Memleketin iş bilmez yetkilileri tarımın içine etmeye devam ediyor. 2018 yılında yem fiyatları uçarken, ot, saman ithal edilirken, çiftçi ineklerini kesiyordu.

Ardından devletin ali yetkilileri inek kesimlerini seyretmişlerdi. Milletin et tüketiminin arttığı gerekçe göstererek dünyanın dört bir tarafından 2 milyondan fazla kasaplık hayvan ithal etmişlerdi.
Kısır döngü dönmeye devam ediyor. 2022 yılında inek kesimleri artarken yine hükümet yetkilileri seyrettiler. Yem masraflarının altından kalkamayan hayvan yetiştiricileri ineklerinin önemli bir kısmını kesmek zorunda kaldı.
Bir memlekette sağılan inek kesime gidiyorsa, sorun dağları aşmış demektir. Yıllardır memlekette tarım işin ehli olmayanların elinde can çekişiyor. Kaymakamlar bile güzide bakanlığımızda genel müdürlük yaptı. Bakanlar siyasetten gelmiştir. İşi ehline vermeyen, bakanı bakan yapan sorumludur.
2012 yılında yaşanan kısır döngü, 2018 yılında tekrar etmişti. İki kriz arasında altı sene geçti. Bu defa kriz dört sene sonra tekrar ediyor.
Bu köşede defalarca konuyu irdelemiş gözden geçirmiştik. Kasaplık hayvan ithalatının hayvancılığa darbe vuracağını, süt fiyatlarının arttırılması gerektiğini, ithal danaların bittiğini, Türk çiftçisinin zarar ettiği için memesinden süt akan ineklerini kesime götürdüğünü, bu duruma seyirci kalmanın Türk tarımına ve Türk çiftçisine ihanet olduğunu tekrar tekrar paylaşmıştık.
İnek neden kesilir? Her gün sağılan inek, daha iki üç buzağı yapacak olan ak kızı kesmeye kimin gönlü razı olur?
Yem fiyatları aldı başını gidiyor. Ot ve saman ithalatı da devam ediyor. İnekler kesilirken damızlık gebe düve ithalatı yapan yetkililere söylenecek söz bulmak son derece zor. Şimdi de et ithalatının kapısı aralandı. İlk etapta Macaristan’dan et gelecek ve İstanbul’da kasaplarda yerini alacak. Bir şekilde memleketin hayvancılığı yetiştiricisini zarar ettirmeye devam edecek.
İthal edilen etin ucuz olma ihtimali bulunmuyor. Türk lirasının değeri düştüğü için 200 liranın altında et ithal etmek zor görünüyor.
Et fiyatları daha da artacak. Artması tüketiciyi zorlayacak gibi görünüyor ama Türk çiftçisinin elinde kasaplık hayvan kalsaydı para kazanırdı.
Eğer süt konseyi adam gibi süt maliyetlerini hesaplasaydı da ona göre süt fiyatlarını belirleseydi, Türk çiftçisi süt veren gözü gibi baktığı ineği kesmezdi. Buzağısına da gözü gibi bakardı. Hayvancılık iki günde ayağa kalkacak bir sektör değil. Bir inek bir işletmede en az beş sene süt veriyor. İkinci, üçüncü buzağısında kestirilen güzelim inekler memleket ekonomisine darbeden başka bir şey değildir. Türk çiftçisine ineğini kestirip damızlık düve ve et ithal etmek ise Türk tarımına ihanet etmek anlamına gelir. Başka türlü açıklanamaz.