Gelenekler bir toplumun varlığını sürdürmesinde, bireylerinin gelişiminde önemli rol oynayan olgulardır.

Her ne kadar çağdaş veya entelektüel yaşam tarzını tam kavrayamamış ama öyle sayanlar tarafından eleştirilse de, geleneklerin toplum yaşamında ve varlığını sürdürmesinde önemli yeri vardır. Kimliğin korunmasında en önemli uygulamalardır.
Gelenek, bir toplumda çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa aktarılan davranışlardır. Uzun yılların verdiği kültür birikimiyle oluşan bu davranışların toplumun karakter yapısıyla birlikte gelişimi, genetik determinasyonun da bir göstergesidir aslında. Bu nedenle toplumlar arasında davranış farklılıkları doğaldır. Irklar itibariyle bu davranış farklılıkları bariz olarak ortaya çıkmaktadır. Hatta bazı toplumların davranış şekilleri diğer toplumlarda yanlış veya hatalı olarak algılanabilmektedir.
Geleneklerin yaptırım gücü vardır. İnsanların davranışlarının düzenlenmesinde ve disipline edilmesine demokratik haklar kadar toplumun geleneksel yapıları da önem taşımaktadır. Bireyin demokratik kurallar içerisinde davranış özgürlüğü olsa da, bazı halleri garip karşılanabilmekte veya yadırganabilmektedir. Bununla birlikte hızla değişen dünya spektrumu içinde bazı davranış ve haller zaman içerisinde toplum tarafından sindirilebilmektedir.
Alışkanlıkların geliştirilmesinde önemli rol oynar. Toplumun gelişiminde alışkanlıkların önemi büyüktür. Bireyin gelişiminde de alışkanlık ve davranış disiplini önemli rol oynar. Sabahları erken kalkılması, el-yüz temizliğinin yapılması, güne gülümser başlanılması, sokakta veya çalışma ortamında insanlara güler yüz gösterilmesi insani boyutlarda toplumu pozitif geliştiren olgulardır.
Bilgi birikimidir. Deneyimlerin gücünü artırır. Geçmişe ait deneyimlere dayalı bilgi birikimi toplumun önünü görmesinde önemlidir. Tarihten ders almak lazım diye sloganlaşmış düsturlara yeterince yer verilmediği ne yazık ki bir gerçektir. Oysa hemen her alanda kazanılmış deneyimler geleceğe ait önemli hareket noktaları taşır.
Geçmişte yaşanılan tüm deneyimlerden oluşan maddi ve manevi değerler bütünüdür gelenekler. Dolayısıyla toplumun sahip olduğu değerler bütünü o toplumun geçmişe ait sağlam duruşunun da göstergesidir.
Geleneklerin köklü yanını, kutsiyeti olan değerler oluşturur. Elbette toplumlar bulundukları veya gittikleri coğrafyalarda karşılaştıkları toplumların davranış özelliklerinden etkilenebilir, uygun olanlarını kendi değerleri içine dahil edebilirler. Ama hiçbir zaman kendi değerlerinin üzerine çıkarmazlar.
Derin değerlendirmelerde insanın fikri gelişimini hızlandırır. Gelenekselleşmiş değerlerin yorumlanması ve değişik boyutlarda değerlendirilmesi, ortaya çıkış ve uygulanış şekillerinin yarattığı güzelliklerin algılanması, insanın toplumsal gelişimini sağlar. Aynı zamanda kendi toplumuna aidiyet duygularını geliştirir. Farklı değerleri sorgulamasına gerek kalmaz. Adamlar yapmış ne güzel diye değerlendirmelerde kalmaz. Farklı kültürlerin etkisi altına girmez.
Gelenekler hiçbir zaman toplumun gelişimine engel değildir. Bugün dünyanın neresinde olursa olsun toplumları ayakta tutan, geleneklerine bağlılıkları değil midir? Buna en güzel örnek Musevi toplumudur. Türklerde 100’ün üzerinde güçlü gelenek vardır. Zayıfladığı yerlerde hep yıkılmışlar, sonra toparlanmışlardır.