Gündemin siyasi haberlerine dalıp, dozu gittikçe artan ciddi yazılar yazmaya başlıyorum.


Gündemin siyasi haberlerine dalıp, dozu gittikçe artan ciddi yazılar yazmaya başlıyorum.
.
Sonunda geriye dönüp baktığımda “Bu ne yahu? Amma ciddileşmişim, insanları da germişim” diyerek üzülüyorum.
.
Aslında benim stilim daha başka, bilirsiniz.
Ne yaparsınız,
İnsan kendini kaptırıveriyor işte.
.
Hafta içi gazetelerin tüm haberlerini okumak işimiz.
İçlerinden gözümüze çarpan,
“Hafta sonu yazısı olabilecek” konuları ayıklıyorum, depoluyorum.
.
İşte bunlardan birkaç tanesi.
Okuduğumda önce inanamadım, sonra gerçek olduğunu teyit edince, size de aktarmaya karar verdim.
..
Kazakistan’da yaşayan Yuri Tolochko adlı bir vücut geliştirme sporcusunun evlenme düşüncesi dünyayı sarstı.
Sebebi ise kız arkadaşı Margo ile evlenmek istemesiydi.
.
Haliyle hemen bir soru gelecek sizden;
“Ne var bunda?”
.
İşin ilginç tarafı şuydu:
“Evleneceği kadının bir şişme kadın olmasıydı.”
.
Kız arkadaşı Margo’ya, “Seni üzmeyeceğim, doğru zamanda anlayacaksın” diyen Yuri Tolochko, ilişkisi 8 aydır sürüyormuş.
.
“Allah akıl fikir versin” demekten başka belki de şunu diyebiliriz:
“Allah bir yastıkta kocatsın…”
.
Tabi bu olay sosyal medyada oldukça değişik tepkiler almış.
.
Kimi: “İyi olmuş en azından dırdırı olmaz” derken,
Kimisi de “Allah’ım sen bu adama can verdin, neden beyin vermedin” diye sitem etmiş.
.
“Adam yaşlanınca kadın hep aynı kalacağından, genç karısını kıskanacak mı?”
Ben de bunu merak ettim şimdi.
.
Aslında bu olaya gelinceye kadar şöyle bir haber de okumuştum:
“İngiltere’nin Manchester şehrinde yaşayan Bekki Cocks halıyla evlenerek görenleri şoke etti.”
.
Bekar bir anne olan Cocks, “O benim sırdaşım” diyerek halıyla evlenmek istediğini söyleyip evlenmiş.
Hatta nikahta gelinlik bile giymiş.
.
Halı nasıl bir sır saklıyorsa artık…
.
Bu haberleri duydukça bir tuhaf oluyorum.
Sebebi ise şu:
“Bu insanların kafa yapısını anlamak, başka konularda ne düşündüklerini bilmek istiyorum.”
Aynı oksijeni soluduğumuz bu tiplerin kafasını da deneme amaçlı yaşamak istiyorum.
.
Hep yabancılar mı?
Hayır.
Hatırlarsanız bizde de haber tarihine geçecek uç örnek var.
.
“Bursa’da su dağıtıcılığı yapan bir adam, müşterisine götürdüğü damacana suya asansörde tecavüz etti.”
.
Burada sorulacak soru şu:
Adam sapık olabilir de “Neden asansör?”
.
Gerçekten düşündüm bu soruyu.
Sonuçta kendime göre bir cevap buldum.
“Daha önce asansöre binmiş birinin parfümü adamı çileden çıkardı…”
.
Hani parfüm şişelerinin üzerinde yazar ya:
“Çıldırtır…” diye.
İşte o parfüm, bu adama denk gelmiş.
Adam da resmen çıldırmış.
.
Olay mahkemeye intikal etmiş.
Savcılık “takipsizlik” kararı vermiş.
.
Ben yine merak ettim ve “Acaba asansörde hangi parfüme denk gelmiş olabilir?” diye.
Araştırdım ve şunu buldum.
“Caldion…”
.
Sebebine gelince…
Parfümlerin reklam sloganlarından yola çıktım.
Slogan şöyleydi:
“Önce hisset, sonra yaşa.”
.
Adam da hissetmiş ve yaşamış zaten…