Seçimin ardından iktidar ve ana muhalefet partileri kendilerini eleştirdiler, başarılarını veya başarısızlıklarını ortaya koyma çalıştılar.

Ama görüyorum her ikisi de hala yanlış yolda.

Kimse “Kral çıplak” diyemiyor…

.

AKP Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu’nu (MYK) toplandı.

.

Burada, yaşanan seçim süreci hatalarıyla ve sevaplarıyla konuşuldu.

.

Açıklamalara bakılıp, başlıklar çıkarıldığında şu konular tespit edilmiş.

.

AKP oy oranları;

Yüzde 44,3’ten yüzde 35,5’e,

Cumhur İttifakı oy oranı;

Yüzde 51,6’dan yüzde 40,5’e gerilemiş.

.

2024 seçiminde 2019’a kıyasla yüzde 6 seçmen sandığa gitmemiş.

Bunun da büyük çoğunluğu AKP seçmeniymiş.

.

Aday belirleme süreci de dahil bu kybın birçok sebep varmış.

Suçlusu ise;

Hem genel merkez, hem de adaylarmış

.

Sandığa küsülmesinin nedenlerinden biri de;

“Hayat pahalılığı”, Covid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da derinleşen “Enflasyon baskısıymış.”

.

Emeklilere verilen 5 bin lira ödemesi,

Yüzde 50’yi bulan maaş zamları,

Oy kaybında ana unsurlardan biri olmuş.

.

“Kibir hastalığı”,

“Vatandaşla araya duvarlar örmek” başkaca sebeplermiş.

.

İttifak olarak girip kaybedilenlerle, iki parti ayrı ayrı girerek kaybedilen il ve ilçelerin durumunu tartışılacakmış.

.

Sadece bir oy kaybı değil, “Kan ve ruh kaybı” olduğu da dile getirilmiş.

.

“İğne kendilerine, çuvaldız ise başkasına batırılacakmış.”

.

“Nerede bir eksik, hata, kasıt veya ihanet varsa, üzerine gidilecekmiş.”

.

Ya hatalar görülerek toparlanılacak,

Ya da ‘Güneşi gören buz misali’ erimeye devam edilecekmiş.

.

İşler ya baştan sona kadar dört dörtlük yapılacak, ya da çok daha ağır bedeller ödenecekmiş.

.

Millet ile olan gönül köprüleri yeniden güçlendirilecekmiş.

.

Hiç kimseye “22 yıllık birikimin, 22 senelik zorlu bir mücadelenin heba ve heder etmesine” izin verilmeyecekmiş.

.

İşte AKP kendi öz eleştirisi böyle.

.

Gerçekler ortaya konmuş mu?

Konmuş.

.

Peki önlemler alınacak mı?

İşte tam bu noktada koskocaman bir soru işareti.

.

AKP kuruluş sloganı neydi?

“3Y’ye karşı duracağız…!”

Yani,

“Yasaklar,

Yoksulluk,

Yolsuzluk…”

.

Yoldan birini çevirseniz, ülkeyi tarif et deseniz, işte bu 3 şeyi gözü kapalı sayıverir size.

.

İşte en birinci neden.

.

İkincisini Erdoğan iyi tespit etmiş;

“Kibir…”

.

Ne demek yani;

“Kendini herkesten büyük tutma, büyüklenme…”

.

Çevir sokaktan birini “AKP’li bir yöneticiyi tarif et” de, sana “Kibir” diye cevap verir.

.

Devlet, milleti ile bir olur.

Araya kimse giremez.

Ama bu ülkede arada, “AKP” var.

Vatandaş ile devlet arasında AKP var.

Devlette işiniz mi var?

AKP olmadan çözemiyorsunuz.

Bu durum AKP yöneticilerine ve üst kadrosuna “Devletin sahibi rolü” veriyor.

O da şişiniyor, kabarıyor, büyükleniyor.

Peki bunu yaratan kim?

Onlara bu yetkiyi veren kim?

Parti devletini yaratan kim?

Ona bakmak lazım.

.

Peki “Biz yoksak, hizmet yok!” diyen kimdi?

Bunun hesabı da var mı acaba?

Çözüm aranıyorsa eğer?

.

En büyük oy kaybının sebebi pahalılık.

Ama Erdoğan, bunu hiç üzerine almamış.

Enflasyonu Rusya savaşına bağlamış, Covid’e bağlamış.

.

MKY toplantısında;

Kuzu gibi sakin sakin giden piyasalara “Nas ayarı” verip kurcalayan unutulmuş?

“Ekonomistim” diyerek gidişata müdahale eden kişi akla bile gelmemiş?

Zırt-pırt “Merkez bankası başkanını, Ekonomiden sorumlu bakanı” değiştirenin adı bile anılmamış?

.

Adayları belirleyen kimdi?

Eski Milletvekillerini halkın önüne “Aday” diye getirip, dayatan kimdi?

Sürekli aynı şeyleri deneyip, sonuç alamayan kimdi?

.

Millet ile olan “Gönül köprüsünü” bırakın, arada en ufak bir “İplik bağı” kalmamış bir partiden bahsediyoruz.

AKP’ye oy veren seçmen bile ortaya çıkıp, “Ben AKP’ye oy verdim” diyemiyor.

Sandığa gidip “Oy” kullanmıyor.

Seçmenini bu hale getirmişler artık.

.

Tüm bunlara eklenmeyen daha çok şey var.

Misal;

Atatürk ile ilgili yaşananlar,

Satılan devlet malları,

Hesapsız yapılan köprüler, otoyollar, tüneller ile zarara uğratılan devlet kurumları,

Göçmenler,

Siyasi yargı kararları,

Adaletsizlik,

Haksızlık,

Hukuksuz uygulamalar…

.

Ve emekliler!

Hani ellerine 10 bin lira verip, “Çadırda yatsınlar” dediğiniz, “Bisiklete binsinler” dediğiniz emekliler.

Gördünüz mü güçlerini?

Bakın size ne yaptılar?

Emekliye “Talkım” verip, “Salkımı” siz yutarsanız olacağı bu zaten.

“Tencere tava hükümet düşürür” sözü insana çok şey hatırlattı gibi.

.

AKP içinde bu saatten sonra sorumlu bulmak, onu ayıklamak, yerine taze kan bulmak çok zor.

4 sene var.

Oldukça uzun zaman.

Seçim yok, heyecan yok!

.

AKP’nin toparlanması güç.

Özgür Özel’in dediği “Cam tavan kırıldı” tespiti doğru.

“Yıkılmaz” denilen armada darbe aldı, 22 senedir yıkılmayanın “Yıkılacağına” inanıldı bir kere.

.

Bu durum;

Muhalefete “Can”,

İktidara ise kapanmaz bir “Yara” verecektir.

.

AKP kanadında herkes bu seçimin sonucuyla alakalı olarak birbirini suçlayacak, fikir ayrılıkları olacak, parti içi iktidar savaşları başlayacaktır.

.

Bu seçim yenilgisinden sonra sorumluluk almayanlar, “Bana ne, ben işimi yaptım artık yokum” diyerek kenara çekilecek ve parti tecrübesiz, liyakatsiz ellere düşecektir.

(Daha önce DYP, ANAP, DSP gibi partilerde yaşandığı gibi.)

.

Hani meşhur bir deyim vardır;

“Atı alan Üsküdar’ı geçti ama ne geçti?”

.

Merakla bekliyoruz;

Bakalım MYK kararları, (şahsı da dahil olmak üzere);

Suçlu bulunacak mı?

Ceza uygulanacak mı?

Gereken yapılacak mı?

İstifa ile sonlanacak mı?

.

AKP’nin ilk defa başına gelen bu durumu nasıl atlatacağını veya atlatamayacağını ise hep beraber yaşayıp göreceğiz…

.

“Melekler gibi uyuyan muhalefeti” canlandırdıktan sonra yapılacak ilk seçimde, “Yenilip, yenilemeyeceğini” de (Allah uzun ömür verirse) yaşayıp göreceğiz.

.

Eğer CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplanıp “Bu seçimi nasıl kazandık?” diye bir birlerine sorsalardı, nasıl cevaplar gelirdi acaba?

.

Seçmenin CHP’yi tercih etmesine veya etmemesine sebep, ortaya konan adaylardır.

Türkiye çalkalanırken Çanakkale, Hatay gibi bir çok il, ilçe ve belde de yaşanan oy kayıpları ortadadır.

.

AKP’nin son yıllardaki hayat pahalılığı gibi bir gerçeği görmezlikten gelmesinin vatandaş üzerinde yarattığı travma CHP’ye doğru bir yönelim doğurmuştur.

.

Ayrıca AKP’nin yanlış aday tercihi, CHP’nin ekmeğine bal-kaymak sürmüştür. (İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Çanakkale v.s.)

.

“Peki Genel Merkezin hiç mi dahili yok seçimlere?” derseniz, dün de yazdığım gibi bunu söylemek için çok erken.

Birkaç seçim daha geçmesi gerekiyor.

.

Ancak bu konuda şu soru sorulmalı;

“Genel Başkan Özgür Özel ne yaptı da bu kadar oy alındı, insanlar CHP’ye neden oy verdi?”

Sadece “Genel Başkan değişimine bağlamak” pek inandırıcı olmaz sanırım.

.

Mesela;

Dünyanın neresinde olursa olsun bu seçim sonuçlara bakan muhalefet lideri, “Erken seçim” ister.

.

Demirel olsaydı hemen televizyonlara çıkıp;

“Bu iktidar vatandaşın desteğini kaybetmiştir. Öyleyse bu iktidar meşru değildir, topal ördektir... Meşru olmayan bir iktidarın aldığı kararları biz tanımıyoruz, tanımayacağız. Derhal erken seçime gidilmelidir, vatandaş rahatlatılmalıdır.” derdi.

.

Özgür Özel ne diyor;

“Erken seçim diyemem, AKP ve MHP seçmenine ayıp olur…”