Şu bizim Bülent bir âlem.

Gece gündüz İrfan Mutluay için “Kazdağları talanına dur diye dağdan dağa, köyden köye koşan” diyerek destekledi ve onunla ilgili destekleyici pankartlar açtı, yazılar yazdı.

.

Onun için varsa yoksa Mutluay.

“İrfan Mutluay’ın emanete hıyanet etmeyecek çalışkan, dürüst, güvenilir bir Başkan olacağına yürekten inanıyorum.” diyor.

.

İrfan Mutluay’ın zamanında madencilere karşı yapılan eylemlerin hepsinde yer alması, çevrecilerin yanında olması kendisi için yeterliydi.

.

Bülent’i tanımayanınız yoktur.

Kendisini bir arkadaşı şöyle tarif ediyor;

“Bayramiç-Kurşunlu köyünde Madenci işgallerine, ormanın insafsızca katline ve köyünün 100 metre yakınında, üstelik arkeolojik buluntuların olduğu Skepsis kentinin 200 metre uzağında Killik Tepeyi insafsızca eşeleyen, heyelan yaratacağı bilirkişilerce saptanan yüzey tıraşlamasına hukuksuzca devamda olan Maden şirketine 2,5 yıldır hukuk savaşını başlatan, son direniş seçimi olarak 14 gündür açlık grevini sürdüren Bülent Özüren’e selamlar olsun…”

.

Benim de eylemci kişiliği ile iyi tanıdığım Bülent, yüksek okuldan arkadaşım.

.

Sosyal medyadaki hesabına, kendisinin de başkanlığa aday olduğunu belirterek raylı sistem fotoğrafı koymuş.

.

Piramit resimleri koymuş ve “Çanakkale’yi piramitlerle donatacağım” diye yazmış altına.

.

“Çanakkale’nin ulaşım problemini çözerim” diyerek, yonca yaprağı kavşak resmi koymuş.

.

Astronot resmi koyarak; “Beni seçin bedava uzay yolculuğu size” diye başlık atmış.

.

“Beni seçin 20 gün sonra Çanakkale Halk Bahçesi böyle olacak” diye, sosyal medyada yayınladığı orman fotoğrafının üzerine yazmış.

.

Bunların hepsi güzel.

Bülent da oturduğu yerden sürekli vaat sıralamış.

.

Mesela benim de aklıma geliyor;

“Radar tepesine teleferik olsa, Sarıçay’da Gondollar gezse, Özgürlük Parkı’ndan aşağıya asansör olsa, Kordondan Güzelyalı’ya kadar deniz otobüsü olsa, havaalanının altından tüneller olsa çevre yoluna…”

.

Politikacının önemli bir silahıdır zaten; “Sallamak…”

.

Nihayetinde oy vermeyecek misiniz?

Çekin adamı kenara sorun;

“Birader bütün bunları hangi parayla, hangi bütçeyle yapacaksın?”

.

Zamanında Cumhuriyet Meydanı’nın altına otopark düşünülmüştü.

Yeterli bütçe olmadığından, “Yap, işlet, devret” modeli akla yakındı.

Adamlar geldi, fizibilitesini yaptı ve dediler ki;

“Siz 250 bin olun öyle gelin, bu nüfus bizi kurtarmaz…”

.

Esenlerden, Üniversite Kampüsüne raylı sistem düşünüldü 60 metrelik yoldan, “Yap, işlet, devret” modeliyle.

Adamlar aynı şeyi söyledi;

“250 bin olun gelin” diye.

.

“Başkan olacağım” diyerek proje üretenlere sormak lazım;

“Neyle yapacaksın?”

.

Nüfusumuz 180 bin.

.

50’bini öğrenci zaten.

Belediye gelirleri bu projelere yetmez.

.

Ancak şu söylenebilir;

“Belediyenin sahip olduğu malı, mülkü satarak birkaç proje yapacağız…”

Başka türlü olmaz zaten.

.

“Yeşil bina yapalım” dendi.

İller Bankası olmasa yapamayacaktık.

Oradan da kredi almak bu devirde muhalefet olarak zor tabi.

Bülent Turan’ın girişimleri sayesinde bitti.

.

Gelir olsa Cennet Otoparkı yapılacak zaten.

Ama aday adayları maşallah, salladıkça sallıyorlar aynı bizim Bülent gibi.

.

“Her mahalleye düğün salonu projesi” bile yapılamamışken, biz neyi tartışıyoruz?

.

Ne demiş atalarımız?

“Ne ka ekmek, o ka köfte…”

.

Mahallede büyük kızlara asılan çocuklara şöyle denirdi;

“Büyü de gel…”

.

Bizim için de aynı söz geçerli;

“Nüfusunu artır da gel…”

 

TAKİP CİHAZI

Son günlerde yolcu otobüslerinin karıştığı trafik kazaları artınca nihayet Ulaştırma Bakanlığımız harekete geçmiş.

.

Bundan böyle “Şehirlerarası yolcu otobüslerini takip dönemi başlayacakmış…”

.

Daha önce hız takip sistemi olan araçlar için yeni uygulamayı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu şöyle açıklamış;

“Şehirlerarası yolcu taşımacılığı faaliyetlerinde kullanılan otobüslerde araç takip cihazı takma zorunluluğu olacak, taşıtların konum, tarih ve saat bilgileri 2 dakikalık periyotlar halinde Bakanlığımızın ‘Ulaştırma Elektronik Takip ve Denetim Sistemi’ne (U-ETDS) elektronik ortamda iletilecek…”

.

2024 yılı itibarı ile bu uygulamaya

Başlanacağı açıklanmış.

.

Araç Takip Bilgileri ne işe yarayacak dersek, şöyle açıklanmış;

*Korsan ve usulsüz taşımacılık engellenecek.

*Taşımacı firmaların rekabetçi, sürdürülebilir ve adil bir yapıda faaliyetlerine devam etmeleri sağlanacak.

*Vatandaşların herhangi bir mağduriyet yaşamadan güvenli ve huzurlu bir şekilde seyahat etmeleri sağlanacak.

*Yolcuların uygun olmayan yerlerde araçlara bindirilmesi veya araçlardan indirilmesi engellenecek.

*İzin verilen güzergâh dışına çıkan araçların tespiti ve taşıma verimliliği sağlanacak.

.

Çok büyük bir organizasyon olacak.

Ama madem teknoloji buna müsaade ediyor, o halde kullanmakta geciktik bile…

Zira onca insanın hayatı söz konusu…

 

ATI ALAN ÜSKÜDAR’DA

Asgari tespit komisyonu.

Gecesini, gündüzüne katmışlar sürekli tartışıyorlar.

“Şöyle olsun, böyle olsun!” diye.

.

Yahu tablo ortada!

Alırsın kâğıdı kalemi eline yazarsın tahtaya;

Kira gideri,

Elektrik,

Su,

Doğalgaz,

Telefon,

Pazar masrafı,

Market,

Ekmek,

İnternet…

Topla yukarıdan aşağıya;

Eder sana;

“19.400 lira…”

.

Giderler bunlar olduğuna göre gelir ne olması lazım?

Refah payını koyun üstüne al sana asgari ücret.

.

Bütün gün toplanıp, dağılıp sanki bir iş yapıyormuşçasına konuşup duruyorlar.

.

Bu komisyondakiler harcırah alıyor mu acaba?

Vallahi merak ettim.

Yoksa bu kadar basit şeyi yapamıyorsanız boşuna toplanmayın.

.

Madalyonun bir de arka tarafı var.

Bizim işveren, mevcut 11 bin lira olan asgari ücreti zor ödüyor, 20 binin üzerine çıkarsa vay haline…

.

Yapacağı iki şık var;

Ya maaşı vermeyecek veya verdiği kadarını verecek,

Ya da kepenk kapatacak.

.

Peki bunlara sebep kim?

Yazıyorum dikkatli okuyun;

“Ekonomistin biri…”

.

Hani “Faiz sebep, enflasyon sonuç!” diyerek faizleri aşağıya çeken kişiydi o...

.

Tek adam olmanın gücüyle tüm ekonomik dengeleri kendi başına, kimseye sormadan alt-üst etti.

Bunu görüp fırsat kollayan ve kendi halinde ortalarda gezen doların, birden kanı bitlendi.

.

Durum ortada.

.

Asgari ücret 11 bin lira,

Kira 15 bin lira…

Ağa şimdi düzeltmeye çalışıyor ama nafile.

Atı alan Üsküdar’ı geçmiş bile…

.

(Not; Tabloda ev kirası 7 bin 500 lira yazıldığına bakmayın, bizi kıskanan Almanya’ya ayıp olmasın diye yazılmış belli.)