Aslında öfke de sevgi, üzüntü, korku, acımak gibi en temel duygulardan biri ama nedense insanı en çok çirkinleştiren, şekilden şekle sokan duygulardan da biri aynı zamanda.

Aslında öfke de sevgi, üzüntü, korku, acımak gibi en temel duygulardan biri ama nedense insanı en çok çirkinleştiren, şekilden şekle sokan duygulardan da biri aynı zamanda.
İnsanın bilinç dışı yaşamak zorunda kaldığı, kontrol edemediği, bazen de olumsuz sonuçlar yaratan bu duyguyu yakından tanıyalım…    
Uzman Klinik Psikolog Nilay Gürtaş öfkenin kontrol edilme yöntemleri hakkında verdiği bilgiler de mantık faktörüne dikkat çekiyor.
Öfkenin, mutluluk, heyecan ve sevinç gibi sağlıklı ve doğal bir duygu olduğunu dile getiren Nilay Gürtaş, doğal duygunun kontrolden çıkarak yıkıcı bir hal aldığında ise iş, okul, aile hayatında ciddi kayıplara neden olarak, yaşam kalitenin düşmesine sebebiyet verdiğini söyledi. Kontrolsüz öfke ile kontrollü öfke arasındaki farkları açıklayan Uzman Klinik Psikolog Nilay Gürtaş, kişilerin kendilerine, bir nesneye ya da bir kişiye psikolojik / fiziksel zarar veriyorsa kontrolsüz öfke olarak tanımlanabileceğinin altını çizdi.
İHA’da çıkan habere  göre Gürtaş, “Zarar verme noktasına gelene kadar eğer vücudumuzu dinlemeyi biliyorsak kontrolsüz öfkenin geldiğini önceden anlayabiliriz. Diğer duygular gibi öfke de fizyolojik ve biyolojik değişimlerle birlikte hissedilir. Bu belirtileri ise şöyle sıralayabiliriz: Stres ve gerginlik başlar. Enerjiyi arttıran Adrenalin hormonu salgılanmaya başlar. Nefes alıp verme sıklaşır. Kalp atışları hızlanır. Kan basıncı arttırdığı için tansiyonumuz yükselir. Bunların hepsi vücudun kaç savaş tepkisine hazırlanmasıdır” dedi.  Öfkeyle baş etmede en önemli unsurun, mantığı öne çıkararak yanlış kararların alınmasının önüne geçileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Nilay Gürtaş, “ Öfkeyle mantık daima düşmandır. Öfkelendiğimizde ne yazık ki mantıksız kararlar verip pişman olacağımız sözler söyleyip, davranışlar yapabiliyoruz. Öfke kontrol becerisi geliştirme çalışmalarımızda ilk hedefimiz öfkeli anımızda da mantığımızı ön plana çıkarmak, kişinin o süreçte bile mantıklı kararlar verme becerisini geliştirmektir.” 
Duyguların ve hissettirdiklerinin farkındalığına varmak ve daha sonrasında o davranışı değiştirmenin iyi yolunun yazmaktan geçtiğini belirten Psikolog Nilay Gürtaş, kişilerin öfke anından nefes egzersizi alıştırmaları yapmalarının önemine işaret etti. Nilay Gürtaş sözlerini şöyle sürdürdü, “ Farkındalığımız ne kadar yüksekse müdahale ederek davranışımızı değiştirmemiz de bir o kadar kolaydır. Bu yüzden danışanlarıma yaşadıkları öfkenin hemen ardından :“Neredeydim? Kimleydim? Neler oldu? Zihnimden neler geçti? Olaya nasıl bir anlam verdim? Beklentim neydi? Öfkemi dışarıya nasıl yansıttım?” sorularının cevaplarını yazmalarını isterim. Biraz önce de söylediğim gibi öfke bizim 'kaç -savaş' mekanizmamızı harekete geçiriyordu. Bu mekanizmayı yavaşlatmak ve durdurmak da ikinci hedefimiz oluyor. Bunun için de sağlıklı nefes egzersizi alıştırmalarını öğreterek öfke anında kullanmalarını istiyorum. Bu davranış çalışmalarının yanında da danışanın öfkeye atfettiği anlamları irdeleyip, çarpık olan bilişlerini tekrar yapılandırıyoruz” İfadelerini kullandı. 

Öfke duygusuna karşı çözümsüz kalındığında uzman desteğine başvurularak başarılı sonuçlar elde edileceğini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Nilay Gürtaş, öfke kontrolünün geliştirilebilen bir beceri olduğunu dile getirdi.