Bu sene bizim için yaz erken bitince, haliyle de eve erken döndük.

Akşamları televizyon karşısında eşimize uyum göstererek birazcık da mecburen “Master Chef” izliyorum.
.
Sonrasında tekrar olan “Zuhal Topal'la Yemekteyiz” programı var.
.
Kış geldiğinde seyretmediğimiz “Survivor Türkiye” var.
.
Hepsinin tek ortak özelliği “Kavga, gürültü, bağırış, çağırış, yüksek ses ve gerginliğin” eksin olmaması.
.
İnsan seyrederken geriliyor.
Hani diyorum orada olsam kesin kavga çıkarırım.
.
Birbirine söylenen o laflar,
Kullanılan varoş cümleler,
Hareketler,
Aşağılamalar,
Yazık!
.
Yapımcılar bunlara müsaade ediyor.
Zira tek dertleri “Reiting”
.
Tamam bu ekmek parası ama yapılanlarla toplumun nasıl gerildiği ortada.
Hani düşünmeden edemiyor insan:
“Acaba mahsus mu yapılıyor?”
.
Konuştuğum çoğu insan da benimle aynı fikirde:
“Yarışmacılar özellikle seçiliyor…”
.
Yemek programında “Soframı terk et” diyene kayıtsız kalmak her babayiğidin harcı değil tabi.
.
Master Chef’te “Ben tatlı yapmayacağım” çıkışı olacak gibi değil.
Veya “Ben bunun takımında olsam yemek yapamam” demek yarışma ilklerine aykırı.
Sonuç:
“Devam…”
.
Beni tetikleyip, bana bu yazıyı yazdırıp, bedava reklam yaptırmak da işin içinde var.
 
AYŞE BALKONDA
Pazar günleri benim için özel.
Hafta boyunca sürekli yazı yazmak ve tiyatro ile uğraşmakla meşgul olan bana ilaç gibi geliyor.
.
Ama bazıları için öyle değil.
.
Güzelyalı’da yazlığına gittiğimiz dostlarımızın gölge bahçelerinde sakin sakin gün geçirmeyi hedeflerken yan komşunun elindeki motorlu testere ile ağaç budama girişimi hepimizi gerdi.
.
Hem gürültü hem de toz güzelim pazar tatilimizin içine etti.
.
Hafta içi günlere krank girmişçesine saatlerce ağaç budamanın yarattığı kaos tüm yazlıkçıları tedirgin etti.
.
Şikayet etmek vardı ama “Komşuluk hatırı” ön plana çıktı.
.
Hava sıcak olduğundan mecburen pencereleri açık uyuyoruz.
.
Pazar sabahı sokak ortasında densizin biri arkadaşına arabasının kornasına kuvvetlice basarak selam veriyor.
Ardından arabasının penceresini açarak yüksek sesle hal, hatır soruyor.
Peşinden iki saat muhabbet.
Tabi ki tüm konuşmalar o sessizlikte bizim odada yankılanıyor.
.
Komşunun küçük oğlu pazar sabahı balkona çıkmış, yoldan geçenlere laf atıyor.
Kart sesiyle tüm site olarak ayaktayız sayesinde.
.
Anlayacağınız pazar günü tatil olmaktan çıkmış.
Kimsenin umurunda değil.
.
Ha bu arada bu kısmı bir fıkrayla bağlamak istedim.
.
Karı ve koca tatil günü evde televizyon seyretmekten sıkılmış, yatak odasına geçmeye karar vermişler...
Ama ne mümkün 7 yaşındaki oğlan evde.
-“Oğlum, hadi biraz sokağa çık, gez, oyna.”
-“Ihhhhh… Canım istemiyor.”
Israr faydasız.
Afacanın sokakta gözü yok.
Babası başka çözüm bulmuş:
-“Öyleyse, annenle ben odamıza geçelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yüksek sesle bize rapor et, olur mu?”
Oğlan biraz mızıklanmakla birlikte “Olur” diyerek çaresiz balkona geçiyor.
Anne baba da doğru odalarına.
Afacan başlıyor canlı yayına;
-“Şu an bizim sitenin otoparkına yabancı bir araç park etti.”
-“Şimdi de Aygaz arabası sokağa giriş yaptı.”
-“Yaşlı bir kadın markete giriyor…”
-“Sütçü geliyor…”
Kısa bir sessizlik...
Ve rapora devam;
-“Yan komşumuz Ahmet Bey amcayla karısı Necla teyze yatak odasında bir şeyler yapıyor…”
Anne ve babası şok vaziyetteler.
Baba sesleniyor oğlana;
-“Oğlum, nereden çıkardın şimdi bunu…”
-“Hiçç... Küçük kızları Ayşe balkonda dikiliyor da…”
 
DÜŞÜN TAŞIN!
Voleybolda “Olimpiyat Elemeleri” adıyla düzenlenen organizasyonda ilk sırayı alan takıma “Dünya Kupası” veriliyor.
.
Bizim kızlar da bu organizasyonu ilk sırada tamamlayınca “Dünya Kupası” nın sahibi oldular.
.
Bizim kızların başarısı sadece bununla da sınırlı değil.
Bu organizasyon tarihinde ilk sırayı, “Namağlup” olarak alan “Tek takım…”
.
Bu galibiyetler serisi sonunda 2024 Paris Olimpiyatları’na katılma hakkı elde eden kızlarımız, 2023 sezonunu 3 kupayla noktalamış oldu.
.
Üst üste 22. galibiyetine imza atan kızlar, FIVB Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonası’nda da mutlu sona ulaşmıştı.
.
Şimdi soru şu:
“80 milyon nüfuslu ülkede 6 tane kadın voleybolcu bulup dünya şampiyonu olurken, neden 11 tane futbolcu bulup başarı gösteremiyoruz?”
.
Düşün, taşın bul cevabı.
 
49?
Bizim ellilikler 5 lira değerine düşmüş.
.
Haberde şöyle diyor:
“Alım gücünün düşmesi TL’nin değer kaybı ile birlikte madeni paralarla alışveriş yapmak imkânsız hale gelirken, 50 TL artık vatandaş tarafından 5 TL gibi algılanıyor.”
.
Pazar günü yapacağımız piknik için tost ekmeği ısmarlandı tarafıma.
.
“10 tane tost ekmeği, bir tane de köy ekmeği verir misiniz?” dedik fırıncı kadına.
.
Kadın poşetledi verdi ve “49 lira” dedi.
.
Öyle deyince aklıma bir fıkra geldi ve kadına;
“Size bir fıkra anlatayım, siz de belki müşterilerinize anlatırsınız” dedim.
Kadın böyle bir şey hiç beklemiyordu.
Belki de hayatında ilk defa bir müşterisi kendisine bir fıkra anlatacaktı.
Cevabını beklemeden anlatmaya başladım:
.
Temel gitmiş fırına.
-“Ula hemşerum ver oradan 49 tane ekmek…”
Fırıncı buna pek akıl erdirememiş içinden “Neden 49?” diye düşünmüş.
Temel’e sormuş:
-“Hemşerim sana 50 ekmek vereyim de yuvarlak olsun hesap…”
Temel itiraz noktasında cevaplamış soruyu:
-“Ula uşağum kim yiyecek o kadar ekmeği?”
.
Fırıncı kadın tutamadı kendisini ve kahkahalarla güldü.
“Anlatırım” dedi, ayrıldım fırından.
.
Yahu bu olayı aslında paramızın nasıl pul olduğunu anlatmak için yazmıştım.
.
Baksanıza o kadarcık ekmeğe 50 liracık verdim, düşünün aldığım diğer erzaklara kaç para verdim?
.
Ekonomistlerin dediği gibi; “Artık 5 liraların madeni paraya dönüşme vakti geldi…”
.
En büyük banknotumuz olan 200 liranın bile değeri kalmadı neredeyse.
.
2009’da piyasaya ilk çıktığı zaman 132 dolara karşılık gelen 200 lira, şimdilerde 7,3 dolar… (18 kat erimiş)
.
20 senede paramızı pul haline getiren bu iktidar hala yüzde 52 oy alabiliyorsa vardır bir hikmeti.
Sorgulamayın çarpılırsınız…
.
Piyasalarda 6 adet banknot, 6 adet madeni para var.
En düşük madeni para 1 kuruş.
Yolda bulsanız almazsınız.
Kendi imal maliyetini bile karşılayamıyor.
.
Böylece 1 kuruşu tedavülden kaldırıp yerine 5 lirayı madeni para olarak, banknot olarak da 500 liralık yeni banknot basmamız gerekiyor.
.
Böylece 6 banknot, 6 madeni para oranını korumuş olacağız…
.
Tabi ki bunu her zamanki gibi değerli iktidarımız değil, dış güçler yapacak.
(Ekonomiden pek anlamam ancak, tahminim yerel seçimlere kadar idare edilip, seçim sonrası bu operasyon yapılacak)