Size şu pazar sabahı “Ureilitler” desem? Ağzını bozmuş bu diyebilirsiniz.

Size şu pazar sabahı “Ureilitler” desem?
Ağzını bozmuş bu diyebilirsiniz.
.
Hayır bir şeye bir isim konacak belli, bu tip acayip kelimeleri nereden bulurlar bilmem.
Ben aslında ona taktım.
.
Ama madem şu “Ureilitler” meselesine geldim bari ondan bahsedeyim zira bu kelimenin aslında suçu yokmuş.
.
Peki, ne demek?
Şu demek:
“Ureilite”, bir meteorit türünün ismi.
.
Tarifi şöyle:
Diğer taşlı meteorlardan çok farklı benzersiz bir mineralojik bileşime sahip nadir bir taşlı meteorit türüdür.
.
Hayda meteor ne?
Meteorit ne?
.
Karışmasın kafalar, anlatayım.
Tabi çok bildiğimden değil, İnternete baktım.
.
Güneş’in çevresinde, Mars ve Jüpiter arasında, belirli bir yörüngede dolanan, çeşitli büyüklük ve şekildeki kaya ve metal parçalarına “Asteroit” deniyormuş.
.
Asteroitler gezegenlerden küçük olmalarına karşın yüzlerce km genişlikte olabilirlermiş.
.
Asteroit ya da kuyruklu yıldız gibi çeşitli gök cisimlerinden kopmuş küçük kaya parçaları ise “Göktaşı” olarak adlandırılır.
.
Atmosfere giren göktaşlarına “Meteor” denir.
.
Göktaşları Dünya’nın atmosferine girdikten sonra tamamen yanarak yok olmaz. Yeryüzüne ulaşıp yere düşen bu gök taşlarına “Meteorit” adı verilir.
.
Durum anlaşıldı sanırım.
.
Gelelim şu Ureilite’ye
.
Bu koyu gri veya kahverengimsi meteorit 4 Eylül 1886’da Rusya’nın Mordovia Cumhuriyeti Novy Urey köyüne düşmüş ve düştüğü yerin adını almış.
.
Peki onu değerli yapan ne?
“İçinde elmas içermesi…”
.
Bilim insanları, kökenlerini araştırmak için dünyanın dört bir yanından toplanan 18 “Ureilite” meteorunun örneğini incelediler.
.
Bunları mercek altına almışlar ve Dünya’ya düşen (yüzde birinden daha azını oluşturan nadir bir göktaşı grubu olan ureilitlerin) bazılarının “Lonsdaleit” formunda olan dünya öncesi kökenli elmas içerdiğini bulmuşlar.
(Lonsdaleite: Geleneksel elmasın kübik kafesinin aksine, altıgen kafesli bir karbon allotropu’ymuş.)
(Allotrop: Aynı elementin uzayda farklı şekilde dizilerek farklı geometrik şeklindeki kristallerine denirmiş.)
.
Normal elmaslar sert, dört yüzlü bir düzende karbon atomları içerirken, lonsdaleitteki atomlar altıgen bir kafes içindelarmiş.
.
Avustralya’daki RMIT ve Monash Üniversitesi’nden bilim insanları da bu taşları inceleyerek, elmasların Güneş Sistemimizdeki eski bir cüce gezegende oluştuğunu keşfetmişler.
.
Gezegen muhtemelen yaklaşık 4,5 milyar yıl önce dev bir asteroide çarpmış ve bu da büyük sıcaklıklara ve orta düzeyde basınçlara neden olmuş.
.
Araştırmacılar, elmas yapılarının nasıl oluştuğunu ortaya çıkaran göktaşlarının dilimlerini görselleştirmek için gelişmiş elektron mikroskobu tekniklerini kullanarak sonuca ulaşmışlar.
.
Hani gökten taş yağacak deniyor ya, bir gün gökten elmas yağarsa hiç şaşırmayın.
.
Nasrettin Hoca’nın dediği gibi;
“Siz görün o zaman curcunayı…”