Hz. Adem’den başlayıp, konuşulmaya başlanılana kadar dünyada düzen bozuktu.

Hz. Adem’den başlayıp, konuşulmaya başlanılana kadar dünyada düzen bozuktu.
.
Daha sonra ise:
Çeneler açılınca insanoğlu anlaşmaya,
Barış içinde yaşamaya başlaması lazımken,
Tam tersi savaşlar başladı.
.
Savaşlara son vermek üzere bir hukuk sistemi tesis edilmeye başlandı.
.
4 binyıl öncesindeki Mısır Medeniyetinde de kendine göre adalet sistemi yaratıldı.
.
Eski Mısır’da anlaşmazlıkların nihai kararını “Firavun” verirmiş.
Ne kötü değil mi?
Tek bir insana mahkûm yaşamak!
.
Elbette mahalli idareler kendilerine göre adaleti uygular, gerekli cezaları verirmiş.
“Koparın kolunu, kesin boynunu…” gibi.
.
Ama insanoğlu işte.
Her zaman bu adalete razı gelmiyor,
İsyan çıkarıp,
Nankörlük ediyor…
.
Bunu dile getirmek için çeşitli yollar denenmiş tabi.
O yollardan biri de “Şiir” miş.
.
Mısırda M.Ö 2000’li yıllara ait bir yazıtta, şair Ankhu’nun şiirine rastlanmış.
Bu şiiri Prof. Talat Halman Türkçemize kazandırmış.
.
Zavallı Ankhu…
Hangi halet-i ruhiye içinde yazdı kim bilir?
.
BOZUK DÜZEN
Olup bitenler çileden çıkarıyor insanı.
Memleket baştanbaşa azapla kıvranıyor,
Yıldan yıla büsbütün allak bullak.
Bir öncekini aratıyor her geçen yıl.
.
Kargaşalık var ülkede, yıkımın eşiğindeyiz.
Kapı dışarı ettiler adaleti,
Haksızlık kol geziyor hükümet çevrelerinde.
Tanrıların tasarıları karman çorman,
Tanrı buyruklarına aldırış eden yok.
.
Memleketin durumu berbat,
Ne tarafa baksak çile,
Halk yas tutuyor kentlerde de taşrada da…
Millet yoksulluktan perişan,
İnsanlarda ne saygı kaldı ne sevgi.
Huzur sultanları bile ter ter tepiniyor.
.
Gün doğunca baş çeviriyoruz.
Gece olanları görmemek için.
Olup bitenler çileden çıkarıyor insanı:
Dertler tümen tümen geliyor bugün.
.
Yarın ıstırapların seli kopup gelecek.
Memleket baştanbaşa tedirgin,
Ama ağzını açıp tek kelime söyleyen yok.
Masum insan kalmadı artık,
Herkesin işi gücü fesat.
.
Yürekler yas içinde, tasa içinde.
Komut verenle komut alan bir örnek,
İkisinin de dünya umurunda değil.
Her sabah kalkar kalkmaz görüyoruz durumu,
Ama düzeltmek için çabaya girişmiyoruz.
.
Dün neyse bugün de o…
Miskinlik sinmiş insanların yüzüne,
Kimse laf anlamıyor,
Anlayıp kızanlar bile dilini tutuyor.
Yaman bir acıyla kıvranıyorum durmadan:
Yoksullar zengin karşısında güçsüz…
.
Ne acıklı bunu görüp de haykırmamak.
Ama anlamayanlara dil dökmek daha acı.
İnsan, sesini yükseltmeye görsün,
Başlıyor gerçekleri bilmeyenlerin öfkesi.
Bugünlerde herkes sırf kendini dinliyor;
Kendinden başkasına inanan yok.
Hiç ilişki kalmadı gerçekle söz arasında…

O zaman yaşayan insanlara acıyorum.
Günümüzde yaşasalardı,
Adaleti dibine kadar nefeslerinde hisseder,
İleri demokrasiyi bir daha bırakmamak üzere sarılırlardı.
.
Yazık.
Şiiri okudukça adamların durumuna gerçekten üzüldüm.
.
Bizler:
Sonsuz adaleti gördükçe,
Özgürce yaşadıkça,
Nankörlük etmeyip,
Halimize şükredelim…