Araştırmalar gösteriyor ki, artan hava hareketlerine göre sellerin boyutu daha da büyüyecek gibi.

Araştırmalar gösteriyor ki, artan hava hareketlerine göre sellerin boyutu daha da büyüyecek gibi. İklim değişikliği gelecekte beklenen sel modellerini önemli ölçüde değiştiriyor. Orta şiddette fırtınalarda gelecekteki artışlar birçok bölgede daha fazla yağışa ve haliyle yüzey akışına yol açabilecek potansiyel oluşturuyor.
Artan yağışların sel üzerinde farklı etkilere sahip olmasının temelinde daha yüksek sıcaklıkların düşük sıcaklıklarla yer değiştirmesi ve sıcaklık farkının büyümesiyle hava hareketlerinin hızını artırıyor. Aynı zamanda, daha yüksek sıcaklıklar atmosferin daha fazla nem salmasına neden oluyor. Uzun süreli kuraklıkların ardından gelen yağışlar daha fazla yüzey akışı ortaya çıkarıyor.
Orta dereceli bulut patlamalarından gelen su, hemen bütün havzalarda normalin üzerinde su birikmesine neden oluyor. Gelişmiş bilgisayar simülasyonlarına göre, iklim değişikliği ile daha sık hale gelen aşırı fırtınalardan gelen sağanak yağışlar toprağı daha kısa sürede doyuruyor ve taşkınları artırıyor.
Aşırı sel olaylarının daha sıklıkla meydana gelmesi, büyük hasarlara neden olabiliyor. Kırk elli yıl gibi uzun süredir görülmeyen taşkınlar oluşturabilecek hava hareketleri daha sıklıkla ortaya çıkıyor.
Daha fazla sele yol açan yağışlardaki artışlar, mevsime, yüksekliğe ve bazı faktörlere göre değişebiliyor. Bu nedenle potansiyel risk taşıyan bölgelerde alt yapı tasarımlarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Sel riskinin bulunduğu bölgelerde su yollarının genişletilmesi gerekiyor. Dere yataklarının temizlenmesinde yarar bulunuyor.
Dünyanın birçok yerinde yapılan akış gözlemleri, sağanak yağışların ve buna bağlı taşkınların arttığını gösteriyor. Dünyanın bir çok bölgesinde mevsim dışı aşırı yağışlar ortaya çıkabiliyor.
Sağanak yağışların yerleşim yerlerinde daha fazla hasar oluşturma potansiyeli bulunuyor. Yağan yağışların beton zeminde kısa sürede akışa geçmesi ve geniş yüzeylerden toplanan suyun cadde ve sokaklarda bariyerlere takılması önemli riskler arasında bulunuyor.
Uzun süreli kuraklıklar bitki örtüsünü zayıflatıyor. Ardından oluşan orta dereceli ve daha yüksek fırtınalar nem yüklü daha büyük hava kütlelerini yağmura döndürebiliyor. Dolayısıyla hemen bütün bölgelerde, tahmin edilenin çok üzerine çıkabilen yağışlar ve taşkınlar ortaya çıkabiliyor.
Geçmişte meydana gelen taşkınların izleri su havzalarında tespit edilebiliyor. Aynı zamanda bilgisayar programlarıyla istenen miktarda yağışın similasyonu yapılabiliyor. Taşkın havzalarının su taşıma kapasitesi bitki örtüsüne bağlı olarak ortaya çıkarılabiliyor. Bu çalışmaların kısa sürede yapılması ve taşkın önlemlerinin alınması gerekiyor.
Uzunköprü çevre yolundan geçenler, Ergene nehri nereden geçiyor diye aranmıştır mutlaka. Küçük bir köprü üzerinden geçerek yollarına devam etmişlerdir. Oysa tarihi Uzunköprü’nün 174 kemerli olduğunu unutmamak gerekiyor.