Dün okullar açıldı. Habere göre Çanakkale’de 85 bine yakın öğrenci ders başı yaptı.

Tatile girmeden hepsi karnesini velilerine getirip göstermişlerdi.

Velileri de karnenin durumuna göre belki bir hediye, belki de bir nasihat vermişlerdi.

.

Her ay açıklanan enflasyon rakamları da iktidardakilerin bir karnesi.

(Demokrasi seviyesinin yüksek ve vatandaşı üst düzey eğitimli ülkelerde) Gidişata göre vatandaşlar enflasyon karnesine göre iktidara “Hediye veya nasihat” veriyor.

Ülke iyi idare ediliyorsa sandık başında “Devam” diyor, edilmiyorsa “Hayır” diyor.

.

Açıklanan rakamlara bakalım;

İktidar ocak ayı enflasyon rakamlarını şöyle açıkladı.

TÜFE'deki değişim 2024 yılı Ocak ayında;

Bir önceki Aya göre Yüzde 6.70

Bir önceki yılın Aralık ayına göre Yüzde 6.70

Bir önceki yılın aynı ayına göre Yüzde 64.86

Ve on iki aylık ortalamalara göre Yüzde 54.72 olarak gerçekleşti.

.

Ocakta;

Yıllık enflasyonda 14 ayın,

Aylık enflasyonda beş ayın zirvesi görüldü.

.

Gıda enflasyonu “Yüzde 69.71” olarak hesaplandı.

.

Tabi bunlar TUİK’in rakamlarıydı.

.

Bir de ENAG vardı.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise;

Ocakta aylık enflasyonu Yüzde 9.38

Yıllık enflasyonu Yüzde 129.11 hesapladı.

.

Seçmen sandığa gittiğinde nasıl karne verecek merak etmiyor değilim.

Veli olarak bu karne ile önüne gelen çocuğuna davrandığı gibi “Agresif” mi davranacak?

Yoksa hiçbir şey olmamış gibi davranıp mevcut iktidara “Yürü” mü diyecek?

.

22 yıldan beri hep “Yürü” dediği için, pek değişiklik beklemek yanlış olur gibime geliyor.

.

Benim gibi, “Artışlar nerede daha çok olmuş?” şeklinde bir merak içindeyseniz yazayım…

.

Mesela;

En az artış gösteren grup Yüzde 40.62 ile “Giyim ve ayakkabı” olmuş.

.

En fazla artış gösteren grup ise Yüzde 92,27 ile “Lokanta ve Oteller” olmuş.

.

2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu grup ise;

Yüzde 17,68 ile “Sağlık” olmuş.

.

143 temel başlıktan;

4 temel başlık aynı kalmış.

8 temel başlıkta düşüş,

131 temel başlıkta ise artış gerçekleşmiş.

.

Ocakta bir önceki aya göre fiyatı en fazla artan temel başlık, Yüzde 30.43 artış ile “Havayolu ile yolcu taşımacılığı” olmuş.

.

Son söz;

Bu karne sahipleri;

Hiçbir şey yokmuş gibi şu sıralar “Kazanacağız” diyerek seçime hazırlanıyor…

Kazanırlar mı?

Hiç şüpheniz olmasın…

 

ARABA!

Tüm bu olumsuzluklar belki de Çanakkale’de fazla yaşanmıyor.

Küçük kent oluşu, sebze ve meyvenin topraklarımızda verimli yetişmesi, hayvancılık ve süt ürünlerinin fazlalığı gibi etkenler bizi etkilemiyor olsa gerek.

.

Ancak açıklanan rakamlara bakınca ülkede en çok araba sahibi şehirlerin başında geliyoruz.

.

Verilen habere göre;

Antalya, Muğla, Burdur, Aydın ile beraber Çanakkale’de, “Her iki kişiden birine araç düştüğünü” gösteriyormuş.

.

Zaten sokaklara çıktığımızda kaldırımlar da dahil arabadan başka bir şey yok.

.

Yaz aylarında ısınan bunca araba kaportasının şehri dayanılmaz derecede ısıttığını da söyleyebiliriz.

Zaten betondan dolayı yeterince başımız belada iken.

.

Sonuç olarak Çanakkale, arabası en çok olan illerden.

Ama en başından, sonuna kadar yürüseniz 20-30 dakika sürer.

Peki bunun sebebi ne?

Ne için insanlar araba sahibi olmak ister?

.

Zaten emekli şehri olduğumuza göre, benzin koyacak maaş olmadığına göre arabalar ne işe yarar.

.

Araştırmacılar şuna bakabilir;

Bizim sokakta haftalarca hiç kıpırdamayan araba dolu.

Başka sokaklara da öyledir sanırım.

Peki neden?

Araba alınır da neden binilmez?

Binilmeyecekse neden araba alınır?

.

İstanbul Boğaziçi Köprüsü yapılmadan önce anket ve mülakat düzenlenmiş.

Sonucuna göre köprünü kaç şerit olacağı hesaplanacakmış.

.

“Geliriniz ne kadar?”

“Arabanız var mı?”

“Geliriniz ne kadar?”

“Arabanız yoksa gelecekte ne zaman araba almayı düşünürsünüz?”

“Arabanız varsa ikinci araba düşünüyor musunuz”?

“Hangi şartlarda araba alırsınız?”

“Gayrimenkul satıp araba almayı düşünüyor musunuz?”

Gibi sorular sorulmuş.

.

Köprünün kaç şeritli olacağı konusu gündeme geldiğinde bu anket ve mülakat cevapları da değerlendirilmiş.

.

Uzmanlar sundukları rapor ile köprünü 4’er şerit olmasını önermişler ve öyle de yapılmış.

Bu sonuca göre en az 15 sene İstanbul’a ikinci köprü ihtiyacı olmayacağı hesaplanmış.

.

Aradan 6 sene geçmeden İstanbul’da trafik değerlendirilmesi yapılırken ikinci köprünün şart olduğu raporlara geçmiş.

.

Peki neden?

.

Bu anket ve mülakat şirketine danışmanlık yapan ve bizim derslerimize giren hocamız şunu demişti;

“Biz bir yerde yanlışlık yapmıştık. Bunu kabul ettik. Çünkü 15 sene ihtiyaç olmayacak bir köprünün 4 şeritli olması için rapor vermiştik. Daha sonra daha kapsamlı araştırdık ama bulamadık. Yabancı bir şirketi görevlendirdik ve onun gözlemlediği rapor şöyleydi; ‘Türk insanının lükse olan düşkünlüğü bu sonuç doğurmuştur…”

.

Mecazen şöyle demişler;

“Cebinde beş kuruş yok ağzında Marlboro var, ayağında donu yok altında araba var…”

.

Hocamız dediği şuydu;

“Biz içinde yaşadığımız bu toplumu çözememişiz. Adamlar dış gözle anında çözdüler…”

.

Arabaların neden çok olduğu da anlaşılmış oldu.

.

Başka bir istatistiğe bakarsak;

TÜİK verilerine göre;

Türkiye’de 23 milyon hane bulunuyormuş.

.

“Bunun 13.2 milyonu kendi sahip olduğu evde oturuyormuş…”

.

“6 milyon hane ise yaşadığı konut için kira ödüyormuş…”

.

15 yıl içinde oturduğu ev için kira ödeyen hanelerin oranı;

Yüzde 18’lerden, yüzde 26’ya yükselmiş.

.

Ama korkmayın.

Almanya’nın bizi kıskandığı taraf işte burası.

Şöyle ki;

Almanya’da her iki kişiden biri kiracıymış.

Yani biz onlara göre konut zenginiyiz?

.

Ama arabada öyle değil.

Bizde 1000 kişiye 157 araba düşerken,

Almanya’da bu rakam 580 adet…

AB ortalaması ise; 560 araba.

.

Şu sonuç çıkıyor;

“AB’ye girmek için bol bol araba almak lazım…”

 

HOROZ SEEVENLER DERNEĞİ

Şimdi size bir dernek ismi yazıyorum.

Bu derneğin ne yaptığını söyleyin;

“Kanatlı Hayvanları Sevenler ve Sergileyenler Derneği…”

.

Böylesi ismi olan dernekler, zamanında amaç dışı kullanıldıklarından mecazen hep “Kanarya Sevenler Derneği” olarak anıldılar.

.

Kumar oynatma, içki satışı ve kanun, kural dışı faaliyetlerde kullanılmaları, insanların bu derneklere kötü gözle bakmasına sebep oldu.

.

Zaten emniyet teşkilatı da artık alıştı.

.

Eğer kanun dışı bir Horoz döğüşü yapılacaksa öncelikle bu dernekler hakkında istihbarat toplanıyor.

.

Yukarıda ismini yazdığım dernek, “Manisa Pamukkale’deymiş”

.

Haberi şöyle;

“Pamukkale ilçe Jandarma Komutanlığı Asayiş Timleri, Çevre, Doğa ve Hayvan Koruma Timi, Asayiş Komando Bölük Komutanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ve Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerince, gece saatlerinde dernek binasına operasyon düzenlendi…”

.

Operasyon sonucu ne olmuş peki?

Binaya giren ekipler, arenada horozların dövüştürüldüğünü ve çok sayıda kişinin de para yatırarak bahiste bulunup izlediğini tespit etmişler.

.

“Kanarya Sevenler” olmuş “Horoz Sevenler” Derneği.

.

Kanatlı olarak sevdikleri ve sergiledikleri yaralı Horozlar belediye barınağına sevk edilirken, kişiler hakkında cezai işlem yapılmış…

.

Horozlar barınağa giderken şunu düşünmüşlerdir;

“Şu insanlar keşke bizi bu kadar sevmeselerdi…”