Efsane bir cumartesi gününden tüm okuyucularına gül kokulu selammmm…

Bu güzel günde şöyle hayatımızı önümüze serelim bir bakalım ister misiniz ne yapıyoruz acaba? Nereye gidiyoruz? Yaptıklarımız acaba gerçekten bizim istediklerimiz mi yoksa? Başkalarının istediği şekilde görünmek için mi?
Hadi gelin hayatımıza ne yapıyoruz? Sorusunun cevabını arayalım;
Bu, şu anda herkesin düşünmesi gereken bir soru.
Hayatı öncelikle nasıl görüyorsun?
 
Hayatı bir fırsat olarak görebiliyor musun?
 
Kendinizi geliştirmek, özgürleştirmek, kendinizi bulmak için harika bir fırsat.
 
Peki, fırsatımla ne yapıyorum?
 
Kendimle temasa geçiyor muyum? Yoksa bu yüzleşmeden kaçıyor muyum?
 
Kendime bakıp kendimi olduğum gibi kabul mü edeceğim yoksa hala farklı olmak mı, başkaları tarafından beğenilmek için yarattığım bir idealleştirme mi olmak istiyorum?
 
Yaşam bilgeliğinin bana ilettiği derslerden her zaman yararlanıyor muyum?
 
Daha alçakgönüllü mü oluyorum yoksa sadece gururumu, egomu, bencilliğimi pekiştiriyor muyum?
 
Sonsuzlukta sonsuz bir huzur içinde yaşamaya mı hazırlanıyorum yoksa hala bu dünyanın beni huzurdan tamamen çalan mücadelelerine mi dahil oluyorum?
 
Tanrı'nın bana verdiği değerli zamandan faydalanıyor muyum yoksa hepsini TV, pembe diziler, internet, sosyal ağlar, hazır gerçekler, içecekler, eğlence vb. ile çöpe mi atıyorum?
 
İnsanlara saygı duyuyor muyum yoksa sadece çıkarlarım söz konusu olduğunda mı saygı istiyorum?
 
Başkalarına istediği gibi olma ve düşünme hakkını veriyor muyum yoksa hala dünyayı ve insanları benim bakış açıma uymaya mı zorluyorum?
 
Hâlâ her şeyin nasıl olması gerektiğine dair idealleştirmeler, hayaller, arzular üzerinde mi yaşıyorum yoksa şimdiden gözlerimi açıp hayatı olduğu gibi gözlemleyebiliyor muyum?
 
Şimdi her şeyi bırakabilir miyim yoksa hala endişeleniyor muyum? Ne için endişeleniyorum? Bunu neden umursuyorum ki? Gerginlik ve sinirlilik yaratan bu endişelerle huzurumu kaçırmaya değer mi? Yoksa benim huzurum herhangi bir endişeden daha mı önemli?
 
Hala bir şeylerle mücadele ediyor muyum yoksa evrensel varoluşla uyum içinde yaşayabilmek için hayatın özgürce akmasına izin vermeyi öğrendim mi?
 
Önyargılarımı gözden geçiriyor muyum? İnançlarımı gözden geçiriyor muyum? Dini dogmalarım gerçekten doğru mu yoksa inanmayı tercih ettiğim şeyler mi? Değerlerimin hepsi doğru mu? Hâlâ birilerinin önünde olmaya mı çalışıyorum?
Bir tartışmayı
"kazanmaya" mı çalışıyorsunuz? Zihinsel ve entelektüel kısıtlamalar olmadan yasamak, hep aynı doğrularla yasamaktan daha iyi değil mi? . Her şeyin geçtiğini öğrendim mi? Yoksa hala bir şeylerin değişmemesini mi umuyorum? Hayatın sadece bir geçiş olduğunu ve bu dünyada hiçbir şeye sahip olamayacağınızı anladınız mı?
Eşyalara ve insanlara bağlı olarak huzur ve mutluluk içinde yasamak için hala duygusal olarak tutunuyor muyum? 
Hala geçmiş olaylarla işkence mi görüyorum yoksa önemli olanın hep ileriye gitmek olduğunu anladım mı?
Düşmenin normal olduğunu, her düştüğümde kalkmanın da normal olduğunu anladım mı? Hata
Olduğunu anladım mı? Hata yapmanın normal olduğunu, ama onlardan ders çıkarmanın  ve hatta hata ya da doğru olmadığını  fark etmenin, ama içsel olarak büyümek için fırsatların olduğunu mu? Her sey için kendimden para almayı bıraktım mı?
En büyük, mükemmel, en iyi, en bilge, en kutsal, en akıllı , en yetenekli olmak istemenin?
 Tüm bunlarda var olan büyük yanılsamayı: fark ettiniz mi? . Faydalanmaya çalışmanın bir faydası olmadığını, çünkü hayat kuyruğunda başkalarının önüne geçmek beni hep sonrasında son yerlere götürür farkında mısınız? Başkalarının hayatlarına değil kendi hayatlarıma bakmayı öğrendim mi? Gelecek adımları planlamak yerine eve adım atmayı öğrendin mi? . Hayat, plansız, projeksiyonsuz,  yasamak gerekir. Bazı şeyleri programlamakta bir sorun yok.
Planlamamızın idealleştirdiğimiz şekilde gerçekleşmesini bekleyemeyiz, çünkü bu olmayabilir ve yine de acıya neden olabilir. Hayat sadece özgürlük içinde yaşanabilir... Sadece özgür, rahat, müstakil, her şeyden özgür olanlar mutludur.
İnsanlara, eşyalara, durumlara, zevklere, statüye bağlı, sıkışmış olanlar, hepsinin boşluğunu keşfedince büyük acı çekebilirler. .
Fırsatını yakala, hayat denen büyük fırsatı. Boş şeylere zaman harcamayın ..
Kendine bak ve gereksiz her şeyi bırak. …
Evet, efendim kendinize ve çevrenize sevgi ve aşkla bakınız
Selam ve Sevgilerimle.
SİZİ SEVİYORUM…
SIZI SEVİYORUM…
SIZI SEVİYORUM…