Sallandık yine. Zaten bölgenin bir kaderi.

Yüz yıllar boyunca depremler olmuş, hatta medeniyetler bile yıkılmış.

Bildiğimiz gerçek,

Kabul etmemiz gereken gerçek.

.

Tam 4 yıl önce 27 Şubat 2020’de bir paylaşım yapmışım sosyal medyada.

Karıncaların resmini çekerek yayınlamışım ve altına şu notu koymuşum; “Karıncalar 5. katta, hayra alamet değil…!”

.

Doğaya bakılarak depremi bilmek veya yaklaştığını anlamanın bir yolu da karıncaları takip etmek olarak bilinir.

Gaz seviyesinin yükselmesi ile yuvalarını terk eden karıncalar da bir nevi “Deprem habercisi” sayılır.

.

Ben tam dört sene aynı tarihte karıncaları görüp yazmışım ancak o tarihte bir karşılığı olmamış.

Tam dört sene sonra aynı tarihte deprem olması bana göre tamamen bir tesadüf elbet.

.

Araştırmalarım sonucu “Doğada deprem alametlerine bakarak depremi önceden bilmek” başlığında internette şunları buldum;

.

“17 Ağustos 1999 depreminin ardından birçok kişi doğada tuhaf değişiklikler gözlemlediğini belirtmiş.”

İnsanların gözüne çarpanlar arasında, “Yıldızların çok yakın ve parlak olduğu, suyun çok sıcak olduğu, havanın ise bunaltıcı olduğu” gibi değişiklikler meydana gelmiş.

.

Ekonomist Dergisi’ndeki bir makalesinde Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Depremin önceden bilinmesine yardımcı olan göstergeler” üzerine yaptığı araştırmaya göre, depremi önceden haber veren tam 57 farklı gösterge olduğunu anlatmış.

.

Hocaya göre bunlardan bazıları.

.

Hayvanlarda huzursuzluk

Hayvanların algıları insanlardan çok daha gelişmiştir bu yüzden yer altında meydana gelen titreşimleri hissedebilirler.

Bu belirtilerin süresi depremden hemen öncesinde de olabilir, günler öncesinde de.

Eğer bir evcil hayvanınız varsa onun davranışlarında bir huzursuzluk hissettiğinizde bunu ciddiye alın.

Deprem öncesinde “Balıklar”, suyun ısınması nedeniyle kıyıya yüzmeye çalışır.

“Kediler” ise, sebepsiz yere hırçınlaşmaya başlayabilirler.

Genellikle kapalı ortamlara kaçarak saklanırlar.

“Köpekler” ise korkularını uluyarak ya da havlayarak açığa çıkarır ve bir alana toplanarak gruplaşmaya çalışırlar.

17 Ağustos depreminden önce de köpeklerin aşırı derecede havladığı pek çok kişi tarafından belirtildi.

Bunun yanı sıra “Eşek, inek ya da at gibi ahır hayvanları” da ahırlarından kaçmaya çalışabilir.

.

1. Havadaki bunaltıcı sıcaklık

Özellikle yaz aylarında havaların sıcak olması normal.

Ancak deprem öncesinde havadaki nem oranının artar ve sıcaklık çok yüksek seviyelerde hissedilebilir.

“Bunaltıcı sıcaklık” deprem belirtileri arasında yer alıyor.

.

2. Yıldızlardaki anormal görünüm

Yine 17 Ağustos depremi öncesinde, insanların yıldızların çok fazla parlak ve sanki “Elle tutulabilecekmiş kadar yakın” olduğunu söylediği görüldü.

Bu durumun sebebi açıklanamasa da, deprem öncesi atmosferde değişiklikler meydana gelebiliyor.

Gökyüzünde yanan bir alev topuna benzer görüntüler oluşabiliyor.

.

3. Açık havada gökyüzünde yaşanan değişiklikler

Deprem öncesinde açık havada kısa “Gökkuşakları” oluşabiliyor.

Ayrıca farklı “Renkli bulutlar” ya da “Işık huzmeleri” gözlemleniyor.

Bunun yanı sıra hava açıkken depremin olacağı noktada “Parçalı bulutlar”ın olması da deprem belirtileri arasında.

Ancak eğer kapalı bir hava varsa, sık sık “Yıldırım” görülebiliyor.

 

4. Denizlerde durgunluk, dalgalanma ve ısınma

Denizlerdeki hareketlilik depremden 2 hafta öncesine kadar sinyal verebilir.

Deniz suları yükselip, sularda büyük bir “Isınma” yaşanabilir.

Bunun sonucunda ise toplu “Balık ölümleri” gerçekleşebilir.

Bazı denizler çarşaf gibi olurken, bazı denizlerde ise dalgalanma meydana gelebilir.

.

17 Ağustos depreminden 15 gün önce 2 Ağustos 1999 tarihinde Yalova/Termal Kaymakamı Kasım Esen, “Termal Kaplıcaları’ndaki zeminlerin çatlayarak yeni kaynakların ortaya çıktığını, suların 60 dereceden 80 dereceye ulaştığını ve her zaman temiz akan suların çamurlu akmaya başladığını, bu durum sonrasında tutanak tutularak Sağlık Bakanlığı ve Turban Genel Müdürlüğü’ne bildirildiğini” söyledi.

.

“Denizlerdeki hareketlilik” de deprem belirtileri arasında yer alıyor.

.

5. Açıklanamayan uğultu

1999 depremini yaşayan birçok kişi o gece deprem olduğu esnada duvarlardan ya da yerden bir “Uğultu” geldiğini duydu. Depremden birkaç gün önce de oluşabilen bu uğultunun nedeni henüz açıklanamasa da, dünyada deprem faciasını atlatan pek çok kişi deprem esnasında bu sesin şiddetlendiğini belirtiyor.

.

Bunların dışında başka bir paylaşıma göre şu belirtilerin de olabileceği gözlenmiş;

.

1-Böcek ve hayvanlarda deprem öncesi davranış değişiklikleri:

(1 saat ile 3 gün)

At, eşek ve inekler: Tasmalarını koparırlar, ahırlardan dışarı çıkmak isterler, tepelere doğru koşarlar.

Fareler: Yapıların üst katlarına kaçışırlar.

Direklere tırmanırlar, yere inmek istemezler.

Domuzlar: Kızla tepeler doğru koşarlar ve toprağı delicesine eşelerler.

Kediler: Kutu ya da çöp bidonunun içine sığınırlar, top gibi kıvrılıp, titrerler.

Köpekler: Korku dolu havlama yapar, ulumaya başlarlar.

Balıklar: Yüzeye yakın yüzmeye başlarlar, göçmen yılan balıkları hemen göç eder, bazı balıklar nedensiz olarak ölür

Ördek, kaz, kuğu: Göle girmek istemezler, göldekilerde dışarı kaçar ve bazıları da nedensiz ölür.

Yengeçler: Kum içinden dışarı çıkar ve plajları yengeçler istila eder.

İpek böcekleri: Arka arkaya dizilirler,

Martılar: Denizden kaçar ve çember şeklinde uçuşurlar.

Büyük baş hayvanlar: Elektrostatik ve elektromanyetik etkilenme ile huzursuz olurlar, anksiyete artar, hormonal denge değişir.

.

2- Deniz ve göllerde değişimler:

(1 saat-2 hafta öncesi)

Su basması: 1-2 hafta önceden kıyılara taşmalar ve su baskınları olur.

Su çekilmesi: 1 ile 5 saat öncesinde deniz kıyılarında çekilmeler olur.

Dalgalar: 1 ile 5 saat öncesi kıyılarda gemi geçmiş gibi dalgalar oluşur.

Hava kabarcıklarının oluşması: Deniz ya da göllerde zeminden gelen bolca hava kabarcıkları oluşur.

.

3- Gökyüzündeki değişimler:

(1 saat-1 hafta öncesi)

Deprem ışıklarının görünmesi: Güneşin doğuşunu anımsatan ışık huzmeleri görülür.

Deprem bulutları: Açık havada kırılacak bölge üzerinde bulutlar birikir.

.

4- Yeraltı sularında değişmeler:

(1 saat-3 ay öncesi)

Su verimi: 1 ile 4 litrelik verim artışı oluşur.

Basınç artışı: Su basıncında 1 ile 1,5 barlık basınç artışı görülür.

Yeni kaynakların oluşması: 1 ile 2 hafta öncesinde yeni kaynaklar oluşur veya bazı kaynaklar da kurumalar meydana gelir.

Su gazları: Suyun içindeki “Co2, Metan ve Radon gazında” artmalar gözlenir.

Suda koku değişimi: Çürük yumurta ve kükürt kokusu duyulur.

Su kimyasında değişiklik: Suyun iletkenliğinde artma, “Civa, Helyum” gibi eser element miktarında çoğalma olur.

Dere suları: Kesilir, kurur ya da artar.

.

5- Bitki ve ağaçlarda değişimler:

(1-3 ay öncesi)

Meyve ağaçları: Erken ve çok çiçek açar ve erken meyve verirler.

Ot ve ağaç dalları: Yüzeyleri kızarır ve yanar.

Küstüm otu (Mimoza): Gündüz ve deprem öncesi pörsür.

.

6- Petrol ve doğalgaz alanları:

(Hafta ve aylar öncesi)

Petrol ve doğalgaz üretimi: Kuyularda basınç ve verim artışı olur.

Doğalgaz çıkışı: Çeşitli çatlak ve kırıklardan doğalgaz çıkmaya başlar.

.

7- Yeryüzünde değişimler:

(1 hafta-10 yıl öncesi)

Kabarmalar: Basınç altında çatlayan ve kabaran yerde, kabuk 10 ile 40 cm yarıçaplı bir yarım yumurta gibi şişer.

Çatlamalar: Sıkıştırıcı ve kırıcı basınç nedeniyle kabuğun en çok ilk 300 metrelik kısmı çatırdar ve depremcikler oluşur.

Gaz çıkışı: Çatlayan yerlerden Co2 gazı ile metan ve radon gazları çıkar.

Isı çıkışı: Çatlaklardan ısı enerjisi çıkar, sıcaklık artışı olur.

Yamulma: Kabukta basınç altında biçim değişiklikleri gözlenir.

Doygunluk: Çatlayan yerlere sular doluşur ve bu yüzden bu bölgelerdeki elektrik akımı ölçümlerde iletkenlik artışı ve ses dalgalarında ise yavaşlama görülür,

Elektrik enerjisi: Kırık yüzeylerdeki çakmak taşlarının sürtünmesi sonucunda alevlenmeler oluşur.

Işık: Çatlaklardan fışkıran elektrik yüklü taneciklerin havadaki “Helyum ve su moleküllerine çarpmasıyla” deprem ışıkları görülür.

Elektromanyetik: Kırılma bölgesinde oluşan elektrik alan, 250 ile 400 km uzaklıktan ölçülebilen elektromanyetik dalgalar oluşturur.

Işınım: Radyoaktif minerallerin bozuşması ve ışın salgıları ile çatlaklardan radyoaktivite salınımı ve ölçümü yapılabilir.

Ağırlık değişimi: Çatlayan yerlerde, gözeniklik ve geçirgenlik artması ile birim ağırlıklar düşer, mikrogravimetrlerle ölçüm yapılabilir.

Mıknatıslanma: Kayaçların içindeki, mıknatıslanır minerallerin değişmesi ve bozuşması yüzünden manyetik alan değişir.

İletkenlik: Çatlamayla artan kayaç gözenekliğinde, her %1’lik değişim, elektrik iletkenlikte de %35’lik değişim yaratır. Bu değişim özdirençlerle ölçülebilir.

Ses hızı: Bol miktardaki çatlama, gözeneklik ve doygunluk ses hızlarını düşürür. Bu değişim de yapay sismik yöntemlerle ölçülebilir.

Doğal elektrik akımı: Yeryüzünün düşük frekanslı, doğal elektrik akımları, deprem öncesinde yoğunluk kazanır.

.

Belirtiler bire bir deprem habercisi olmayabilir tabi.

Anlatılanları her yaşadığınızda “Deprem olacak!” diyerek korku içinde yaşamanın da bir alemi yok.

Ama dikkatli olunması noktasında bize ışık tutacak nitelikte…