Seçim zamanında mı olacak? Yoksa erken mi? Tartışılan bu…

Seçim zamanında mı olacak?
Yoksa erken mi?
Tartışılan bu…
.
“Tencere tava hükümet düşürür” kısmından bakıp, “mutfaklarda yangın var” demek abesle iştigal olur.
Çünkü vatandaşta mutfak bile kalmadı yanacak.
.
İşte bu sebeple seçimin erkene alınması, geçe bırakılması bu iktidarı düşmekten kurtaramayacak gibi.
.
Kayseri’deki Erciyes Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde 100 bin kişinin söylediği “İzmir Marşı”, dalga dalga yayılmış ve en son İlahiyat Fakültesinde söylenmişti.
.
Bunun tek anlamı var;
İktidar gidici.
.
“Efendim kaybedeceği bir seçime girmez.”
“Hayatta seçim yapmaz” gibi söylentiler tamamen uydurma.
.
Türkiye Cumhuriyeti topraklarında böyle bir şeye kimse tevessül edemez.

Erken seçim kararı için az vakit kaldı.
.
İktidarın ekonomi için azıcık bir umudu olsa seçimi zamanında yaparak, vakit kazanmak ister.
.
Ama nafile.
Gelen haberlere bakınca bırakın düzelmeyi, gittikçe çamura saplandığımızı gösteriyor.
.
“Erken seçim” diye tutturan muhalefete “Seçim zamanında olacak” diyerek kendisini de aday ilan eden Erdoğan, “Son noktayı koydu mu?”
Yoksa siyaseten söylenmiş bir söz mü?
Kimse tam manasıyla inanmış değil.
.
Yapılacak bir seçimin mağduru MHP olacak gibi.
Zira yaslandığı iktidarın sadece kendisini kurtarmak adına “bir manevra” yapma olasılığı oldukça yüksek.
Böylesi bir durumda yalnız kalacak olan MHP’yi seçim barajının yüzde 7’ye sabitlenmesi de pek kurtaramayacak gibi.
Gördüğüm kadarı ile en çok zararı kendileri görecek.
.
Kılıçdaroğlu’nun yıldızının parlaması son aylardaki çıkışının yanında, “Kötünün iyisi” olarak değerlendirilebilir.
.
Geçen yıllarda kendisine pek şans vermeyen seçmenin, “Denize düşenin sarıldığı kişi” olarak konumunu aldı.
Gittiği her yerde kalabalıklarca karşılanan Kılıçdaroğlu, aday olarak ortaya çıkacak gibi duruyor.
.
Sonuç ne olur?
“Kim olursa olsun, şu iktidardan kurtulalım” diyen seçmen için fark etmeyecek…
.
Millet İttifakı,
“Güçlendirilmiş Parlamento”yu millete güzel anlatırsa,
Kılıçdaroğlu’nun bu sistemde, “Devleti temsil eden siyaset dışı bir figür olacağını” anlatırsa,
Meral Akşener’in başında olacağı “Millet İttifakının icraatı sürdüreceği” anlatılırsa,
Halk daha da güvenli bakacaktır.
.
İktidarın tek derdi “Millet İktidarının adayının kim olacağı?”
Öyle ya seçimi almalarının tek yolu diğer adayı hırpalamak.
Zira ortaya sunacakları başka konu yok.
.
Sürekli olarak “Açıkla baskısı” yapmaları ve Millet İttifakının oralı olmaması kendi sinirlerini yıpratıyor.
Boşu boşuna gerginlik yaratıyor.
.
İnanın vatandaşın bile umurunda değil adayın kim olacağı.
.
“Halk kime vereceğini değil, kime vermeyeceğini iyi biliyor.”
.
İşte bakın anketler ortada.
.
“Verilmeyecekler kısmı” daha net.
Kararsızların çoğu İktidarın oyları zaten.

İki seçim yaşayacağız.
Birincisi Cumhurbaşkanlığı,
İkincisi Meclis.
.
Meclis çoğunluğunda iktidarın pek şansı kalmamış gibi.
Hangi ankete bakarsanız bakın, arka sıradalar.
.
Bu konuyu AK Partililer de kabul etmiş durumdalar.
Tek beklentileri “Reis bir taktik yapıp, çoğunluğu alır mı?” şeklinde.
.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise herhangi bir adayın ilk turda yüzde 51’i geçme şansı yok gibi.
Ama bu millet ikinci tur hesapları yapanlara büyük bir ders verebilir o ayrı.
.
Eğer seçim ikinci tura kalırsa işte o zaman görün siz siyasi hareketlenmeyi.
.
Kim?
Kiminle?
Nerede?
Nasıl?
Ne zaman?
Ne yapıyor?
Niçin?
.
İşte bu soruları doğru cevaplayan seçimi alacak…
Bunu da nasıl yapacakları konusundaki tahminimi daha sonra yazarım.
.
Vatandaşlarla konuşurken gündemleri hep aynı:
Pahalılık.
“Benzin olmuş 28 lira,
Dolar olmuş 17.2 lira…
Simit 4 lira,
Çay 4 lira,
Maaşlar eridi…”
Hep söylenen bu.
.
Ne olacak? Sorusuna cevap gecikmiyor:
“Artık bunlarla olmaz…”
.
AK Partili olarak bildiğimiz kişiler var.
Onlara da soruyoruz bu soruyu.
Hiç sesleri çıkmıyor.
Biliyorlar ki savunmaya geçtiklerinde saçmalayacaklar.
.
Çünkü savunacak, köprü, tünel, havaalanı, otoyoldan başka bir şey yok.
Hepsi de “Garantili”
Bütçeyi adeta emiyor.
.
Geriye “Hamaset” edebiyatı kalıyor.
“Suriye’ye gireceğiz,
Yunanistan’a soracağız” gibi.
.
Bunlar vatandaşın umurunda mı?
Hayır.
Karın doyuruyor mu?
Hayır.
Ekonomiye faydası var mı?
Tam tersi zararı var.
Adam neyi savunsun, başını önüne eğiyor haliyle...
.
Onlar Reis gibi değil.
Zira onun gündeminde şu vardı:
“Bugün ülkemizin şu ana kadar en büyük doğalgaz keşfi olan Karadeniz gazında kritik bir safhaya ulaşmanın heyecanını yaşıyoruz…”
.
“Dünyanın satın almak için sıraya girdiği İHA’larımızı, akıl sahibi herkesin gıptayla baktığı otoyolları, tünelleri, barajları velhasıl bütün projeleri milletimizin hizmetine geçirdik.”
.
“Az önce arkadaşlarımızla şöyle bir değerlendirme yaptık. 4. sondaj gemimizin adını ne verelim? Ve yaptığımız değerlendirme neticesinde bu bölgede Sultan Abdülhamid yapmış olduğu çalışmalarla bir döneme aslında ismini vermiş. Dedik ki bu geminin adını ‘Abdülhamid Han’ olarak belirlediğimizi açıklayalım. Bu gemimizin göreve başlamasıyla, çalışmaları daha hızlı, verimli gerçekleştireceğiz.”
.
İşte sokağın gündemi,
İşte iktidarın gündemi…
.
Şimdi varın siz karar verin:
Seçim erken de olsa, geç te olsa sonuç ne olur?
 
***
SORU
LGBT yürüyüşü Valilikçe iptal edilmiş.
Sebep?
Bir dernek tarafından açıklama yapılmış:
“Lezbiyenler, gayler, biseksüeller, travestiler şehitlerimizin imanlı ve ahlaklı ruhlarını ve bedenlerini feda ettikleri bu aziz topraklarda sözde ‘Onur Yürüyüşü’ adı altında manevi ve milli değerlerimize leke sürmek, lanetli ayakları altında çiğnemek, adeta yüzyıl önce verilen vatan mücadelesinin, Çanakkale Zaferimizin intikamını almak istemektedirler…”
.
Bunun üzerine Valilik şu açıklamayı yapmış:
“İlimizde 13-17 Haziran 2022 tarihlerinde düzenleneceği belirtilen ve sosyal medya aracılığıyla da duyurulan etkinlik, toplantı ve yürüyüşe Valiliğimizce izin verilmemiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur…”
.
İnsanın sorası geliyor:
Yurdumuzda birçok LGBT sanatçı var.
Bunlar gazinolarda, barlarda sahneye çıkıyor, televizyonlarda yer alıyorlar, filmlerde oynuyor…
.
Soruyorum size:
Doğru mu?
.
Hatta Saray’a yemeğe davet ediliyorlar.
Doğru mu?
.
Eee?
Daha önceki aynı yerde, aynı şekildeki yürüyüşlerine izin verilip hiç engellenmemişken, şimdi ne oldu da izin verilmedi?
Sorum bu…
.
Önerim:
Bu insanlar madem bu topraklara da sokulmasın.
Ha yürüyüş yapmış, ha gezinti…
Aynı toprağı çiğnemeyecek mi sonuçta?
Ne fark eder?
.
En iyisi biz şehrin girişine bir barikat kurup kontrol edelim ve bu insanları içeri sokmayalım.
Ne dersiniz?