Eh bu ülkede 82-83 yaşlarına gelebilmek büyük şans şahsım olarak da pozitif olarak lehte gelişen olaylara son derece önem veren bir şahıs olduğuma. 

 

  1. Eh bu ülkede 82-83 yaşlarına gelebilmek büyük şans şahsım olarak da pozitif olarak lehte gelişen olaylara son derece önem veren bir şahıs olduğuma.  Evet o gece saat 03.00 ikametimden ve yedinci katından ve etrafın dörtte üçünü görme özelliğine sahip olup gökyüzünde ve her taraftan sık sık şimşekler çakıyor sık sık gök gürültüleri bir saatten fazla devam etti. Ben de bunu çok iyi biliyorum her şimşek çakışında havada serbest olarak yüzde yetmiş sekiz azot gazının eriyik hale gelip azot gübresine çevrildiğidir. Daha sonra tam poyrazdan çok güzel yağmur yağdı. Bu sene yıl çok güzel gitti ve zeytin ağaçları çok verimli bu yağmur çok güzel oldu. Yoksa kurak yıllarda Ağustos da zeytin döküm yaparmış.
  2. Şimdi çiftçimiz öyle alıştırılmış ki her şey devletten bekleniyor. Devletimiz yine de bir çok konular da desteğini veriyor. Bundan yetmiş beş sene kadar önce babamın Austin kamyonu vardı. Uzunköprü’nün köylerini gezerdik bende 8 yaşında köy kahvelerindeki konuşmaları dinlerdim mesela Balaban köy onlar Bulgar göçmeni Çıvgar yaparlardı. Çiftçiliği bizden kuvvetlidir. Toprak Ağustos güneşini görçek derlerdi. Çıvgar çukur kazıp ona göre pulluk üç çiftçi öküzle tarlalar sıra ile derin sürülürmüş verimde ona göre o zaman fenni gübreler yok. Babam köylünün harçlık için sattığı buğday, mısır, arpa v.s. üç kuruş kadar noksanına alıp kasaba tüccarına 27 ve 28 kuruştan verirdi o zamanlar öyle idi yağmurlar düzenli yağardı. Kışlar kasımda yağan karlar Nisan ortalarına kadar ancak kalkardı. Ayrıca kar toprağı kabartır gübreler denirdi.
  3. Ekim sırası denirdi her sene değişik ürün ekilirdi. Kasabaların olsun köylerin olsun Traktör olmayıp hayvan gücüne bağlı olduğundan arazilerin belirli bölgeleri sürülüp ekilmezdi, hayvanlara mera olurdu. Ayrıca Ergene olsun Meriç olsun taşkınlara sebep oldukları zamanlar ovalara çok verimli mil bırakırlardı daha sonra Meriç  nehri ile birleşip Ege denizine dökülürdü. Ayrıca Meriç nehri olsun Ergene olsun Sazan balığı ve yayım balıkları tutulurdu. Yedi sekiz kiloluk tezgahlarda kesilip Pazar yerlerinde kilo ile halka satılırdı. Şimdi  zaman çok değişti ne ağustos güneşi deniyor gübre desteği ile çiftçilik yürütülüyor. Çocukluğumdan hatırlıyorum Meriç ve Ergene nehirleri arasında kalan Ada Saranlı köyünde bir kök pancarın on sekiz kilo geldiğini çok güzel hatırlıyorum. Selamlar…