.

Kime nasıl yaranılacak anlamadım.
“Yaz geldi” derken kışa tosladık.
“Havalar sıcak yanıyoruz” diye içten haykırınca, soğuklar başımızdan gitmiyor.
“Yaza hoş geldin” derken,
Az daha “Yaza güle güle” diyecektik.
.
Mevsimler bile görevini karıştırınca, insanoğlu ne yapsın?
.
Zaten işini yapma konusunda karışık bir davranış sergileyen insanoğlu, dış etkiler sayesinde sapıtmaya başlıyor.
.
Ülke insanı olarak görevlerimizi yapmayarak,
Ülke vatandaşı gibi davranmayarak,
Bizi idare edenleri güzel seçmeyerek,
Yeterince değişik davranıyoruz zaten.
.
Bundan 40 sene önce Almanya iş gücü olarak bizden işçi istemişti.
Vatandaşlarımız kuyruklara girerek Almanya yolunu tutmuş, onların kalkınmasına katkıda bulunmuşlardı.
.
Bir takım kültürel, sosyal etkilerimiz olmuştu tabi Almanlara!
Ancak karşılığında aldıklarını hesap ederseniz kaybettikleri devede kulaktı.
.
Onlar şimdi dünya liderliğinde söz sahibiler.
.
Onca yıl sonra aynısı bizim başımıza geldi.
Fakat bu sefer farklıydı.
.
Almanlar;
Fabrikalar kurup, dışarıdan işçi getirtip çalıştırıp, üretime yönelerek ülkelerini dünya standartlarının en üstüne oturturken,
Biz;
Fabrikaları kapatıp,
Ülkeyi tamamen lükse boğarak çalışmayı unutup tembelliğe gark olunca, işimizi yaptıracağımız ithal işçiler çalıştırmaya başladık.
.
Bugün Çanakkale’de bile etrafımızda;
Afganlı,
Suriyeli,
Moldovalı,
Türkmenistanlı,
Gürcü gibi bir dolu işçi görebiliyoruz.
.
Hangisinin ülke gelişimine katkısı olduğunu söyleyebiliriz?
.
Üretmeyen bir toplum olarak sonumuzun ne olacağını hepimiz biliyoruz ve herkes üç maymunu oynamaya devam ediyor.
.
Ufacık bir eleştiriyi “Muhalefet” olarak algılayanlar ellerini oynatmadıkları sürece,
İktidar sahipleri;
Tüm enerjilerini otoyollara, köprülere verdiği müddetçe,
Özelleştirme kapsamında üretimhaneleri yok ettikçe,
Özel sektörü ayağa kaldıracak ekonomi programlarını hayata geçirmedikçe,
Devlet gelirlerini gerektiği gibi yatırımlara harcamadıkça,
İsrafı önlemedikçe,
Tasarruf yapılmadıkça,
Ülkenin haliyle perişan.
.
Kriz kapımızda yoklayıp dururken hala kapımızda ithal işçi çalıştırmamız pek kabul edilebilir bir durum değil.
.
Tarih;
Ülkesi batarken eğlenceye düşmüş insan hikayeleri ile doludur.
.
Aynı mevsimler gibi bizler de şaşırdık.
Yaz gelince kış,
Kış gelince yazı yaşıyoruz.
Ne yaptığımızı bilmez halde sallanıp duruyoruz.
.
Elektrik, su bedeli ödeyemezken kapımızda ithal işçi çalıştırıyoruz,
Kriz kapıyı yoklarken altımızda son model arabayla dolaşıyoruz,
Maaşlar ödenemezken benzin satışlarında rekor kırıyoruz,
SGK primleri yatırılmazken, eğlence yerleri dolup taşıyor.
.
Gidişimiz pek iyi değil.
Bunu görmemek için kör olmak,
Duymamak için sağır olmak gerekir.
.
Bizim gibilerin arada sırada “Kral Çıplak” demesi bile kar etmiyorsa “Allah sonumuzu hayır eyleye” demekten gayrı yapacak bir şeyimiz yok.