Bravo hem de bilmem kaç defa bravo…

“Uçuyoruz, uçuyoruz” derken “Uçtuk.”

Hem de uçurumdan aşağıya.

.

Enflasyon açıklanmış;

Haber şöyle verilmiş;

Yıllık enflasyon, ‘Tüketici fiyatlarında yüzde 64.77’, yurt içi ‘Üretici fiyatlarında yüzde 44.22’ olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Aralık 2023 itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 53.86, yurt içi üretici fiyatları yüzde 49.93 arttı.

.

Bu enflasyon açıklaması resmi kaynaklara göre.

.

Bir de özel kaynaklara göre hesaplanan enflasyona bakalım;

“ENAG ise aralıkta aylık enflasyonu yüzde 4,12, yıllık enflasyonu yüzde 127.21 hesapladı.”

.

Şimdi diyeceksiniz ki;

TUİK nire, ENAG nire.

.

Biri;

64.77 diyor,

Diğeri;

127.21 diyor.

.

Yarı yarıya bir hesap.

.

Peki bizim maaşlara yapılacak zam ne kadar?

Bağkur ve Sigorta Emeklilerinin zam oranı “37.56” olmuş.

Bol bol harcayarak maaşı yer dururuz.

“22 senedir bizi tek başına yöneten iktidarın hepimize yılbaşı hediyesi sayalım, şükredelim...”

.

A101 reklamındaki gibi;

“Harca harca bitmez…!”

 

SAAT DEYİP GEÇME

Sünnet düğünümde koluma takılan hediye kol saatinden bu yaşıma kadar pek severim saat takmayı.

.

Nedense hoşuma gider.

Yatmadan çıkarırım, sabah tekrar takarım.

Şimdilerde dijitalleri çıktı, neredeyse asistanım gibi.

Her b.ku biliyor.

Ben de kullanıyorum.

.

Adımlarımı sayıyor,

Kan basıncımı ölçüyor,

Telefonuma bakıyor,

Mesaj geldiğinde uyarıyor filan.

.

Gazete sayfaları karıştırırken karşıma çıktı bu konu.

Başlığı şöyleydi;

“Saatsiz yapamayan insanların 5 özelliği”

.

*Zamanın hakkını en iyi onlar verir

Kol saati kullanan insanların ekseriyetle dakik oldukları bilinir.

Böyle insanları bekletmeden önce üç kere düşünmenizde fayda var.

Çünkü saat 16:00 için anlaştıysanız, en geç bir dakika önce onları malum yerde bulabilirsiniz…

.

Doğrudur.

Benim de hayatımda geç kaldığım randevum yok denecek kadar azdır.

Beklemeyi ve bekletmeyi hiç sevmem.

.

*Saatleri stillerini yansıtır

Saat çoğu zaman stilimizin ve kıyafetlerimizin son halkası olarak dikkat çeker. Kişiden kişiye değişse de en önemli unsur olabilir. Bu yüzden “Saatim olmadan çıkmam” diyenlerin, saatleri kıyafetleriyle de uyumlu olur. Onlara bir hediye almayı düşünüyorsanız, saatiyle uyumlu olup olmadığa bakmanızda fayda var.

.

Kıyafete göre çeşitli saatler takacak olsak yandık.

Her kıyafet başına bir saat oldukça fazla.

Ancak kolumdaki dijital saatin kadranı birkaç renk olabiliyor.

Kıyafetime göre kadranının rengini değiştiriyorum.

Fena olmuyor hani.

.

*Saatleri olmadan eksik hissederler

Kol saati takmaya alışan herhangi biri, bu alışkanlığından kolay kolay vazgeçemez. Çünkü saat öyle bir tutkudur ki takılmadığı zamanlarda insanda eksiklik hissi uyandırır. Hatta kendilerini çıplak kalmış gibi hissedebilirler.

.

Bak bu doğru.

Yanımda cep telefonu var, koskocaman saati var. Ama “İlle de saat olsun” isterim.

Saat merakım sadece kol saatiyle sınırlı değil, evimde de oldukça fazla duvar saati var. Biraz dakik olmamla ilgili sanırım.

.

*Saatleri onları ele verir

Kol saati takan sevgiliniz varsa herhangi bir aktiviteden sıkılıp sıkılmadığını anlayabilirsiniz. Çünkü sıkıldıklarında saate bakma aralıkları artacaktır. Bu da ikili uyumunuz için sizin adına önemli bir gösterge olacaktır. Ayrıca yanlış anlaşıldıkları da olabilir. Bazıları sık sık saate bakmayı alışkanlık haline getirmiştir. Bunun ne anlama geldiğini en iyi siz bilirsiniz.

.

Bu tespit benim için doğru.

Sıkıldığım zamanlar sık sık saatime baktığım doğrudur.

.

*Sorumluluk sahibidir

Bir kol saatini taşımak her şeyden önce sorumluluk gerektirir. Uyumadan önce, banyoya girerken ve spor yapmadan önce saatlerini çıkarırlar. Özenle yerine koyarlar, sonra tekrar takarlar. Bir insanın ne kadar sorumluluk sahibi olduğunu saatine gösterdiği özenden anlayabilirsiniz.

.

Benim malım zaten kıymetlidir.

Başkasına kolay kolay vermem, almam da.

Dikkatli kullanmaya çalışırım.

.

Belki de çocuğuna satın alacağınız bir saat ile ona bu alışkanlıkları kazandırabilirsiniz.

Benim için sünnette takılan bir saat ömür boyu bana yön veren bir araç oldu…

 

SANAL ÂLEMDE TECAVÜZ

Okuduğumuz gazetelerde gün geçmiyor ki bir “taciz, tecavüz” haberi olmasın.

.

İnsan okudukça insanlığından tiksiniyor.

.

Tarih boyunca süregelen bu davranış, erkeklerin zayıf noktası olsa gerek.

.

Çağımızda yaşanan dijitalleşme çerçevesinde de böylesi bir vaka yaşandı nihayet.

.

“Yok artık! Oha!” dediğinizi duyuyorum, zira ben de haberi okuduğumda böyle tepki vermiştim.

.

Haber başlığı şöyle;

“Sanal tecavüze gerçek soruşturma…”

.

Bazı pisliklerin, yaşadığımız fiziki ortamda tecavüze ve tacize yeltendikleri malumumuz.

Ama bunun sanalı nasıl oluyor.

Haydi oldu diyelim,

Soruşturma nasıl olacak?

.

Suçu işleyen sanal,

Tacize uğrayan sanal,

Soruşturma gerçek.

.

Siz de meraklandıysanız okumaya devam edin;

“Sanal evren Metaverse’de 16 yaşından küçük bir kızın dijital karakteri (Avatarı) video oyununda sanal yetişkin erkeklerden oluşan çete tarafından cinsel saldırıya uğradı.”

.

Biz gerçek dünyada çeteler var zannederken, sanal dünyada da türemişler.

.

Tecavüz olayından sonra dünyanın ilk ‘Sanal tecavüz’ soruşturması başlatılmış.

.

Kurban, fiziksel saldırı olmadığı için herhangi bir yara almamasına rağmen, sanal gerçeklik gözlüğü kullanan kız çocuğun oyunu tamamen gerçekçi şekilde tasarlandığı için (gerçek dünyada tecavüze uğrayan biriyle aynı) psikolojik ve duygusal travmayı yaşadığı belirtilmiş.

.

Yetkililer böyle bir alanda cinsel suç dalgasıyla mücadele etmek için yasa çıkarılması çağrısında bulunuyor ve çocukları istismar etmek için yeni teknolojiyi kullananları durdurmak için polislerin taktiklerinin gelişmesi gerektiğini söylüyor.

.

Artık çocuklarınızı sanal alemlere akıtırken, dikkatli olmalarını tembih etmeyi ihmal etmeyiniz.

Sanal âlemde de iti var, uğursuzu var, tecavüzcüsü var…

 

KADINLARI ANLAMAK

İnstagram’da dolaşırken buldum.

Aslında bu konu ile ilgili birçok defa tespit yazısı okumuştum.

Tiyatrolarını seyretmiştim.

Bu kısa kısa verdiğinden “Yazayım bari” dedim.

.

Sinan Canan anlatıyor;

“Kadınları anlamaya çalışmayın, sadece sevmemiz yeter, erkeği sevmenize gerek yok anlayın yeter” diye bir söz var.

Yani erkek daha zihinli bir varlıktır.

Çünkü beyin organizasyonu itibariyle aynı yarı küre içindeki bağlantıları çok yoğundur.

Hızlı, kısa vadeli ve isabetli karar alma konusunda erkek zihni başarılıdır.

.

Kadın beyni sağlı sollu iki hemisferin çok bağlandığı bir yapıya sahip olduğu için daha komplike düşünür.

Daha uzun vadeli hesapları daha iyi yapar.

Daha garantici kararlar alır.

.

Bir espri yapıldığında mesela kadınlar daha geç gülüyorlar ama espriyi daha uzun süre hatırlıyorlar erkeklere göre.

Erkek hemen gülüyor, hemen unutuyor.

.

Kadın hesapçı, hiçbir şey yapmadığınız sırada beynimizin geçtiği özel bir mod var. Parlak fikirlerin aklımıza geldiği zaman o dur, boş zihin hali.

Fakat erkeklerde beynin (mesela) yüzde 2’si çalışıyorsa, kadınların beyninin yüzde 20’si çalışıyor. Orada bile “haldır haldır” bir aktivite var, hiç durmuyor.

.

Şimdi böyle bir beyni hakikaten anlamaya uğraşmayacaksın ki Einstein bile başarılı olamamış.

O ne diyorsa doğrudur modunun mutluluğun anahtarı olduğunu düşünüyorum.

.

Ey erkekler!

İşte size mutluluğun anahtarı.

Okuyun, ezberleyin uygulayın.

.

Ben 41 senedir bunu uyguluyorum.

Anlatılanlar gerçektir.

.

Hatta bu tez, erkeklere ders olarak verilmelidir. Böylece ülkemizdeki “Boşanma” oranını düşürelim.

.

Ey erkekler!

Kavgada eşinize (veya sevgilinize) söyleyeceğiniz son kelime muhakkak şu olmalı;

“Sen ne diyorsan haklısın karıcığım…”

Bunu yaparsanız benim ne kadar haklı olduğum ortaya çıkacaktır.