Artık yaz bitti. Sıcaklıkların son demlerini oynuyoruz.

Artık yaz bitti.
Sıcaklıkların son demlerini oynuyoruz.
Böylelikle kendisine azıcık güvenenler öğle sıcağında denize girebilirler.
Deniz pek soğuk değildir ama dışarı çıkınca derhal havluya sarılmak lazım.
.
Biz bugün öyle yapacağız ve yaza “Güle güle” diyerek kışlığımıza taşınacağız.
.
Ha,
Bu arada yılın ilk ve tek sardalyemizi de yemiş olduk.
Allah yeni senelerde, bol sardalyeler nasip etsin inşallah.

Gelelim Pazar yazımıza.
Uzun zamandır notlarım arasında beklettiğim çok sevgili ve örnek sanatçımız “Ayla Algan”dan bahsetmek istiyorum size.
.
Kendisi ile “Troyalı Kadınlar” adlı tiyatro eserini oynamak için geldiği Çanakkale’de ısrarlarım sonucunda bir röportaj bile yapmıştım.
Dergimizde yayınlanmıştı.
.
Kendi gözlemlerimle anlatsam sayfalar almaz.
Ancak, onu başkasının dilinden alıntı yaparak tanıtmak istedim.
.
Buyurun o yazı:
Müstesna Sanatçımız Ayla Algan:
Katıksız bir Cumhuriyet yıldızı.
Doğum tarihi bile “29 Ekim”
Şu sırada, 65 yıldır hiç eksilmeyen alkışların eşliğinde, 83 yaşının tadını çıkarıyor.
Derler ki, onun için;
Tiyatroda, sinemada ve şarkıcılıkta Allah vergisi yeteneğinin üstüne yok.
Ve yine derler ki;
Oyunculukta ve şarkıcılıkta Hollywood’un Oscarlı yıldızı Barbra Streisand’ın Türkiye versiyonu...
İşte, tam burada “Hooop!” deyip, frene basacaksınız.
Çünkü çoktan köşesine çekilmiş 78’lik Dünya Starı Barbra, olsa olsa, bizim “medarı iftihar”ımız Ayla Algan’ın kopyasıdır. (Bakın burası çök önemli )
.
Bir röportajda soruyorlar Ayla Algan’a: “Funny Girl filmi için Brice rolü Barbara Straisand’dan önce size teklif edilmiş ama kabul etmemişsiniz; neden?”
Sanatçımızın cevabı şu:
“Columbia Pictures, Funny Girl için sekiz yıllık mukavele imzalatmak istiyordu… Marlon Brando bana, 'Columbia Pictures’dan hala kendimi satın alamadım' dedi; 'o kontratı imzalattılar mı, ne istiyorlarsa oynatıyorlar’, bunun için imzalamadım!”
.
Bırakın, bizim memleketi, dünyanın sayılı sahne yıldızlarından biridir Ayla Algan.
Her sanatçıya nasip olmayan özellikleri vardır.
Tiyatro sanatçısıdır, sinema oyuncusudur ve olağanüstü bir şarkıcıdır.
Şiirlerini İngilizce, Fransızca ve Almanca okuyarak, Yunus Emre’yi dünyaya tanıtan bir ustadır.
Halka mal oluşunun miladı, mizahi bir dille seslendirdiği “Koca Öküz” türküsüyle başlar.
Tiyatroda ise, “Hamlet” rolünü oynayan dünyadaki sayılı “kadın oyunculardan biri” olarak tarihe geçti.
Bu yüzden, yıllarca “Erkek Hamlet” olarak anıldı.
Sayısız filmde oynadı.
1966’da vizyona giren, Yeşilçam’ın başyapıtlarından “AH GÜZEL İSTANBUL”daki kolay para kazanma uğruna İzmir’deki evinden kaçıp İstanbul’a “Artist” olma hevesiyle gelen “Ayşe” rolü hala hafızalarda tazeliğini koruyor.
O “Kara komedi” türündeki filmle Türkiye’de değil ama İtalya’da “En iyi kadın oyuncu” ödülüne layık görüldü.
Hem de yarım asır önce!
.
1972’de Devlet Sanatçısı unvanı ile onurlandırıldı.
İnanır mısınız?
Hala kamera karşısında…
Dört yıl önce, bir sezon boyunca “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisinde başrol çekti…
Çıkardığı oyuna herkes parmak ısırdı…
Dizi sona erdi; o ne dedi biliyor musunuz: “Bu, benim için maneviyatı çok yüksek bir karakter... Benden başkası oynasa role yazık olurdu…”
Hey babam, be!
.
Tüccar baba ve ressam annenin tek kızıydı.
Girit’ten gelmişti ailesi.
Piyanoyu beş yaşında öğrendi.
Ortaokulu İstanbul’daki Notre Dame de Sion'da, liseyi Fransa’daki Versay Lisesi’nde tamamladı.
Henüz lise öğrencisiyken, sanatçı Beklan Algan’la evlendi.
Amerika’da tiyatro eğitimi aldı…
Yeşilçam’a, Ertem Göreç’in “Karanlıkta Uyananlar” filmiyle adım attı.
Şarkı sesi o kadar çarpıcıydı ki, 1971’de gelen “Olimpia” teklifi şöhretine şöhret kattı.
“Olimpia’ya çıkan ilk Türk sanatçı” olarak tarihe geçti…
Paris, bu sarışın Türk yıldızını ayakta alkışladı…
Yedi yıl Fransa’da yaşadı…
Turizm Bakanlığı’nın isteği üzerine, Yunus Emre’nin 650. yıl dönümü için albüm hazırladı.
.
Bulgaristan’daki “Altın Orfe”de savaş karşıtı şarkısıyla ikinci oldu… “UNICEF Onur Ödülü”ne layık görüldü.
Polonya Sopot Festivali’nde, Kızılderililer için şarkı söyledi; dünya birinciliği kazandı.
.
Berlin’de tiyatro yaptı.
Ayla Algan’ın güzelliği nerede?
Güzelliği şurada…
60 küsur yıldır kenara çekilmedi; yaşamının her saatine, her dakikasına tiyatroyu, sinemayı ve şarkıcılığı sığdırdı…
Üstelik hala oyunculukla iç içe…
Hem oynuyor, hem artist yetiştiriyor.
.
Bitiriyoruz…
Ayla Algan, bu işte !…
Sanat yaşamı başarılarla dolu, yüce bir kadın…
Tiyatroda, sinemada, müzikte; sanatın her alanında çok güçlü.
Fırsatınız olursa “Hey Koca Öküz”ün videosunu izleyin…
Evdeyken bile, ayağa kalkıp alkışlayacaksınız; kesin.
Bu büyük sanatçı, bitip tükenmeyen enerjisini sevgiden alıyor…
Yüzü gülüyor.
O gülünce, çevresinde gülen yüzler oluşuyor.
Gülmeyeni bile gülümsetebiliyor.
İyi ki Türkiye’nin Ayla Algan gibi bir çınarı var!
Sonsöz: “Aç kalırım, kötü rol oynamam; kötü karakter canlandırmam / Ayla Algan…”
Alıntıdır