.

 
İstanbul havalimanı memleketin medarı iftiharı olacak derken, erken açıldığı ortaya çıkmaya başladı. Uzakdoğu ile batı arasında aktarma noktası olarak düşünülen ve Arap yarımadası, doğu Afrika ile Güney Asya’yı Avrupa ve Amerika’ya bağlayacak derken, insanımıza eziyet çektirmeye devam ediyor.
Altyapı ve diğer hizmetlerde aksamalar olsa da, pratik olarak uzun yoldan gelenlerin işlerini kolaylaştıracak hizmetler veya kolaylaştırıcı uygulamalardan eser yok.
Yurt dışı seyahatler için insanımızın en fazla kullandığı havalimanı olma özelliğine sahip İstanbul Havalimanı. Vatandaşımız bir şekilde farklı şehirlerden uçakla veya ekseriyetle otobüsle İstanbul’a geliyor. Otobüsle gelenlerin 5-6 saat önce gelmesi gerekiyor. İstanbul’un içinden havaalanına taksiyle gitmek uçak parasına yaklaşıyor. Otobüsle gitmek nispeten ucuz sayılır ama gündüz saatlerinde ulaşım iki saati buluyor.
Başka bir şehre gitmek için bile havaalanına ulaşım gerçekten uzun zaman alıyor ve masraflı.
Arabanızla gitseniz alternatif otopark yok. Aracınızı havalimanı otoparkına koymak zorundasınız ve günde 62 lira ücret ödemek zorundasınız. Üç beş günlüğüne bir yere gitseniz bir bilet parası da otoparka ödüyorsunuz. Sabiha Gökçen Havalimanı çevresinde günlüğü 10-15 lira olan özel otoparklar var ve servisle istediğiniz kapıya bırakıyorlar. Park ettikten sonra her halükarda 20 dakika içinde bilet alabiliyorsunuz. İstanbul Havalimanının içine arabanızı park etseniz bir saat içinde uçuş kapısına ancak varabiliyorsunuz. Efendim havalimanı büyük de ondan diyenler var ama alakası yok. Kapıyı şaşırdığınızda bu süre iki saate çıkıveriyor.
İstanbul Havalimanı iniş kapısı çokluğuyla dikkati çekiyor. Hemen bütün uçakların kapıya yanaşabileceği ve doğrudan havalimanı içine inebileceği belirtiliyor.
Uçakla havalimanına indiğinizde, önce hostesler cep telefonlarınız açabilirsiniz diye anons yapıyor. Daha sonra kaptan pilot, bir süre taksi hizmeti vereceklerini ve emniyet kemerlerini çözmemenizi rica ediyor.
Uçakla taksi hizmeti nefis olmalı değil mi? Yeni uçakları koltuk arkalarında da yazıyor zaten. Taksi hizmeti esnasında emniyet kemerlerinizi çözmeyin diye. 25-30 dakika boyunca uçak havaalanında yolcuları gezdiriyor ve aprona yanaşacak derken, apron yakınında duruyor ve otobüse bindiriliyor yolcular.
Zamanla yarışan yolcular uzak kapıdan pasaport kontrolüne ve bagaj alım bandına giderken rekor kırıyorlar.
Aracını otoparka koyan yolcular yanlış kapıdan çıktılarsa, arabalarını otoparkta bulmak için yaklaşık bir kilometre yürüyorlar. Elbette arabayı bulmak için renkleri de karıştırmamak lazım. Arabayı bulmak yetmiyor. Park parasını ödemek için gişe bulmak eziyet.
Havaalanından çıkarken otobana girmek sanki mecbur gibi. Trakya tarafına gidiyorsanız yirmi kilometre sonra otoban bitiyor ve 11.5 lirayı HGS şak diye kesiyor.
Ben yaptım oldu zihniyetiyle güç gösterisine dönen ama borçla yapılan bir havalimanı. Güzel olmuş diye çıkanı yok daha. Üstünden kış geçmedi. Kışın daha zor olacağı ifade ediliyor. Oysa yenisi eskisini aratmamalı değil mi?