Bizimkiler siyaset diye ortaya çıkmışlar ve “Siyaset yapıyoruz” diye övünüyorlar. Etrafınıza bakın (yerelde) kaç tane siyasetçi ismi sayabilirsiniz?

Mesela;
Masaya yumruğunu vurup, Ankara’dakileri yerinden hoplatacak kaç tane il başkanı tanıyorsunuz?
.
Milletvekilleri şehre geldiğinde ilk önce il başkanlığını ziyaret eder, il ziyaretlerinde vekil, il başkanına eşlik ederdi.
.
Merkez ilçe başkanı olup, kendisine sorulmadan merkez belediye başkan adayını açıklattırmayan kaç siyasetçi tanıyorsunuz?
.
Beyler!
Şimdi bunların hepsi palavra.
Merkez ne derse onu yapan, onu uygulayan siyasetçi doldu.
.
Yeni gençler bilmezler ancak eskiden gerçekten böyle kuvvetli yerel siyasetçiler vardı.
.
Başkanlık sistemi ile gelen siyaset, yerel yöneticileri alt-üst etti.
Adı sanı bile bilinmez oldu.
.
Mesela bana CHP, AKP, MHP, İYİ Partili, İl Başkanının adını bir solukta sayacak var mı?
.
Mesela bana CHP, AKP, MHP, İYİ Partili, İlçe Başkanının adını bir solukta sayacak var mı?
.
Hatta siyasetin içindekiler de bile yoktur eminim.
.
Halk siyasetçilere inanmıyor.
Onlara güvenmiyor.
.
Geçtiğimiz aylarda yaptığımız sokak röportajında sorduğumuz 4 Milletvekilinin isimlerini, doğru dürüst bilen olmadı bile.
.
Aslında bakarsanız partilerde hep aynı isimler dolaşıp duruyor.
.
Vekil olamazsa, belediye başkanı olamazsa kurum başkanı olunuyor.
Örnekleri dolu.
.
Partiler bildiğiniz parsellenmiş.
Bir daire var, onun içine kimse giremiyor.
.
Seçilen vekillerde ellerini, “İndir-kaldır” yapmaktan başka bir iş yapmıyor.
.
İşte en son örnek:
“Mülakatın kaldırılacağını seçim vaadi olarak veren iktidar partisi, muhalefetin verdiği ‘Mülakatı kaldıralım’ önergesini red etmiş.”
.
Eee!
Hani?
Söz verilmişti?
.
Misal;
İktidar partisinden bir vekil çıkıp da, “Yahu vatandaşa söz verdik, bu önergeye ben evet vereceğim” diyen olmuş mu?
Yok.
.
Eee hani?
.
Veremezsin.
Çünkü oraya sen gelmedin, getirildin.
Ön seçimle adaylığın belirlenmedi.
Atandın.
.
Atanınca da böyle oluyor, siyasetin kuralı bu…
.
Önümüzde yerel seçimler var.
Adaylar henüz belirlenmedi.
.
Sizce nasıl belirlenecek?
Mesela;
Eskiden adaylar çalışmalarını, il ve ilçe başkanlıklarında yapardı…
Çünkü başkanlar kuvvetliydi.
.
Şimdi mi?
Genel Merkezde, Ankara’da yapıyorlar adaylık çalışmalarını.
Yukarıdan adamını bulan, “Şak” aday oluveriyor.
.
Biz bu şehirde kaybetmiş adayı bir kere daha gösterenleri gördük…
Sonuç?
Hüsran tabi.
.
Peki hesap soruldu mu?
Kocaman hayırrrr.
.
İşte siyasetin hali.
Varın siz düşünün “Siyasetçi var”, “Demokrasi var” diye…
 
HAK-HUKUK
Acı haber ajanslara İstanbul Sancaktepe’den düştü.
.
“7 yaşındaki Berat, 9 yaşındaki
Baran ve 11 yaşındaki Batuhan Sağın kardeşlere ait cesetler, bir inşaatın temelinde suda ölü bulundu…”
.
Bir an için empati yaptım.
Bir değil, iki değil, tam üç çocuk…
3 küçücük kardeş!
Annenin, babanın hali…
.
Mahalledeki bir inşaatın, yağmur suyuyla dolu temelinde bulunmuşlar.
.
Buna ne diyeceğiz?
Kader mi?
İhmal mi?
.
Her ikisi de o çocukları geri getirmeyecek.
Anne ve babanın acısını dindirmeyecek.
Olay yaşandıktan sonra, iş işten geçtikten sonra ceza kessen ne olacak ki…
.
Canlar gitmiş bir kere.
Küçücük 3 tane evlat bu.
İnsan.
.
O çocuklar o inşaat alanına girebildiklerine göre bir ihmal olduğu kesin.
Şimdi ne olacak?
.
Bu hukuk sisteminde ben de merak ediyorum;
Ne olacak acaba?
 
KAPASİTE
Haber şu:
“İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin başkanlık divanı üyeleri ve milletvekilleriyle Ankara’da istişare toplantısı yaptı.”
.
Bu toplantıda ittifak meselesinin konuşulduğu tahmin ediliyor.
.
Partide farklı görüşler de varmış.
.
Çoğunluk, yerel seçimlere “İttifaksız girilmesi” durumunda “İYİ Parti’nin zarar göreceği” değerlendirmesini yapıyormuş.
.
Ortada üç görüş varmış:
Birincisi:
“Seçimlerin İYİ Parti aleyhine sonuçlanması da göze alınarak Ankara ve İstanbul’da aday çıkarmak…”
.
İkincisi:
“CHP ile ittifakı yeniden kurmak…”
.
Üçüncüsü:
“İttifak yapılmasa bile İstanbul ve Ankara’da aday çıkarmamak…”
.
Burada bir açmaz var.
Aday çıkarsanız ve AKP bütün belediyeleri alsa muhalefet tarafından, “Vatan haini” ilan edilebileceksiniz.
.
Aday çıkarmasa parti içinde “CHP’ye baston oluyoruz” diyenler çıkacak.
.
Akşener’in işi zor.
.
Ancak bazı tahminler şöyle:
Akşener’in seçimlere yakın “Ankara ve İstanbul’da aday çıkarmamayı” kabul edebileceği konuşuluyormuş.
.
Bir başka iddia ise;
“Akşener’in genel başkanlığını Kasımda bırakacağı konusu…”
.
Bence bu yerel seçimlerden sonra İYİ Parti, de depremler yaşanacak gibi.
Zira stresi yönetemiyorlar.
Bundan da Meral Akşener sorumlu.
Demek “Bir yere kadar gelip, öte tarafa geçemiyor.”
Kapasite meselesi…
.
Zira siyasette;
“Yüzde 18 bandına gelip, yüzde 8’lere düşürmek her babayiğidin harcı değildir…”
 
İCRAAT NEREDE?
Her zaman dediğimiz gibi Çanakkale’de bugün sokağa çıksanız ve vatandaşa sorsanız:
“Çanakkale’nin en önemli 3 sorununu söyleyiniz” diye gelecek cevap şudur:
.
Trafik
Toplu ulaşım
Çöp
.
Sarıçay, kanalizasyon kokusu, temizlik sorunları da cabası olur.
.
Toplu ulaşım konusunda her karşılaştığım kişi, bana bu konularla ilgili bir hikâye anlatıyor.
.
Trafik konusunu sormuyorum vatandaş çok dertli. Denetim ve ceza uygulamaları konusunda biraz naif davranıyoruz gibi.
.
Adam koskoca karavanını kavşağa park etmiş, kimsenin umurunda değil.
Koskoca Demircioğlu Caddesi’nde İzmir yönünde sağa park etmiş alışveriş yapıyor.
Feribot çıkışı araçlar tek şeride düşmüş, klaksonlar gırla gidiyor.
Kimin umurunda?
Daha yüzlerce örnek var.
.
Çöp sorunu ise başka alem.
Kaç defa yazdım şu zincir marketlerin çöp kullanımını.
Şehri pisleten kesinlikle onlar.
İspatı kolay.
Bütün şehri gezelim beraber, tek tek göstereyim.
.
Benim fikrim bu marketlerin şehir içinden çıkarılması.
Net…
.
Trafik için tek-çift plaka uygulaması, arabadaki yolcu sayısına göre trafik muafiyeti, caddelerin tek yönlü olması.
Bunları muhakkak yetkilileri de düşünüyordur.
Ama icraat nerede?
Sadece düşünmekle olmuyor, vatandaş şikâyetçi…