Gazete sayfalarını karıştırıyorum. Karşımdaki gündem maddeleri şunlar: Ağır ekonomik tablo, Altının zirvesi, Memur, emekli maaşları, Faiz söylemi,

Gazete sayfalarını karıştırıyorum.
Karşımdaki gündem maddeleri şunlar:
Ağır ekonomik tablo,
Altının zirvesi,
Memur, emekli maaşları,
Faiz söylemi,
TUSİAD,
Omikron,
Derbinin hakemi,
TV’de canlı yayında dayak yiyen eleman,
Dolar, Euro yine azdı,
Sahte içki,
Ege’deki gelişmeler,
Erken seçim,
Devlet Bahçeli’nin ekonomi açıklaması,
Fenerbahçe’nin hali…
.
“Paranın itibarı, ülkenin, milletin itibarıdır. Ama maalesef ülkemizde paranın itibarıyla birlikte ülkenin itibarını da uzun yıllar boyunca beş paralık ettiler. Bol sıfırlı paralarımız alay konusu yapıldı. ‘Kim milyoner olmak ister' diye komedi programları yaptılar. Turistler paramızı gördüklerinde şaşkınlık yaşadı. Türk vatandaşları yurt dışına çıktıklarında cüzdanlarını sakladı…”
.
Bu söylem kime ait sizce?
Bir muhalefet partisi genel başkanına mı?
Hayır…
2012’de bir programda Erdoğan’ın söylediği cümlelerdi…
O zamanlar dolar 1.75 miş…
.
Şimdi nasıl?
Bakalım…
.
Erdoğan, yaptığı konuşmalarda sürekli olarak “Dış güçleri” işaret ederek, “Kurtuluş savaşı verildiğini” açıklıyordu.
.
Biz de dedik ki: “Yaşanan ekonomik tabloyu kimse dış güçlere filan bağlamasın, zira sorumlusu faiz ısrarı…”
.
TUSİAD açıklama yaptı ve dedi ki:
“Genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmeli…”
.
Bu ne demek?
“Piyasayı yeni sistemler diyerek fazla kurcalamayın ve bilinen sisteme geri dönün…”
.
Erdoğan ne cevap verdi?
“Ey TÜSİAD ve yavruları! Sizin tek göreviniz var, yatırım, üretim, istihdam ve büyüme… Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz…” dedi.
.
Kimin kiminle mücadele ettiği anlamadık…
.
Neyse gelelim biz dış güçlere…
.
MHP lideri Devlet Bahçeli, “Türk ekonomisi şu anda sert bir kuşatma altındadır. Karşımızdaki tablonun hiçbir ekonomik temeli yoktur. Stokçular, karaborsacılar, fırsatçılar, ekonomik bylokçular, iç ve dış ihanetin azılı failleri devreye girmişler, millete ve devlete saldırı üstüne saldırı planlayarak harekete geçmişlerdir. Oyun büyük, oyun vahşi, oyun düşmancadır." dedi.
.
Nihayetinde durum Nas’a bağlandı ve Erdoğan: “Neymiş efendim? Faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu…” dedi.
.
Peki sonra ne oldu?
.
Dolar dün sabah 17,62 lirayı,
Euro ise 19,84 lirayı aşarak rekor tazeledi.
.
Tüm bunlar neye mal oldu peki?
“1 Aralık ile 17 Aralık tarihleri arasında toplamda beş müdahale yapan TCMB yaklaşık 6,5 milyar dolarlık satış yaptı…”
.
Sonuç?
Döviz rekor kırmaya devam ediyor?
.
İşte size bir ekonomi masalı…
 
***
DÜNYA DERBİSİ(!)
Pazar akşamı kurulduk TV başına.
Öyle ya, dünyanın takip ettiği (!) derbiyi seyredecektik.
.
Öyle dedi spikerin biri:
“Dünyanın takip ettiği derbi…”
.
“Hadi lan oradan!” diyemedim.
“Ayıp olur” diye.
.
Zira derbi kimsenin umurunda bile değil…
Hatta hakemin bile.
.
Maç başladı.
Daha 15. Dakika.
Hakem öylesine saçma bir penaltı verdi ki, evlere şenlik…
O an maç bitti benim için zaten.
Mahalle maçında bu penaltıyı verse, kavga çıkar maç tatil olurdu.
.
Hakem kendisinden o kadar emindi ki, tekrarını seyretmeye bile gitmedi.
Vah, vah, vah…
Türk futbolunun hali de aynı ekonomik tablo gibi:
Sürekli iniyor…
.
İşinin ehli olmayan insanlar hem ekonomiyi, hem de futbolu yönetince ortaya bu çıkıyor.
.
Sonra diyoruz ki:
“Türk futbolu nasıl kalkınır?”
.
Ben TFF olsam maçın hakemine bırakın maç vermeyi, bir daha TFF önünden geçirtmem.
Düdüğünü de ibret-i âlem için meydana asarım.
Altına da: “Futbol kurallarını bilmediğinden düdüğü kurul kararı ile ibret olsun diye bu meydana asılmıştır…” diye yazarım.
.
Maç sonunda yorumculara bakıyorum hepsi:
“Ne olacak bu Fener’in hali?” cümlesini kuruyorlar.
.
Teknik Direktör “şöyle oynatmış, böyle oynatmış” filan…
Saatlerce tartışıyorlar.
.
Yahu adamlar şu anda puan olarak diğer büyüklerin önünde mi?
Önünde…
Eee…
Daha ne?
.
Fatih Hoca neredeyse ligin dibine demir atmış neredeyse kimsenin “Gıkı çıkmıyor”, bulmuşlar elin garibini habire verip, veriştiriyorlar…
.
Fenerbahçeli olmak gerçekten zor iş.
 
***
GELELİM OMİKRON’A.
Haber şöyle:
“Almanya’da hükümetin koronayla mücadele amacıyla aldığı tedbirlere karşı birçok kentte binlerce kişi sokaklara çıktı.
Gösterilerin en büyüğü Hamburg'da düzenlendi. Polisin verdiği bilgilere göre yaklaşık 11 bin 500 kişinin katıldığı yürüyüşte göstericiler ‘Artık yeter-Elinizi çocuklarımızdan çekin’, ‘Aşı zorunluluğuna hayır’ yazılı pankartlar taşıdı.”
.
Haber devam ediyor:
“Almanya’da geçen haftadan itibaren 5 yaşındaki çocukların da aşılanmasına başlandı. Araştırmaya göre Almanya'da anne babaların sadece yüzde 44'ü çocuklarını koronaya karşı aşılatmaktan yana.”
.
“Almanya'da geçen hafta yaşlı ve engelli bakım yurtları, klinikler, muayenehaneler başta gelmek üzere hassas grupların bulunduğu alanlarda çalışanlara aşı zorunluluğu kararı alınmıştı.”
.
“Omicron varyantının İngiltere'nin başkenti Londra’da hızla yayılması ve vakaların artmaya devam etmesi üzerine başkentte olağanüstü durum ilan edildi.”
.
“Ocak ayı ortasına kadar kapanma kararı alan Hollanda'da, Noel ve yeni yıl tatilleri de suya düşüyor. Ailelere, başka ailelerle buluşma yasağı getirildi. Bir aile, en fazla iki kişi kabul edebilecek. Noel ve yılbaşı arası ziyaretçi sayısı 4'ü geçemeyecek. Sadece Amsterdam'da vaka sayıları, üç günde bir ikiye katlanıyor. Ülkedeki enfeksiyon oranı ise 617 oldu.”
.
“Fransa da ağustos ayında yürürlüğe giren Kovid-19 sağlık kartı uygulaması devam ettirilerek, restoranlara, kafeteryalara, sinema salonlarına ve müzelere girişlerde aşıların tamamlandığını gösteren belge isteniyor.”
.
“İrlanda’da getirilen yeni kısıtlamalar kapsamında restoranlar, barlar, paket ve dağıtım servisleri saat 20.00’de kapanacak ve bu saatten sonra iç mekân etkinliği yapılmayaca. Düğünler saat 20.00’den sonra yapılabilecek ve ancak 100 kişiyle sınırlı tutulacak.”
.
“İsviçre’de iki aşı yaptıran kişi, hızlı antijen testi sonucuyla da seyahat edebilecek. Aksi halde karantina şart. Hızlı test sadece 24 saat geçerli olacak. İki aşı ve bir testi olanların 4-7 gün karantinada kalması gerekmeyecek.”
.
“Danimarka’da pazar gününden itibaren kısıtlamalar geldi. Tiyatro, sinema, hayvanat bahçesi, eğlence mekânları ve spor yerleri kapatıldı. Restoranlar en geç 23.00'e kadar açık olacak. Katı kurallar ocak ayı ortasına kadar devam edecek. Ülkede vaka sayıları hızla tırmanıyor ve rekor kırıp günlük 12 bin vakaya ulaşıldı. Vakalardan beşte biri omicron varyantından.”
.
“Avusturya’da üç aşı şartı getirildi. Avrupa'nın tanıdığı aşılardan olmayanlar ülkeye ancak karantina şartıyla alınacak. İki aşılı olanlar ayrıca negatif PCR test sonucu vermek zorunda. Aksi halde, onlar da kamu hizmetlerinden yararlanamayacak, restoran, bar, sinema, tiyatro gibi yerlere giremeyecekler.”
.
Meğer dünya “Omikron” denilen bir varyant ile çalkalanıyormuş da bizim haberimiz yokmuş.
.
Ülkemizde her dakika kapatılan sınıf haberleri geliyorken,
Her dakika vefat vakaları artarken,
Biz günlük hayatımıza devam ediyoruz.
.
Oh ne ala memleket.
Virüs bile uğramıyor…
 
***
KAÇAK İÇKİ CAN ALIYOR
Bu ülkede içki serbest mi?
Serbest.
Nas’a göre haram (!) ama olsun.
İçki yasaklanamadığından, fiyatları oldukça yüksek tutularak içilmesi bu şekilde önleniyor sanki.
.
Ama insanoğlu bu.
Rahat durur mu?
Kimi evde kendine kadar,
Kimisi de ticari olarak kaçak şekilde içkiyi üretiyor.
.
Tabi içki yapmak kolay mı?
Ucuz maliyet çıkarma çabasıyla beceremeyenlerin piyasaya sürdükleri içkileri, ölüme gidecek kadar gözleri karartıp içenler var…
.
Hele yılbaşı öncesi alelacele piyasaya sürülen içkileri içenlerin ölüm haberleri gazete sayfalarında yerini alıyor.
.
Allah’tan Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı ekipleri sahte/kaçak alkollü içki üreten ve bunları piyasaya süren suç gruplarına yönelik 81 ilde “ZEHİR-2” kod isimli operasyonu başlattı da vatandaşlar yılbaşı öncesi bu kaçak içkilerden kurtulacak.
.
Operasyon kapsamında 563 adreste eş zamanlı arama yapılmış.
Daha önce yapılan “ZEHİR” ve bugün başlatılan “ZEHİR-2” operasyonlarında yaklaşık 1000 adreste arama yapılırken, 100’den fazla şüpheli gözaltına alınmış.
.
Vay be!
İçki fabrikasında bile o kadar işçi çalışmıyor.
Duruma bakar mısınız?
?