Bugünlerde Köprübaşı’ndan geçerseniz bir hareketlilik göreceksiniz.

Ağaca asılmış ekmekler sizi karşılayabilir.
Kasalar içinde düzgünce poşetlenmiş ekmekler görebilirsiniz.
.
Yaşanan bu ekonomik kriz neticesinde Bülent Özüren arkadaşım “Askıda Ekmek” uygulaması ile ihtiyacı olanlara ekmek ulaştırıyor.
.
“Keşke ekmek ağaçta yetişseydi” dileği ile “Kimse aç kalmasın, ihtiyacı olan askıdan alsın” diyerek ekmekleri ağaca asıp, insanlara yardım etmeye çalışıyor.
.
Şu ana kadar “900 adet ekmek dağıttığını” söyleyen Özüren, “Stokta 1500 ekmek daha var” diyerek katkıda bulunanlara teşekkür ediyor.
.
Bülent arkadaşım, “Askıda Fatura” yardımı yapmayı da düşündüğünü söyleyerek,
“Bir dostumuz, ‘Bir çuval soğanım var, dağıtır mısın?’ dedi. Dağıtırım tabii ki de, ne gelirse, gelsin. Yardımın partisi, bayrağı olmaz. Önemli olan dayanışmadır, paylaşmadır. Bu yardım çeşitlerinin zor günlerde ihtiyaç sahiplerine ulaşması esastır” mantığı ile hareket ettiğini belirtti.
.
İhtiyacı olan insanlara yardım etmeye devam edeceklerini de belirten Özüren’in bu özverili çalışmasına, “Şehirde yaşayan halk olarak destek vermek bizim görevimizdir.”
.
Bu yazımı okuduktan sonra sizler de bir nebze olsun yardımda bulunmak üzere her gün saat 13.00’de Köprübaşı’nda yürütülen “Askıda Ekmek” uygulamasına katkıda bulunmaya gidin ve o inanılmaz manevi rahatlığı yaşayın…
 
***
BULGAR HALKI
Bulgaristan’da geçtiğimiz aylarda yapılan seçimlerde ne oldu biliyor musunuz?
.
“Ekonomik kriz ve yolsuzluklardan bunalmış Bulgar seçmeni”, adları hiç duyulmamış, ekonomiden anlayan ve geçmişleri temiz gençlere şans verdi.
.
Bulgaristan’da seçim hükümetinde Ekonomi Bakanı olan Kiril Petkov ile Maliye Bakanı Assen Vassilev “Yolsuzluk düşmanı Harvard’lı ikili” olarak geniş bir hayran kitlesine ulaştı.
.
Beraber parti kurdular.
.
“Bir ürünü satın almadan önce bile numune istersiniz. Bulgar halkına geçici hükümetteki dört ayda ücretsiz numune vermiştik. Şimdi o ürünün lansmanını yapıyoruz” diyerek kampanya yaptılar ve seçimi aldılar...
.
“O günlerde ekonomik kriz ve yolsuzluklardan bunalmış Bulgar seçmeni”, şimdilerde rahat.
Elindeki Leva’sıyla Türkiye’ye gelerek ucuz ucuz alışveriş yapıyor.
.
 
Kiril Petkov’un Kanadalı eşi Linda Mckenzie ise Sofya’da kendisine ait bir pasta fırını işletiyordu ve geçtiğimiz aylarda MasterChef programına katılmıştı. Tüm bunlar iyi eğitiminin yanında mütevazı bir yaşama sahip Petkov’un halkın teveccühünü kazanmasında önemli rol oynadı.
.
İşte size bir başarı öyküsü.
Bu öykünün baş mimarı ise:
Seçimde doğru tercih yapan Bulgar Halkı…
 
***
DELİ DUMRUL
Bilmeyeniniz yoktur.
Çocukluk yıllarımızda Deli Dumrul, “Dede Korkut Masalları” içinde önemli bir yere sahipti.
.
“Pervasız, hoyrat, korkusuz” bir kişilik olarak bilinir.
.
Masal, Dumrul’un yolkesicilik yapmasıyla başlar.
Susuz Dere’nin üzerine kurduğu köprüden “Geçenden beş akçe, geçmeyenden on akçe” diyerek para alması Tanrıyı kızdırır, ama Dumrul ona karşı gelip, meydan okur…
.
Tanrı da ona “Aldacı”yı (can alıcıyı) yollayınca pabucun pahalı olduğunu anlar ve yelkenleri suya indirir ama canını da vermek istemez…
.
Tanrı, Deli Dumrul’a:
“Madem canını vermek istemiyorsun o halde kendi canının yerine can bul” der.
.
Deli Dumrul annesine ve babasına gidip canlarını ister.
Ama onlar canlarını vermezler.
Fakat karısı, kendi canını vermeye razı olur.
Bunun üzerine Deli Dumrul Tanrıya yalvarır, Tanrı da onları bağışlar.
Bunun karşılığı annesinin ve babasının canını alması için Aldacı’ya emir verir.
.
Deli Dumrul’un köprüden geçenlerden para alması dilimize, “Geçenden otuz, geçmeyenden döverek kırk akçe” şeklinde deyim olarak geçmiştir.
.
Nereden geldi bu aklıma derseniz yeni yılda İstanbul’da ki 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinde geçiş ücretleri iki eşit parçaya bölünerek iki yönlü olarak değiştirildi.
2022 yılı itibariyle, araç sahipleri geçiş ücreti tek yön yerine çift yönlü olacak ve araç sahipleri toplam 16.50 lira ödeyecek.
.
Pamuk eller cebe…
 
***
YAMULTMUŞLAR
“Yav arkadaş! Üç gün memleketten gittik yine sürpriz…
Yön tabelasını söküp yerini değiştirmek yerine, tabelanın yön gösteren okunu yamultmuşlar…
Burası Lâpseki, her şey olabiliyooo…”
.
Vatandaş bu fotoğrafı çekmiş, bu satırları yazmış ve sosyal medyada yayınlamış.
.
İlk bakışta pek kabul edilebilir tarafı yok ancak, pratik buluş kategorisinde ödüle değer bence…
 
***
TURKOVAK
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan yerli aşı Turkovac’la ilgili diyor ki:
“Burada söz konusu olan insan sağlığı… Ben önümde veri olmadan, 'Bunu kullanın, bunun yerine şunu yapın' diyemem.”
.
Türkiye Aşı Enstitüsü Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, yaptığı iki ayrı konuşmada şöyle dedi:
“Elde ettiğimiz antikor seviyeleri Omicron’a karşı koruyuculuk sağlayacak şekilde görünüyor. Bu yönde çalışmalarımız ve bilimsel verileri bir araya getirme çalışmalarımız sürüyor. Turkovac’ı elimizdeki mevcut verilerle karşılaştırdığımız zaman Omicron’a karşı da koruyuculuk sağlıyor ama bunun süresi ne kadar olacak, bunu şimdi söylemek mümkün değil…”
“Turkovac’ın hatırlatma dozu olarak uygulandığı çalışmalarda antikor seviyesinde hızlı bir zıplama olduğunu görüyoruz…”
.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise, Prof. Dr. Ateş Kara’yla ilgili:
“Ateş Bey benim yanımda çalışan bir öğretim üyesi… Hayatında aşıyla ilgili bir faaliyeti olmadı. O başka konularla ilgiliydi. Salgınla ilgili bir deneyimi olmadı ama bakanlıkla ilişkiler falan farklı yürüdü herhalde ki öyle bir pozisyona getirildi. Yoksa aşıda biraz deneyimi olan bir insan, ‘antikorları hoplatıyor, zıplatıyor’ gibi, son derece gayri bilimsel ifadeler zaten kullanmaz. Onun için ben o söylenenleri ciddiye bile almıyorum…”
.
Turkovac ile ilgili verilerin açıklanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan:
“Turkovac, açıkçası elimizde bir verisi olmayan ama sadece bildiğimiz Sinovac’la tamamen aynı yapıda olan bir aşı… Yani içindeki katkı maddeleri ve miktarları dahi Sinovac’la tamamen aynı… Şimdi birisi ‘Bizim aşımız Sinovac’tan daha iyi’ diyorsa buna bir açıklama getirmek zorunda. Yani tamamen aynı yapıda bir aşı neden daha iyi olsun? Hiç böyle bir neden belirtmeden, hiçbir veri sunmadan, yani Faz-3 çalışmasına kaç hasta alındı, kaç hastanın sonuçları var ellerinde… Bunlar belli olmadan, bu açıklamalar bilimsel bir yaklaşım olmaz. Ama bunlar belli maksatlarla söyleniyorsa ben bilemem tabi… Sonuçta bu yerli bir aşı…”
“Burada söz konusu olan insan sağlığı… Ben önümde veri olmadan, ‘Bunu kullanın, bunun yerine şunu yapın’ diyemem. Onun için bu Faz-3 çalışmasında neler bulundu, “Hopluyor, zıplıyor” dedikleri antikor düzeyleri nedir, bunları bilmem lazım ki yorum yapayım.”
“Bakın aynı insanlar maalesef tamamen gayrı bilimsel bir yaklaşımla ‘Efendim inaktif aşı daha bilinen bir yöntemle yapılıyor, Biontech’in bilinmiyor’ gerekçesiyle Sinovac aldırdılar. Ben de dahil özellikle risk grubunda olan herkese Sinovac aşısı yaptırdılar. Ama şimdi dünyada örneği olmayan 5'inci doz kararı alıyor aynı grup…”
“Yani şunu demek istiyorlar: ‘Bu Sinovac’ların size hiçbir etkisi olmadı. 3 doz Biontech yaptırın.’ Yaptıklarının hiçbir tutar tarafı ya da açıklanabilecek tarafı yok ki…”
.
İşte size iki bilim insanının söyledikleri.
Bu aşı işi daha çok su kaldıracak gibi gözüküyor…