Pazar sabahı size şöyle nurlar saçan bir yazı yazmak isterdim de nedense bu haberi görünce Takıldım.


Pazar sabahı size şöyle nurlar saçan bir yazı yazmak isterdim de nedense bu haberi görünce Takıldım.
Başka bir yazı çıkması mümkün değil klavyemden.
.
Ne hastalıklar var.
Haberimiz yok.
Eh, hepsini de bilmemiz mümkün değil tabi, nihayetinde tıp ile olan ilgimiz, gittiğimiz doktorla sınırlı.
.
Bazı insanlar vardır meraklı olur.
Hastalıkları ezberlerler, ilaçlarını bir çırpıda sayarlar.
Yan etkilerini, alınacak dozları bile bilirler.
.
Bu işler benim umurumda olmaz.
“Bana ne?” der geçerim.
Tıp işini okuyan bilsin, ben niye kafa yorayım.
.
“Her insan kendisinin doktorudur” gibi saçma bir laf baştacı edilmiş bu ülkede.
Yok böyle bir şey.
.
O zaman;
“Her insan kendisinin bakkalıdır”,
“Kuaförüdür,
“Tiyatrocusudur” gibi laflarla saçmalamak gerekir.
.
Huyumdur başkasının meslek hayatına karışmam.
Erbabın bilgisine saygı duyarım.
Tam teslimiyet içinde doktoruma uyarım.
O ne derse o olur.
Kafama göre takılmam.
.
Neyse efendim “Ne hastalıklar var” diyerek başlamıştım.”
.
Hastalık şu:
“Mitomani…”
.
“Tıpta bir çeşit dürtü ve kontrol bozukluğu olarak tanımlanan yalan söyleme hastalığı” diye geçiyor.
.
İnsan yalan söyleyebilir tabi.
Pembe yalanlar, beyaz yalanlar tabi.
Nihayetinde doğasında var.
Öyle olmasa Yüce Tanrı, insanoğlunu yarattığı andan itibaren “Yalan söylemeyi” yasaklamazdı.
Zira içgüdüsel olarak içimizde var.
.
Dinen oldukça ağır cezalar gerektiği biliniyor.
Tarihte, peygamberlerin biz insanlardan istediği konuların en başında geliyor.
.
En korkunç tarafı ise;
“İnsanın söylediği yalana kendisinin inanmasıymış”.
.
İşte bu hastalık bunu da kapsıyor.
.
Öyleyse bakın etrafınıza:
Bu hastalığa yakalanmış kaç kişi görebiliyorsunuz?
.
Kendi uydurduğu efsane yalanları söyleyenden,
Olan bir olayı gerçekmiş gibi anlatana kadar oldukça fazla var.
.
İşin daha korkunç tarafı bu yalanlara inananların da olması.
.
Gözünün içine baka baka yalanlara inananların bazılarını anlarım.
Adam çıkarı doğrultusunda inanmış gibi yapmış gözükebilir.
Zira “Anlattığın yanlış” dese büyü bozulacak.
.
İşin en kötüsü ise bu uydurulan yalanları, savunanların olması.
.
Toplum psikolojisinde hastalık seviyesindeki bu insanların çokluğu o ülkenin kalitesi hakkında oldukça fazla bilgi verebilir.
.
Eğitim düzeyi,
Yaşam tarzı,
Sosyal olgu,
Aile birliği,
Gelenekler
Şeklindeki gelişmeler yalanla bağ oluşturabiliyor.
.
O kadar kanıksanmış ki, çok fazla tepki gösterilmiyor.
İşte en acı tarafı bu.
.
Bugün medya organlarında hiç utanmadan yalanı söyleyen, söylediğine kendi inanan ve bu yalanlara inanıp savunucularını seyredip okuyoruz.
.
Son durum vahim.
İşte bu noktada “Mitomani…” hastalığı asrın belası olarak nitelendirilebilir.
.
Tedavisi yok mu?
Var.
Ona inanmamak…