Çanakkale’den çıkıp karayoluyla İzmir’e giderken sizi en çok zorlayacak kısım Ayvacık-Küçükkuyu Yolundaki virajlı bölge.

Yani, Nusratlı Rampaları.
.
Sırf bu rampalar dolayısı ile İzmir’e gitmekten neredeyse vazgeçiyorum.
O kadar yani.
.
Korkumdan değil, beceriksiz ve bilgisiz sürücüler yüzünden.
Onlar sayesinde o rampalarda aptalca döne döne boş saatler geçirmek istemiyorum da ondan.
.
Ama her zaman, 20 senelik AKP Hükümetinin Çanakkale’ye yaptığı en iyi iş olarak yazdığım “Ayvacık-Küçükkuyu Tünelleri” bu derdimizi bitirecek.
İnşallah.
.
“İnşallah” diyorum zira Boğaz Köprüsünü çabucak bitiren, Çanakkale Belediyesi’nin Yeşil Binasına laf atanlar, nedense bu tünellerin bitiş tarihi bir türlü açıklayamadı.
.
Haziran 2022 tarihli bir Ulusal Gazete haberi:
“Kazdağları’ndan geçen Assos ve Troya Tünellerinin Ağustos ayında açılması bekleniyor. Yüzde 90’ı tamamlanan Assos ve Troya Tünelleri, belirtilen proje süresinden 10 ay önce hizmete açılacak…”
.
Çanakkale menşeli bir haber sitesi:
“Düzenlenen toplantıya ise; AK Parti İl Başkanı Naim Makas, Ezine Belediye Başkanı Güray Yüksel, Bayramiç İlçe Başkanı Sadettin Arslan, Ezine İlçe Başkanı Mehmet Ünsal, Ayvacık İlçe Başkanı Fatih Kocabıyık, Geyikli Belde Başkanı Mustafa Kirveli, İl Genel Meclis Üyeleri, İl Yöneticileri ve basın mensupları katıldı.
İl Başkanı Naim Makas, 50 dakika süren yolu 5 dakikaya indirecek Assos ve Troya Tünellerinin Ağustos ayında açılması planlandığını söyledi…”
.
Söyledi ama Eylül ayının sonuna geldik ortada kimse yok.
.
Olabilir.
Aksaklık olmuştur,
Beklenmedik bir problem çıkmıştır.
Eyvallah…
Zamanında tünel inşaatında çalışmıştım, bilirim…
Ne demiş Hoca Nasreddin;
“Bana damdan düşen birini getirin, derdimden o anlar…”
.
Yeni gelen habere göre isimleri “Assos ve Troya” olan bu tüneller, Ekim ayında açılacakmış.
.
“Hayırlısı” diyelim, inşallah yeni bir aksilik olmaz da tüneller açılır biz de rahatlıkla İzmir’e gidip geliriz…
 
***
RUHU ŞAD OLSUN
Menfur saldırı haberi şöyle geldi:
“Mersin'in Mezitli ilçesinde lüks otomobille Tece Polisevi önüne gelen iki kadın PKK’lı terörist, uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Açılan ilk ateş sırasında 2 polis memuru yaralanırken, çıkan çatışma sonucu yaralanan iki kadın terörist, sırt çantasında taşıdıkları bombalar ile kendi yaşamlarına son verdi...”
.
Bu hain saldırıda ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan “Polis Memuru Sedat Gezer” şehit olmuş.
“Şehidimizin ruhu şad olsun” diyorum…
Hepimizin başı sağolsun…
.
Bu saldırıyı düzenleyen ve düzenleten her kim varsa hepsinin, “Allah belasını versin…”
 
***
YENİLMEK ÜZÜCÜ
Sabah şu paylaşımı görünce ben de sizlerle paylaşmadan edemedim:
“Faroe Adaları’na yenilmek çok üzücü.
Ama Faroe Adaları’nın kişi başı milli geliri 64.000 Dolar.
Bizim 10 katımız, bu rakam daha da üzücü.”
.
Baktım da, Faroe Adalarının ihracatının büyük çoğunluğu, yaklaşık %90'ı balıkçılık ürünlerinden oluşmaktaymış.
.
Faroe Adalarının balık ihracatı: 1 milyar 370 milyon dolarmış.
.
Üç tarafı denizle çevrili Türkiye’nin balık ihracı: 2021 yılında 467 milyon dolarmış.
.
Ne üzücü…
 
***
SAÇ VARSA ÖLÜM VAR
Haber şöyle duyuruldu:
“İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ‘Ahlak Polisi’ tarafından tutuklandıktan günler sonra ölmesinin ardından başlayan protestolar, tüm dünyaya yayıldı.”
.
Dünya İranlı kadınlara estek vermek üzere harekete geçti.
Artık bir simge haline gelen “Saç kesmek” protesto şekli oldu.
.
Melek Mosso, İran’da özgürlük mücadelesi veren kadınlar ve öldürülen Mahsa Amini için sahnede saçlarını keserek şöyle dedi:
“Bu gece tüm kadınlar adına söylüyorum şarkılarımı, özgürlüğümüzü kimse elimizden alamayacak...”
.
Hakikaten zor bir durum.
İnanç (!) gereğini yapmayanların “Ahlak Polisi” tarafından dövülmesi ve hatta öldürülmesi.
Sebep: “Saçının görülmesi…”
.
Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun.
Düşünün, düşünün ve düşünün…
.
Geçtiğimiz yıllarda İranlı bir kadın protesto etmek amacıyla tuttu kafasını kazıttı.
“Alın işte saçım yok, görünmüyor. Saç yoksa günah da yok!” dedi.
.
Mantığa göre, “Saç olmayınca erkekler tahrik olmadı…”
.
Peki, erkeklerin tahrik olma hakkı var da, kadınların yok mu?
Misal,
Erkekler de dar pantolon giymesinler.
Saçlarını örtsünler.
Gömleklerinin yakalarını sıkı sıkı kapatsınlar.
.
Güzel dinimiz ne hale geliyor ya rab…!
Bu olayları görüp de Müslümanlığa geçen kaç kişi vardır sizce?
.
Sonra diyoruz ki:
“Avrupa Müslümanlığa karşı.”
Eh…
Her şey ortada…
Müslümanlığı böyle anlarsak, olacağı bu.
.
Bu kafirler (!), “Hani hoşgörü diniydi?” derse ve şu ayetle bize sorarlarsa ne diyeceğiz?
.
“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız...” (Âl-i İmran, 3/110)
.
“Hani dinde zorlama yoktu?” derse ve bu kafirler (!) şu ayetle bize sorarlarsa ne diyeceğiz?
.
“Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır.” (Bakara, 2/256)
“Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin.” (Gaşiye, 88/22)
.
Anlamı “Barış” olan “İslam” dinimizi ne hale getirmişiz gördünüz mü?
.
“Saç varsa ölüm var…!”
 
***
MECBUR OLMADAN
Bu haber Yeni Şafak’tan:
‘Kaos’u Batı fonluyor:
LGBT’lilere 362 milyon lira para geldi…’
Türkiye’de de günden güne güçlenen LGBT lobisine Avrupa ülkeleri ve ABD’den para yağıyor.
Adında LGBT geçen 22 derneğe sadece “Son 5 yılda tam 20 milyon dolar” (bugünkü kurla 362 milyon lira) aktarıldı.
En fazla desteği 120 milyon lira ile “Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği”,
İkinci sırayı, “Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği”,
Üçüncü sırayı ise 77 milyon 681 bin lira (4 milyon 315 bin dolar) ile “Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği” aldı.
.
Ayrıca:
1 milyon dolar üzerinde fon alan dernekler listesinde;
“Hak Eşitlik Varoluş İçin Lezbiyen Gey Biseksüel Transseksüel İnterseksüel Derneği” ile
“Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği” de kendisine yer buldu.
.
Ülkede bu dernekler bu kadar çok yardım alıyorlarsa işimiz zor.
.
Aklıma Bir tane Temel fıkrası geldi.
Yazayım istedim:
Temel 20 senedir Almanya’da yaşıyormuş.
Bir gün göçmen bürosuna gidip Almanya’dan kesin dönüş yapacağını söylemiş.
Göçmen bürosundaki Almanlar Temel’i tanıyorlar, seviyorlar.
Sormuşlar;
-“Niye dönüyorsun?”
Temel;
-“Homoseksüeller yüzünden…”
Bürodakiler şaşırmış;
-“Seni rahatsız filan ediyorlarsa hemen bir şikâyette bulun, gereğini yaparız. Buradan bu yüzden ayrılmana değmez…”
Temel;
-“Hayır, hayır… Beni rahatsız etmiyorlar…”
Bürodakiler iyice şaşırmışlar;
-“Peki, neden gidiyorsun?”
Temel cevaplamış:
-“Burada 20 yıl önce homoseksüellik yasaktı, 10 yıl önce serbest oldu, 5 yıl öncede evlenmelerine izin verildi. Homoseksüellik mecbur olmadan dönmek istiyorum…”