Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili söylediği sözler:

“Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.”

.

“Cumhuriyet fazilettir.”

.

“Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.”

.

“Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

.

“Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

.

“Milletimizin bugünkü yönetimi gerçek özelliği ile bir halk yönetimidir.”

.

“Cumhuriyet; Düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.”

.

“Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.”

.

“Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.”

.

“Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk Hükümeti'nin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar sivil halkımıza da iyi bakmaktır.”

.

“Cumhuriyeti kuranlar onu korumaya da muktedir olmalıdır.”

.

“Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız.”

.

“Benim naçiz vücudum nasıl olsa bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen yaşayacaktır.”

.

“Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”

.

“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.”

.

“Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir.”

.

“Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.”

.

“Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum.”

.

“Dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan milletler arasında demokrat doğan yegâne millet, Türklerdir.”

.

“Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.”

.

“Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.”

 

GENÇLİĞE HİTABESİ

Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

 

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir.

 

İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.

 

Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.

 

Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.

 

İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

 

Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.

 

Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.

Millet, fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

 

Ey Türk istikbalinin evladı!

İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Mustafa Kemal Atatürk

 

ATATÜRK KİMDİR?

Mustafa Kemal Atatürk dünya döneminin liderleri içerisinden 21’nci yüzyıla geçebilen tek liderdir.

.

O, halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle, saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek liderdir.

.

En büyük düşmanı; hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis.

Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet Bayramı Atina’daki Türk büyükelçiliğine gidiyor.

Atatürk’ün resminin önüne geçiyor ve saygı duruşunda bulunuyor.

Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında bile uyandırabilen bir Mustafa Kemal.

.

Yıl 1938, General Mc Arthur’un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi.

Birden çok sıkılır ve yanında duran 120’den fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: “Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim.”

.

Bir İranlı şair 1938’de Tahran gazetesine ölümü üzerine bir şiir yazar.

“Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse, başına Mustafa Kemal gibi lider getirir.”

.

Yıl 1978.

UNESCO, üyelerine bir öneriyle gelir.

Önerisi ise şudur:

“Doğumunun yüzüncü yılında, 1981 yılının Atatürk Yılı olarak ilan edilmesi…”

Sonra 152 ülke şu metne imza atar:

“Atatürk kimdir; Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur…”

.

Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı ölür ve vasiyeti açılır. Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır.

“Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm.”

.

Bakıyorsunuz Ahlatlıbel kazıları başlamış başında toprak alıyor, ölçüyor, biçiyor.

“Ya ne yapıyor Mustafa Kemal?” diyorlar.

Çankaya’ya gidiyor, Çankaya’da üç gün üç gece hiç uyumadan; uyumamak için alnına ıslak bezler koydurmuş, birilerini çağırıyor, telefonlar ediyor bir heyecan bir telaş.

Üç gün sonra “Gelin diyor Ahlatlıbel’e gidiyoruz.”

Ahlatlıbel’e geliyor diyor ki, “Arkeologlar toplanın.”

Mustafa Kemal heyecanla diyor ki, “Kazdığınız yer yanlış, şurayı kazmanız gerekir.”

Yabancı arkeologlar, “El insaf Paşam, anladık iyi askersin, iyi devlet adamısın ama yani bu işte bizim işimiz, niye karışıyorsun?” der gibi bakıyorlar kendisine.

Ama emir büyük yerden.

Başlıyorlar Mustafa Kemal’in gösterdiği yeri kazmaya.

Sonuç mu?

Bütün bulgular oradan çıkıyor.

.

Yıl 1916.

Bitlis cephesi komutanı Mustafa Kemal Bitlis cephesinde çökmekte olan bir cepheyi kurtarıyor ve çadırına geliyor, yaveri İzzettin Çalışlar’ı çağırıyor ve eline bir not veriyor. Notta ne yazıyor?

“Savaştan sonra ilk işimiz Türk kadınına serbestisini vermek, onu erkeğinin yanında eşit haklara sahip kılmak.”

.

İzmir’den Ankara’ya Trenle hareket eder.

Ertesi gün kompartımanının kapısını çalar yaveri. Açar. Yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır Atatürk.

Yaveri “Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde niye böylesiniz?” der.

“Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, ben de uyumadım kalktım” der. Yaveri; “Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz, hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik” der.

Şöyle cevap verir, “Geç fark ettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması…”

.

İstanbul ve Ankara illerinden birisine Atatürk adının verilmesi için bir kanun önergesi verilir meclise.

Bu önergeyi vereni hemen yanına çağırıyor ve şunları söylüyor;

“Bir ismin dillerde kalması için şehrin temellerine sığınmasına gerek yoktur. Bakın bu şehrin ismi İstanbul ama Fatih Sultan Mehmet’i hemen hatırlıyoruz. Ben tepelerine, şehrin temellerine ismimi yazarak değil milletimin kalbine yazarak anılmak isterim…”

.

Sevilen, sayılan Lider olmak mı?

Canla, başla Devlet kurmak mı?

Öyle kolay iş değil bunlar…