Geçtiğimiz Cumartesi günü Dünya Çocuk Hakları Günü idi. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde önemli günler bulunuyor.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Dünya Çocuk Hakları Günü idi. Yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde önemli günler bulunuyor. Önemine dikkat çekmek için addedilen bu günlerde farkındalık yaratılmaya çalışılır.

Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocuklarının doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır.
Dünyanın birçok yerinde var olan insan hakları ihlalleri, çocuk boyutunda daha da büyümektedir. Uluslararası Af Örgütünün verilerine göre az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, emek sömürüsü, pornografi, şiddet, yasa dışılık gibi olumsuzlar daha fazla görünmektedir.
Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerektiği düşüncesi, Cenevre Çocuk Hakları Bildirisi ile şekillenmiştir. Bu belge 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş ve 193 ülke tarafından onaylanmıştır. Türkiye bu sözleşmeyi 1995 yılında imzalamıştır.
Eğitimde sınıfta kalan memleket, çocuk haklarında da çöküyor adeta. Kendi hesabının peşinde koşan kamu, milletini ve milletinin geleceğini unuttu.
Sivil toplum örgütlerinin raporlarına göre, 2 milyondan fazla çocuğun işçi olarak çalıştırıldığı Türkiye’de 2021’in ilk on ayında 53 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Yine aynı raporlara göre 440 bin çocuk okul yerine işe giderken 1347 çocuk ise cezaevinde bulunuyor.
Türkiye, sözleşmeyi 1995 yılında imzalasa da çocuk işçiliği, çocuk evliliği, eğitime erişim konularındaki veriler, çocukların en temel haklarından dahi yoksun olduğunu gösteriyor. Eğitim haklarından eşit bir şekilde yararlanma konusunda memleket sürekli geri gidiyor.
31 Ekim 2021 itibarıyla cezaevlerinde 1347 tutuklu çocuk bulunuyor. Adalet Bakanlığı’nın 2021 verilerine göre ise 345 çocuk, 780 de bebek anneleri ile birlikte cezaevinde yaşamını sürdürüyor.
Türkiye’de çocuklara karşı işlenen cinsel istismar vakaları çok fazla. Uzmanların belirttiğine göre vakaların %80’i bilinmiyor. Çocuklar korkudan söyleyemiyorlar. Daha çok akraba tacizine uğrayan çocuklar hayatı boyunca yaşadığı travmanın etkisinde kalıyor. Cinsel suçların neredeyse yarıya yakını çocuklara karşı işleniyor. Son 16 yılda 440 bin çocuğun doğum yaptığı belirtiliyor. Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı son verilerine göre, çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarından açılmış mahkemelerde 22 bin 689 dava bulunuyor.
Dünyada tek çocuk bayramının olduğu memlekette çocuk hakları ve gelişimi alanında önemli sıkıntılar bulunuyor. Çalıştırılan çocuklar, sosyal ve ekonomik koşullardan en fazla çocukların etkilendiğini gösteriyor. Yine çocukları eğitim haklarından eşit şekilde yararlanması gerekiyor. Neticede memleketin geleceği, çocukların sağlıklı gelişimine dayanıyor.