Vay vay vay. Bizim kahve savaş alanına döndü.

İktidarın, “Emeklilerin çalışmayanına ikramiye verip, çalışanlarına ikramiye vermemesi” tartışması ortalığı yakıp, yıktı.
.
Bu ne öfke!
Böyle bir şey görmedim.
.
Kahvemizin müdavimlerinden emekli Şahin Ağabey, “Bize 5 bin verdiniz tamam, ama çalışan emekliyi neden ayırdınız?” diyerek başlattı tartışmayı.
.
Bak şimdi okudum gazeteden.
AKP’li Şamil Tayyar’a sormuşlar:
“Neden?” diye.
.
“Adam emekli olup maaş olarak 40 bin lira alırken ikramiye alacak, maaşı 7500 lira olup, çalışarak yarım yamalak maaş alanlara bir şey verilmeyecek öyle mi? Haksızlık olmuş” diyor.
.
Şahin Ağabey bastırıyor:
“Yahu emeklilerin çoğu tam maaş bile almıyor. ‘Nasılsa emekli maaşın var’ denilerek yarım maaş veriliyor.
Emekli ne yapsın?
Hiç yoktan iyidir diyerek işi kabul ediyor.”
.
Şahin Ağabey aldı gazı gidiyor.
Dümeni ele geçirdi ya.
Bastır gitsin.
Verip veriştiriyor.
.
“Nasılsa geleceksiniz bizim kapımıza.
Oy mu isteyeceksiniz?
Yok size oy!”
.
“Bize güvenip sahaya çıkmayın.
Oy filan yok size” diyerek köpürüyor.
.
Emekli Rasim Amca girdi devreye;
“Sakin ol Şahinim. Ne bağırıyorsun sabah sabah. Hem sen çalışan emekli değilsin ki? Ne diye delleniyorsun?”
.
Şahin Ağabey daha da sinirlendi.
“Hah. Tam iktidarın istediği gibi olmuşsun. Kendine bak, başkasına bakma modundasın. Yahu onlar da emekli, onların derdi bizi de gerecek tabi. Ayrışırsak, bölünürsek duman oluruz. Sen parayı aldın çekil kenara. Oh ne ala memleket! Olmaz öyle şey, bir haksızlık varsa hepimiz savunmalıyız…”
.
“Şahinciğim boş ver bu işleri, Devlet Su İşleri.” diyerek söze girdi Nafa’dan emekli Halim amca.
“Ne zaman yollar yürüye yürüye aşınmış ta, şimdi aşınsın? Geç otur yerine, üzme kendini!”
.
Bunlar konuştukça Şahin Ağabey daha da ileri gitti:
“Çıkalım sokağa ‘Hükümet İstifa’ diye bağıralım. Duysunlar sesimizi. Anlasınlar kuvvetimizi… Emekli burada, AKP nerede!”
.
Levent Kaptan daldı lafa:
“Ne bağırması, ne sokağa çıkması Şahinciğim! Daha iki adım atmadan yere yığılırız hepimiz. Kimimiz kalpten, kimimiz bacaktan çökeriz olduğumuz yere.”
.
“Sen hangi ülkede yaşıyorsun Şahin! Sen daha iki adım atmadan soluğu Silivri’de alırsın. Bu ülkede demokrasi var, herkesi yürütmezler öyle istediğin gibi…” diyerek dalga geçti Gelir Dairesinden emekli Yaşar Amca.
.
“Korkaklığınız diz boyu. Yürüyelim bakalım binlerce kişi! Silivri bile almaz hepimizi. Siz alışmışsınız oturmaya, mabadınızı kaldırıp yürümeyi unutmuşsunuz. İktidarını esiri olmuşsunuz. Verirse alıyorsunuz, vermezse de şükür ediyorsunuz. Hadi be’ Sizinle sokağa değil, tuvalete bile gitmem…” diye kızarak çıktı gitti şahin Ağabey.
.
Arkasından bağırdı Kaptan Levent: “Boş ver Şahinciğim bu işleri. Gel Batak çevirelim biz. Yürüme işlerini de maaş almayanlar düşünsün, nasılsa bizim maaş gelecek. Bakalım işimize…”
.
Neyse ki konu fazla uzamadan kapandı. Yoksa iş dönülmez noktalara taşınacaktı.
.
Şu kıt aklımla düşündüm de:
Değişen bir şey olmuyor bu memlekette.
Konuşan konuştuğu ile kalıyor.
Öfkelenen öfkelendiğiyle...
.
Seçim zamanı geldiğinde iktidar oyunu yine alıyor.
Her halükarda oyunu alan iktidar da istediğini yapıyor.
Halk da arkasından bakıyor.
.
Onlar mis gibi yaşıyor,
Olan biz vatandaşlara oluyor.
 
SEMİZOĞLU HAKLI
Dün gazetemizde manşetten okudunuz haberi.
Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın 2023 yılı Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısında konuşan ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu işlemleri devam eden Kamu Kampüsü hakkında “Bu cinayettir arkadaşlar” kelimelerini kullandı.
.
Nedir bu Kamu Kampüsü?
.
Eski hastanenin oradaki Karayolları ve Tarım İl Müdürlüğüne ait binaların yıkılarak bir kamu kampüsü yapım işi.
.
Şehrin tüm kamu kurumları buraya getirilerek bir kampüs yapılacak.
.
Şehrin devlet ile olan tüm işleri buradan yürütülecek.
.
“Bu cinayettir arkadaşlar” diyerek başladığı konuşmasında Semizoğlu şu soruları soruyor haklı olarak:
.
“Orada çalışan insanların arabasını park edeceği yer neresi?”
“Yeşil alanın otoparkı. Vatandaş oraya nasıl gidecek?”
“Tapu da işin var nereye park edeceksin aracını?”
.
Bu kampüsü yapmayı düşünenler için hayat kebap.
Ona şöyle diyor Semizoğlu:
“Ama VIP’de çalışan memur, amir basıyor düğmeye giriyor, park ediyor.”
.
Eee?
Şehir dışından gelen vatandaş ne yapacak?
.
El cevap:
“Ne yaparsa yapsın umurlarında mı?
.
“Peki o yoğunlukta trafik ne olacak?”
“Arabalar caddelere nasıl sığacak?”
.
“Onlara ne?”
.
Semizoğlu konuşmaya devam ediyor:
“Bu kadar geniş coğrafyaya yayılmış bir ilde, şehri küçülterek boğmanın daha iyi bir yolu olamaz. Ben o fikri vereni de kınıyorum, ben oraya yapılmasını onaylayan birimleri de kınıyorum. İddia ediyorum yarın tayinleri çıkacak gidecekler buradan. Ama bizler yüzyüze bakacak, bizim çocuklarımız o sıkıntıyı çekecek.”
.
İşte vurucu cümle şu: “… yarın tayinleri çıkacak gidecekler buradan.”
.
Aynen.
Yarın buradan gidecekler, sıkıntısı bize kalacak.
.
Daha önce de defalarca gündeme getirmişliğim var.
“Kaldırın havaalanını şehir dışına.
Yapın oraya kampüsünüzü.
Siz rahat biz rahat.
Siz rahat, şehir rahat…”
.
Haydi, bir cesaret çıkın ortaya…
.
Ey! İktidar partisi!
Seçimler geliyor.
Nasılsa bir adayla geleceksiniz oy istemeye.
Bu millet size oy verir mi?
.
Veya şimdiye kadar, “Neden oy alamıyorsunuz?”
“Hiç düşündünüz mü?”
.
Selçuk Semizoğlu eleştirilerinde haklıdır.
Aksini düşünenlere diyecek bir lafım yok…
 
KONUŞULUYOR
Ağzı torba değil ki büzesin.
Ağzı olan konuşuyor.
.
İşte sosyal medyadan bir paylaşım.
.
ABD: İsrail için uçak gemisi, savaş gemileri ve savaş uçaklarını ve askerlerini bölgeye seferber etti.
.
İNGİLTERE: İsrail için savaş gemileri ve casus uçak gönderiyor.
.
AB: İsrail’e lojistik destek veriyor. Asker ve silah göndermek için hazırda bekliyor.
.
KİMİN İÇİN?
??Bir tane savaş uçağı
??Bir tane donanma gemisi
??Hava savunma sistemi bile olmayan, her türlü insanlık dışı saldırıya maruz kalan Filistin için.
.
Buna kim inanır?
.
“Haçlı ordusu tüm gücüyle birleşip, Filistin’i bahane ederek Türkiye’nin de içinde olduğu Ortadoğu ülkelerini kuşatırken, 55 Müslüman ülke korkusundan Filistin’e su bile gönderemiyor.”
.
Dedim ya:
“Torba değil ki büzesin…”
 
ÂLİME SORMUŞLAR
Âlime sormuşlar:
“Deve şiir okur mu?”
Âlim cevap vermiş:
“Dinleyecek eşek bulduktan sonra gazel bile okur…”