Yerel seçimler geliyor. Bütün partiler kampanyalar yaparak yapacaklarını bir bir ortaya koyuyor.

“Yaptıkları yapacaklarımız teminatıdır” cümlesi doğal.

Yaptıklarına bakarak neler yapılabileceğine karar verebiliriz.

.

AKP seçime hazırlanırken siyasetçileri, “AK Parti Belediyeciliği ile tanışın” diyerek bir slogan üretti.

.

Konuştuğum çoğu insan, “Bir kere AKP gelsin bari” şeklinde görüş bildirdiler.

“En azından iktidar nimetlerinden nasibimiz alırız” diye düşünüyorlar.

.

Belki de haklılar.

Ancak yine de tedirginler.

“Acaba?” şeklinde bir soru işaretleri var kafalarında.

.

Neden?

İşte şu yüzden…

.

Dardanos Orman Kampı öncelikle ormancılara, sonra da halka yıllarca hizmet verdi.

Dardanos’un en kıymetli yerinde, güzel tesisleriyle, alt yapısıyla, plajıyla, deniziyle halkın gözdesi oldu.

.

Peki ne oldu?

.

Özelleştirilmeye kalkıldı.

Kim yaptı?

Tabi ki AKP.

.

Çanakkale Kent Konseyi, “Kentine Sahip Çık Çalışma Grubu” bizim de hislerimize tercüman olarak özelleştirmeye karşı çıktı.

.AKP iktidarı “Kamu Eğitim ve Dinlenme Alanı” olarak kullanılan yerleşkenin, yeniden kullanım özelliği değiştirilerek “Halkın kullanımına kapatılmasına yol açacak plân değişikliği” kararına itiraz etti.

Ve

12 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Dardanos Orman Kampı’nın “Gelişme Konut Alanı, Kumsal-Plaj-Park ve Yol” olarak kullanılması yönünde plân değişikliği yaptı.

Ancak halkın itirazı ile bu karar iptal edildi.

.

Bu kez 17 Kasım 2023 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Dardanos Orman Kampı “Ticaret-Turizm Alanı, Rekreasyon Alanı, Kumsal-Plaj ve Yol” olarak kullanılması yönünde yeni bir plân değişikliği yapıldı.

.

Bu karar sonucu “Orman Kampı” halkın kullanımına kapanacaktı.

.

Belediye hudutları içinde kalan bu yer üzerinde karar verme yetkisi Çanakkale Belediyesi’ne ait iken bu hak elinden alınarak üst mertebeden müdahil olunmuştur.

.

Aslında bu yer için 1996 yılında Çanakkale Belediye Meclisinin, “Kıyı Kanunu Madde 5: Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” hükmüne uygun olarak “20 metrelik sahil şeridinin kamuya terk edilmesi” şeklinde verdiği bir karar var.

.

Ancak söz konusu kararnamede 20 metrelik sahil şeridi “Rekreasyon alanı” olarak plânlanmış.

.

Buna göre mevcut kanunlara ve Anayasa’nın, “Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” şeklindeki 43. maddesinde aykırı bir durum söz konusudur.

.

Şu yaşanan olaya bile bakarak, önümüzdeki belediye seçimleri için söylenecek tek şey var;

“Ver yetkiyi, gör etkiyi…”

 

ROBOTLAR

“Bunlar iyi günlerimiz” diye geçiştirmekle olmaz.

Derhal bir çözüm bulunmalı, yaşananlara uygun kanun çıkarılmalı.

.

Olay Amerikada geçmiş.

Dünyanın en zengini kişileri arasında gösterilen ve Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın fabrikasında meydana gelmiş.

.

Haber şöyle;

“Ortaya çıkan resmi belgelerde şirketin Teksas'taki fabrikasında 2021 yılında bir üretim robotunun bir mühendisi duvara ittirdiği tespit edildi. Mühendis inceleme ve bakım yaparken robotun kapatıldığı fakat daha sonra robotun harekete geçerek mühendise saldırdığı kayıtlara geçti…”

.

Mühendis robotu kapatmasına rağmen robot hareketlenerek, “Ne kapatıyon lan!” şeklinde bir düşünceyle mühendise saldırmış.

.

Demekki robotu sadece fişten çekmek yetmiyor, pilini de çıkarmak gerekiyor.

Elbet benim ki şaka ancak robotlar gittikçe tehlikeli bir hal almaya başladı.

.

Haber şöyle, “Resmi verilere göre şirketin ABD'nin Teksas eyaletindeki fabrikasında 2022'de her 21 çalışandan 1'i robotların saldırısına uğruyor.”

.

Saldırıya uğrayan doktora gittiğinde soruyor;

-“Ne oldu?”

-“Robot saldırdı…”

Ben şahsen doktor olsam inanmam.

.

Peki saldıran robota ceza verilmiş mi?

Sanmıyorum.

Büyük ihtimal bakıma alındı, “Enerji kaynağında bir kaçak var mı?” diye bakıldı.

.

Koskocaman robot.

Git kapı arkasında tek ayak üzerinde dur diyemezsin.

Pili bitene kadar durur ama ona bir zararı olmaz.

.

“3 gün vidalarını gevşetin!” şeklinde bir ceza da olmaz.

Onun işlevsizliği sizi fabrika olarak zarar uğratır.

.

İşte bu durumda ceza yasaları devreye girmeli.

Sırf robotlara uygulanacak bir kanun sistemi olmalı.

.

İnsana saldıran için;

“Pilinin 7 gün boyunca çıkarılmasına ve dahi 1 ay boyunca yağlama yapılmamasına, konuşma cihazının susturulmasına, aynı suçun tekerrürü halinde fabrika ayarlarına döndürülmesine…” şeklinde ceza olabilir.

.

Bu robotlar bizi ele geçirmeden, bu yapay zekâlar teknolojimize el koymadan önlem almalıyız, yoksa yakında onların kölesi olarak yaşamak zorunda kalacağız…

 

ENFLASYON KAÇ?

Şurada bir soru sorsam ve desem ki;

“Türkiye’de gerçek enflasyon kaç?”

.

Her kafadan bir ses çıkar.

Kimi “%50” derken, kimisi de “%150” diyebilir.

.

Bilimsel olmayan şekliyle halk cebindeki paraya bakar, ay sonunda cebinde kalan parayla kıyaslar.

“Önceden 5 bin lira kalıyordu, şimdi 5 bin lira borçlanıyoruz” diyebilir ve onun için ölçü değeri budur.

.

İktidar milletvekilleri aldıkları maaşa bakar, ay sonu cebinde para kalıyorsa; “Memleket güllük gülistanlık aslında, bunlar sırf muhalefet olsun diye söylenen şeyler” diyebilir.

.

Bir de “Bağımsız Enflasyon Araştırma Gurubu (ENAG)” var bilirsiniz.

Teorik olarak belirleyip açıkladıkları enflasyon oranları ile iktidarın sinirlerini hoplatırlar.

.

ENAG’ın kurucusu ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda son üç yıldaki enflasyon oranını açıkladı;

“%578”

.

Bunu şuna dayandırdı;

“2021 ile 2024 merkez bütçesini kıyaslayan Ulusoy son üç yıldaki ‘artış oranı %587”

.

Sonuçta şöyle yazdı;

“Anladık mı gerçek enflasyon oranını şimdi?”

 

KİMİ SORARDINIZ?

“Tüyler ürpertici çalışma” şeklinde verilen haberin devamı şöyle;

“Ölüm robotu, ne kadar yaşayacağınızı tahmin ediyor…”

.

Yapay zeka programları yaygınlaştığından beri insanoğlu ne yapacağını şaşırdı.

Önüne gelen her soruyu merak edip bu zekaya soruyor.

.

“Ne zaman acıkacağım?”

“Altılıyı kim kazanır?”

Gibi saçmalayanlar da var.

.

Haber şöyle;

“Danimarka Teknik Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, insanların sağlığı, eğitimi, mesleği gibi konulardaki bilgileri toplayıp robotun beynine yüklemişler ve insanların yaşam süresini tahmin edebilecek ‘Ölüm robotu’ üretmişler.”

.

%79 doğru cevaplar veren robotun karşısına geçip;

“Ben ne zaman öleceğim” diye sormuşlar.

.

Altı milyon Danimarkalının verilerini kullanan bilim insanları, “Kimin hala hayatta olacağını ve 2020 yılına kadar kimin öleceğini tahmin etmesini” istemişler.

.

Yüzde 79 doğru cevap veren robota başta sigorta şirketleri olmak üzere, kimler sahip olmak istemez ki.

.

Bizim de böyle bir robotumuz olsa iş yapar mı acaba?

Şöyle bir düşünün;

Kimin ne zaman öleceğini sorardınız?