Bugünlerde zeytin budamaları tamamlanıyor artık. Havaların ılık gitmesi nedeniyle budamaya erken başlayan bölgeler ikinci ilaçlamayı dahi bitirmek üzereler.

Gerek halkalı leke hastalığına gerekse dal kanserine karşı sıkı mücadele edilmesi gerekiyor artık. He ikisi de ciddi verim kayıplarına yol açıyor ve tedavisi en az üç yıl alıyor.
Bakteriyel bir hastalık olan zeytin dal kanseri hemen bütün ülkelerde görülen bir hastalık. İlk defa İtalya’da tanımlanmış ve 1753 senesinde rapor edilmiştir. Bir ve iki yaşlı dallarda, hatta gövdelerde dahi görülen siğil şeklindeki simptomlar uzun yıllardır biliniyor.
Dal kanserinin etmeni genellikle dallar üzerinde çıkan ur ve siğillerde bulunuyor. Ur ve siğiller baştan yeşil renkte olsa da büyüdükçe ve yaşlandıkça kahverengi ve siyah renk alıyor. Hastalık nedeniyle bitkinin besin ve su alımı-iletimi zayıfladığından bitki zayıf düşmekte ve sürgünlerde kurumalar başlamaktadır.
Hastalık ağacın bütün gövdesini kaplayabilmektedir. Ağacı nadiren kurutmakla birlikte, en çok zararı genç sürgünlerde yapmaktadır. Özellikle verimde olan sürgünleri zayıflatmaktadır. Meyve verimini azalttığı gibi, meyve tat ve aromasını da bozmakta. Acılaştırmaktadır.
Hastalık etmeni bakterinin gelişmesi için optimum sıcaklık 22-24 derecedir. 35 derecenin üzerinde ve 1 derecenin altındaki sıcaklıklarda gelişimi yavaşlamakta veya durmaktadır. Bu nedenle sonbaharda ve ilkbaharda kimyasal mücadele yapmakta yarar vardır.
Aktif ur ve siğiller içinde bulunan hastalık etmeni nemli ve yağışlı havalarda çoğaldığı ur ve siğillerden osmotik potansiyel farkıyla dışarı çıkmakta ve buradan yayılmaktadır. Yayılmada su, rüzgâr, böcekler etkili olduğu gibi budama aletleri vasıtasıyla da yayılmaktadır. Daldan dala veya diğer ağaçlara yayılırken yeni konukçu bitkilerde giriş kapıları genellikle yaralanmış veya budanmış gövde kısımlarıdır.
Dikimden itibaren uygulanan kültürel ve teknik mücadele yöntemleri bulunmaktadır. Dikimde hastalıktan ari fidan kullanmak şarttır. Nemli, su tutan bölgelere zeytinlik kurmamak da önem arz ediyor elbette. Su tutan bölgelerdeki zeytinlikler de bahçeyi askıya almak, çevresine su tahliyesi için hendek açmakta yarar vardır.
Budama esnasında dikkat edilecek hususların başında budama aletlerinin temiz tutulmasıdır. Makas ve testereleri ağaçtan ağaca geçerken, mümkünse her kullanışta mutlaka %10’luk çamaşır suyu çözeltisiyle dezenfekte etmekte yarar vardır. Yine budama esnasında bulaşık ağaç ve dalları en sona bırakmak gereklidir. Budamadan sonra hemen bütün bulaşık dallar bahçenin uzak bir yerinde yakılarak imha edilmelidir.
Bu hastalıkla kimyasal mücadele daha etkili olmaktadır. Özellikle fazla bulaşık bahçelerde bakırlı preparatlarla mücadele etmek, ekim-kasım aylarında hasattan sonra yaralanan dalların kapatılması, hastalığın yayılmasını önlemede etkili olmaktadır. Ardından ilkbaharda mart-nisan aylarında yine ilacı tekrarlamakta yarar vardır.