Nusret, I. Dünya Savaşı Çanakkale Deniz Savaşlarında büyük bir başarı göstermiş olan mayın gemisidir.

Nusret, I. Dünya Savaşı Çanakkale Deniz Savaşlarında büyük bir başarı göstermiş olan mayın gemisidir. Malatya Arapgirli Cevat Paşa'nın emriyle Osmanlı Donanması ve Türk Deniz Kuvvetleri'nde hizmete giren mayın dökücü gemidir. Asıl ismi Nusrat olan ama zamanla Nusret olarak kullanılan gemi, 1911 yılında Almanya'nın Kiel şehrinde kızağa çekildi ve 1913 yılında Osmanlı Donanması'na katıldı. 


7 Mart'ı 8 Mart'a bağlayan gece Nusret mayın dökücü gemisi Yüzbaşı Tophaneli İsmail Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi (Akpınar) Bey komutasında düşman gemilerinin projektörlerine aldırmadan Anadolu yakasındaki Erenköy'deki Karanlık Liman'a mayınlarını bıraktı. Geminin çarkçı başısı ön yüzbaşı Çarkçı Ali Yaşar (Denizalp) Efendi'dir. Ertesi günlerde İngilizler deniz ve hava keşifleri yapmış ama bu mayınları bulamamışlardır.
Harekâtın etkileri ve hakkında söylenenler. Nusret 'in döşediği mayınlar 18 Mart 1915'te Çanakkale harekâtının kaderini değiştirmiş, ona "dünyanın en ünlü mayın gemisi" unvanını kazandırmıştı. Nusret 'in mayınları 639 kişilik mürettebatıyla Bouvet, onun ardından HMS Irresistible ve HMS Ocean[2][kaynak belirtilmeli] zırhlılarını sulara gömmüştü. İngiliz Generali Oglander'in "Çanakkale-Gelibolu Askerî Harekâtı" (Military Operations Gallipoli, Official History of the Great War) adlı eserinin 1. cildinden: "Pek uygun başlamış olan gün bu meçhul mayın hattının olağanüstü ve ortalığı kırıp geçiren başarısı yüzünden, tam bir başarısızlıkla sona erdi. Bu yirmi mayının seferin talihi üzerindeki etkisi ölçülemez."
Ccolyen Corbet'in, "Deniz Harekâtı" adlı eserinin ikinci cildinden: "Felaketlerin hakiki sebebi keşif ve tayin olununcaya kadar çok geçmedi. Gerçek şu idi ki, 8 Mart gecesinde Türkler, haberimiz olmadan Erenköy Koyu'na paralel olarak 26 mayın dökmüşler ve keşif gemilerimiz, aramaları esnasında bunlara rastlamamışlardı. Türkler bu mayınları özel amaçla manevra sahamıza koymuşlar, gösterdiğimiz bütün ihtiyata rağmen baş döndürücü bir zafer kazanmışlardır." Bahriye Nazırı Winston Churchill 1930'da "Revue de Paris" dergisinde olayı şöyle yorumlamıştır: "Birinci Dünya Harbi'nde bu kadar insanın ölmesine, harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde onca ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından o gece atılan o incecik çelik halat ucunda sallanan yirmi altı demir kaptır."
1915 ilkbaharında uzun süredir Boğaz'ın girişindeki tabyaları bombalayan, keşif uçuşlarıyla ve mayın temizleme gemilerinin faaliyetiyle saldırıya geçeceği kesinleşen Müttefik Donanması artık saldırı için gün sayıyordu. Müstahkem Mevkii Komutanlığı 26 mayını Karanlık Liman'a dökme kararı aldı.  Nusret Mayın Gemisi Çanakkale savaşına noktayı koyacak olan görevine çıktığı gece Karanlık Liman ile Seddülbahir arasındaki mayınları toplayıp yerini değiştirirken onu koruyan Anadolu Feneri de bir İngiliz Gemisi üzerine projektörleri dikmiş ve gemiyi takibe almıştı. Fakat birden Anadolu Feneri arıza yaptı. Nusret Mayın Gemisi telaşla ışıklarını söndürdü. İngiliz gemisi bu sefer kendi projektörleriyle denizi taramaya başladı. Geçen dakikalar içinde Nusret Mayın Gemisi tam yakalanacağı anda birden Anadolu Feneri tekrar çalışmaya başladı. İngiliz gemisinin projektörleri üzerine kendi projektörlerini dikti ve iki ışık arasında kalan Nusret muhakkak bir hezimetten kurtuldu. Görevini yerine getirip geri döndüğünde bu heyecana kalbi dayanamayan gemi kaptanı Hakkı Bey' in naşını da karaya çıkardı. Anadolu Feneri'nin hiçbir tamirat yapılmadan kendiliğinden çalıştığını öğrenen gemi komutanı Nazmi Bey, bu olayın bir mucize olduğunu daha sonraki günlerde yazdığı günlüğünde bildirmektedir.
Bundan başka bulutun koruması ile ilgili anlatılan iki menkıbe daha vardır. Yine 'Uçan Türkler' adlı anlatılan bir menkıbe daha vardır.