.


Atalarımız kış kış gerek yaz yaz demişler. Kış kışlığını, yaz da yazlığını bilsin anlamında. Elbette hava durumu isteğe göre ortaya çıkmıyor. Uzun yılların birikimlerini az da olsa hissettiriyor. 
Küresel ısınma bütün özellikleriyle kendini gösteriyor. Avrupa’nın birçok kentinde sıcaklık rekorları kırılıyor. En serin bölgelerde dahi sıcaklıklar 40 dereceyi görüyor. 
Çok hızlı unutsak da bazı önemli iklim olaylarını unutmak mümkün değil. Belli aralıklarla kuraklık yaşatan iklim, ardından yaz sıcaklıklarıyla kuraklığın etkisini bir kat daha artırıveriyor. Olağan gelişmeler olmamakla birlikte, insanoğlunun doğaya yaptığı müdahalelerin bir sonucu olarak küresel ısınma alınan tedbirlerin yetersiz kaldığını da gösteriyor. 
Meteoroloji uzmanlarının tahminlerine göre, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar insan sağlığını da olumsuz etkiliyor. 
Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, yazlık ürünler için kritik devrelerde bazı ek önlemlere ihtiyaç gösteriyor. Özellikle sulamalarda daha dikkatli olmak gerekiyor. Rüzgarın da kurutucu etkisi dikkate alınacak olursa gerek bitkinin, gerekse toprağın su kaybı normalin oldukça üzerine çıkıyor. Bu nedenle sulama aralıklarını daha da yaklaştırmak, bitkileri su stresine sokmamak gerekiyor. 
Tohumluk mısır ekili alanlarda püskül çıkarma öncesi sulamanın yapılması, bitkinin su stresine sokulmaması verim için adeta anahtar rolü taşıyor. Çiçeklenme döneminde strese giren mısır tohum tutumunda % 50’lere varan kayba uğrayabiliyor. Domates, biber ve fasulyede sıcaklıkların 35 derecenin üzerine çıkması meyve tutumunu azaltabiliyor. 
Bitkilerin su düzeninin sağlanmasında potasyum önemli bir elementtir. Her ne kadar topraklarımızda yeteri kadar olduğu söyleniyorsa da, alınabilir potasyumun miktarı önemlidir. Bu anlamda bitkilerin su bilançosunu olumlu düzeylerde tutmak için özellikle damlama sulamalarda bir miktar potasyum ilavesi yapmak yararlı olabilmektedir. 
Sıcaklıkla birlikte kuraklığın etkileri daha şiddetli olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla sulama imkanı olan alanlarda sıcaklığın olumsuz etkilerini azaltmanın en iyi yolu ek sulamalardır. Bununla birlikte salma ve yağmurlama sulamalarda dikkatli olmak, mümkünse sulamayı gece yapmak gerekmektedir. Gündüz sulamaları su zayiatını artıracağı gibi, sıcağın altında sulama yapmanın da çok gereği yoktur.  
Sulama imkânı olmayan bağ, badem ve zeytinliklerde, toz çapası yapılması, hem yabancı otlarla mücadele, hem de toprakta suyun muhafazası açısından önem taşımaktadır. 
Küresel ısınma ve buna bağlı iklimsel değişimler, bazı bölgelerde sel ve taşkınlara neden olurken, bazı bölgelerde meyve ve sebze üretimini sıkıntıya sokmaktadır. Ekim, dikim ve bakım uygulamalarının yeniden gözden geçirilmesi ve yeni yetiştirme tekniklerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle kurağa dayanıklı çeşitlerle üretim öncelikli hale gelmektedir. Ayrıca, kısıtlı sulama sistemlerinin de geliştirilmesinde yarar vardır.