Araştırma şirketleri her zaman işlerini yaparak gündemi yokluyorlar ve bir takım sonuçlar çıkarıyorlar.

Bu sonuçlara inanırsınız, inanmazsınız ama ortada bir “Nabız” var.
Yapılan anketler bizim gördüklerimiz ve yaşadıklarımızla, “Halkın nabzı” arasında az-çok bilgi veriyor.
.
Araştırmalarda mevcut iktidarın pek de parlak olmayan karneleri yayınlanıp duruyor.
.
İşte bunlardan birinde katılımcılara şu soru sorulmuş:
“Nasıl bir cumhurbaşkanı ülkenin sorunlarını çözer?”
.
Bu soruya 8 farklı cevap verilmiş:
“Güvenilir”
Yüzde 61.1
“Dürüst”
Yüzde 53.5
“Devlet işleyişini iyi bilen”
Yüzde 45.2
“İttifakları bir arada tutabilen”
Yüzde 41.1
“Adil olabilen”
Yüzde 34.0
“Parlamenter sistemi savunan”
Yüzde 32.9
“Yolsuzlukla mücadele edebilen”
Yüzde 32.5
“Ekonomiden anlayan”
Yüzde 29.9
.
Yani:
“Özlenen bir cumhurbaşkanı profili” çizilmiş adeta…
.
“Millet İttifakı’na oy vereceğim” diyenlere sorulmuş bu soru.
“Hangi isim seçilirse başkanlık sistemindeki gücü bırakarak eski parlamenter sisteme geçmeyi sağlar?”
.
Cevaplar şöyle olmuş:
“Kemal Kılıçdaroğlu” diyenlerin oranı,
%60.6 olmuş.
.
AK Parti seçmenine de aynı soru sorulduğunda tespit edilen oran ilginç bence.
“Kemal Kılıçdaroğlu” diyenlerin oranı,
% 22 çıkmış…
.
MHP’ye oy verenlerin yüzde 32’si de “Kemal Kılıçdaroğlu” demiş.
.
Araştırmaya göre en çarpıcı sonuç şu bence:
“Kendisini Atatürkçü olarak tanımlayanların sayısı önemli oranda arttı…”
.
2015 yılındaki tercihlerle 2022 kıyaslandığında değişkenlik şöyle belirlenmiş.
Soru şu:
“Kendinizi nasıl tanımlarsınız?”
.
“Atatürkçü”
2015: %40
2022: %52
.
“Demokrat”
2015: %18
2022: %27
.
“Türk Milliyetçisi”
2015: %38.7
2022: %26.5
.
“Dindar”
2015: %32.5
2022: %24.2
.
“Muhafazakar”
2015: %30.8
2022: %22.3
.
“Sosyal Demokrat”
2015: %12.5
2022: %15.2
.
“Kürt Milliyetçisi”
2015: %8.5
2022: %6.8
.
“Bu Pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?” şeklindeki soruya verilen cevapların oranı ise şöyle olmuş:
AK Parti: %31.3
CHP: %27.2
İYİ Parti: %12.1
MHP: %8.1
HDP: %11.5
.
Bu tabloyu gördükten sonra hemen altındaki habere gözüm takıldı.
Şöyleydi:
“Cumhur İttifakı’nın hazırladığı, seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülmesini ön gören kanun teklifinin 1-2 hafta içinde TBMM Başkanlığı'na sunulması bekleniyor…”
.
“Neden böyle bir girişimde bulunduklarını çözemedim”, hayırlısı dedim içimden…
 
***
YORUMSUZ
Haber şöyle:
“Trabzon'da toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, törenin sonunda bir çocuğu sahneye çağırdı ve mikrofon uzattı. Televizyonlarda canlı yayınlanan o anlarda küçük çocuk CHP lideri Kılıçdaroğlu’na ‘hain’ dedi… O anlar Erdoğan ve bakanlar tarafından gülerek karşılandı…”
.
İslam diyor ki:
“Her durumda çocuğun ruh ve beden özellikleri dikkate alınarak kendisine yaklaşılmalı, onun henüz dinen yükümlülük çağında olmadığı göz önünde bulundurularak eksikleri ve hataları olumlu bir yolla giderilmelidir.
İslâm eğitiminin ‘tedricilik (yavaş yavaş), sevgi ve ikna’ gibi pedagojik metotları esas aldığı görülmektedir.
Nitekim çağdaş pedagojinin ilkelerine göre de ‘korkutucu, ürkütücü, emredici’ tutumlar çocuk için hem anlaşılmazdır hem de yıpratıcıdır.
Çocuğun ‘sevgiye, iyi örneklere, açıklayıcı doğru bilgilere’ ihtiyacı vardır.
Bunların yerli yerinde uygulanması ölçüsünde onun dinî eğitim ve öğretimi de başarıya ulaşacaktır…”
.
Nazım Hikmet Ran’ın bir şiiri konuyu ne güzel anlatmış aslında:
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Dünyayı çocuklara verelim
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacak elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler.
 
***
SIRALAMADA KAÇINCIYIZ?
Yıllardır “Emekli ve memur şehri” diye anılırız.
Hep merak ederdim,
“Acaba Türkiye’de kaçıncı sıradayız?” diye.
.
Dün gezdiğim haber portalında nihayet öğrendim.
Bakın kaçıncı olmuşuz.
.
Nüfusa göre en fazla emeklinin yaşadığı 10 il sıralaması şöyle olmuş:
Zonguldak
Sinop
Bartın
Balıkesir
Edirne
Çanakkale
Kırklareli
Burdur
İzmir ve
Rize
.
Bu arada dünyada sosyal güvenlik kurumlarının gelir gider dengesini sağlayabilmesi için ideal oran şöyle:
1 Emekliye karşı,
4 Çalışanın karşılık bulması.
.
Türkiye’mizde ise:
1 Emekliye karşılık,
2 Çalışan bulunuyor.
.
“SGK’nın neden zarar ettiği” de buradan belli oluyor zaten…

Emekliden sonra “Öğrenci Şehri” olma yolunda da epey yol aldık sanırım.
Ama araştırmalarım sonucu bunun pek öyle olmadığını gördüm.
.
İllerdeki öğrenci sayıları şöyleymiş:
1-Eskişehir:
3.406.057 öğrenci
2-İstanbul:
1.021.323 öğrenci
3-Erzurum:
398.943 öğrenci 
4-Ankara:
302.183 öğrenci
5-İzmir:
170.539 öğrenci
6-Konya:
127.272 öğrenci
7-Isparta:
81.189 öğrenci
8-Antalya:
80.969 öğrenci
9-Kocaeli:
79.073 öğrenci
10-Sakarya:
77.941 öğrenci.
.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğrenci sayısı ise:
48.965.
.
Ancak nüfusa göre oranlandığında daha yüksek sıralarda olacağımıza eminim…
 
***
BUNLAR İYİ GÜNLER
Pazar pazarına gitmek için yola çıktı eşimle.
Öncesinde kasaba tabi.
Fiyatları aklımda tutamadım da çektim resmini.
“Çok pahalı” demeye kalmadı kasap:
“Abi pazartesiye zam gelecek, al ne alacaksan” dedi.
Yutkundum, devam etti sözüne:
“Abi bunlara şükür et. Yıllardır sütçülük de yapıyoruz. Hayvanları kestik. Artık bakmıyoruz. Ramazandan sonra et filan bulamayız. Ne yapacağız bilmem” dedi.
.
Benzinciye gittik.
Ağalık yaptım:
“Doldur depoyu…” dedim kasıla kasıla.
Sonuç?
600 lira…
Yakın gözlüğümle bir daha baktım,
“Bu ne kardeşim maaşıma ortak olmaya mı çalışıyorsunuz?” dedim,
Benzinci yüzüme baktı:
“Bu daha iyi günlerin. Yarın zam bekliyoruz” dedi.
.
Pazara gittik.
Patlıcan 25 lira,
Biber 30 lira…
Yumdum gözümü ve eşime dedim ki:
“Çimdikle beni, galiba rüya görüyorum...”
Eşim gayet sakin:
“Korkma aç gözünü de şükret… Bunlar daha iyi günlerimiz…”
.
Tüm vatandaşlar işe gitmeye korkuyor.
Maaşına zam isteyen çalışanlar, patronun onlara yanaşıp:
“Bunlar daha iyi günlerin, ay sonu gelmiyorsun” demesinden korkuyorlar…
.
İktidar ise erken seçime gitmeye korkuyor.
Zira seçmenin sandığa yanaşıp:
“Bunlar daha iyi günlerin” diyerek oy vermesinden korkuyor…
 
***
YAVAŞ YAVAŞ
Nazilerin eline düşen Rus subayının konuşması için işkence yapılıyormuş.
Önce sağ kolunu kesmişler.
Rus subay demiş ki:
“Sizden ricam kolumu doğduğum Rus topraklarına atar mısınız?”
“Tamam” demişler uçaktan atmışlar.
İşkenceye devam edip sol bacağını kesmişler.
Rus demiş ki:
“Sizden ricam bacağımı da doğduğum Rus topraklarına atar mısınız?”
“Tamam” demişler atmışlar.
İşkenceye devam edip kulağının tekini kesmişler.
Rus demiş ki:
“Sizden ricam kulağımı da doğduğum Rus topraklarına atar mısınız?”
Nazi subayı işkillenmiş:
“Ulan bana bak! Bana öyle geliyor ki sen yavaş yavaş tüyüyorsun galiba…”
.
Neden bu fıkra?
.
Mehmet Cahit Turan
Berat Albayrak
Ruhsar Pekcan
Zehra Zümrüt
Ziya Selçuk
Lütfi Elvan
Süleyman Soylu
(Kabul edilmedi)
En son:
Abdülhamit Gül
Bakanlıktan istifa ettiler (veya görevden alındılar) ya.
Ondan…
Hani diyorum:
“Yavaş, yavaş…”