarşıda biri Rum, biri Ermeni, biri Yahudi olan tüccarlara listeler üzerinde teslim ettiğini kaşarları da Şükrü beyin satış yerine bıraktığı, dönüşte Gazlıçeşme’den tabak patronlarının satın aldıkları sığır derilerini Bezazların yani manifaturacıların aldıkları çeşitli, ürünleri daha başka ürünleri de taşıdığını da anlattı.
Ezine peynirinin en gerçek hikayesini İşte Çanakkale gazetesi vasıtasıyla sayın okuyucularımıza duyurduğum için gazeteye teşekkürlerimi sunarım. Sayın Ülgür Gökhan Bey’e de sanırım 4 dönemdir miras yoluyla hiç zorlanmadan kazandığı Belediye Başkanlığı görevinde başarılar dilerim. Selamlar olsun.