.

Bir işçi arının hikâyesini hemen bütün arıcılar bilir. Ana arı petek gözüne yumurtayı bıraktıktan sonra 21 günün sonunda ergin olarak çıkar. Bir süre kovan içi temizlik, ardından arı sütü salgılama, yavru besleme, bal yapma, polen depolama işlerinden sonra 2-3 günde kovan muhafızlığı yapar. Birkaç uçuş antrenmanı yaptıktan sonra da tarlacı olur ve yaklaşık 25 gün boyunca, kovana nektar, polen, propolis ve su taşır. Ardından hayata veda eder.
Arının hayatını, duygularını, eylemlerini sürekli merak eden araştırıcılardan, arıların rüya gördüğünü fark eden Porto Riko Üniversitesi Öğretim Üyesi Tuğrul Giray, arıların uyurken antenlerini alışılmadık bir şekilde oynatmalarıyla bu kanaate vardığını ifade ediyor. Arılar çiçekleri dolaşırken de hareket ettiriyorlar. Uyurken de hareket ettirmeleri onların rüya gördüğüne delil olarak gösteriliyor.
Bal arılarının beyinleri yaklaşık 1 milyon nörona sahip. Oldukça karmaşık bir sisteme sahip. Çok fazla sayıda karmaşık hesaplamalar yapabilme ve bu hesaplamaların sonunda kararlar verebilme yeteneği mucize gibi.
Bal arıları sayabiliyorlar, var ve yok kavramını biliyorlar. Yapılan deneylerde kısa sürede öğrenme yetenekleri ise çok yüksek.
Tuğrul Giray, çok sayıda davranışın birbiriyle ilişkilendirilebileceğini anlatıyor. Arılar birbirlerine kovanın içinde ve ötesinde sürekli bir şeyler anlatıyorlar. Birbirlerine yardım ediyorlar. Birbirlerini besliyorlar. Tek başına yaşayan arıların davranışları farklı olmakla birlikte, koloni halinde yaşayan bal arıları, talimat aldıkları kraliçeyi değiştirebiliyorlar. Yeni bir koloni oluştururken, oğula çıkacaklar ile kovanda kalacaklara karar veriyorlar. Hangi ana gözünden çıkacak ana arıya karar verebiliyorlar. Çevredeki nektar verimine bağlı olarak, kaç adet oğul çıkarmaları gerektiğini düşünebiliyorlar.
Arıların duyguları olabileceğini düşünmek yanlış olmaz diyor Tuğrul Giray. Nitekim arı, kovana bir müdahaleye karşı saldırgan olabiliyor.
Kuzey Amerika ve Almanya'daki arı araştırmacıları ile birlikte, mantıklı ve bilimsel olarak sağlam bir arı biyografisi oluşturan Tuğrul Giray, arının hayatını çekerken, yumurtadan itibaren bütün dönemleri dikkatli bir şekilde incelemiş. Çiçek özü ve polen arama, bal yapımı, yeni bir kraliçenin yapılması, salkım oluşturma, oğul çıkarma ve yeni bir kovan veya ağaç kovuğu bulma gibi eylemleri detaylı bir şekilde araştırmışlar.
Rutin çiçek ziyaretlerindeki eylemler, kovan içindeki polen ve nektar kaynaklarının tarifi ve diğer arılar tarafından okunması en ince ayrıntılarına kadar filme alınmış. Kovana bir eşek arış saldırısı esnasında arılar neler yapıyor, eşek arısıyla nasıl başa çıkıyorlar, bunların hepsini arının hayat hikâyesine eklemişler.
Araştırıcıların iki yıl boyunca yaptıkları çekimlerde ve ardından yapılan izlemelerde arıya dair bilinmeyen çok fazla sayıda farklı davranışları ortaya koymuşlar. Kovan içerisinde bazı arıların meraklı ve cesur, bazılarının çekingen ve ürkek olduğunu gözlemlemişler. Arıların en büyük konforu olarak da polen ve nektar kaynaklarının olduğunu tespit etmişler. Gıda kaynaklarında sıkıntı yok ise, arıya dokunsan bile umurunda olmaz diyor araştırıcılar. Kaynaklar kıt ise önünden geçmek bile tehlikeli değil mi?