Hayat öylesine değişik ki.

Hayat öylesine değişik ki.
Birbirinden ibret alınası hikâyelerle dolu.
Bütün dert onu görmekte,
bakmakta değil.
.
Ülkemizde uygulanan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” var.
Beğenmeyenlerin çoğunlukta olduğu.
(Anketler öyle diyor. Demese DSP ziyareti yapılır mı?)
.
Bir de “Futbol maçları” var,
Hakemi beğenmeyenlerin çoğunlukta olduğu.
(Bütün futbol programları sabah-akşam hakem konuşuyor)
.
İkisinde de inanılmaz güçleri var,
“Dediğim dedik, çaldığım düdük” şeklinde.
Tartışılamayan, anlaşılmaz kararlar var.
.
Yüz yıldır oynanan ve itiraz edilemez şeklinde yönetilen maçlardaki hakem kararları, artık müdahale edilir hale geldi.
.
Hakemin hata yapmasına seyircisi “Adalet” isteyen Avrupa bile dayanamadı.
.
Haksız yere mağlup ilan edilenler,
Puanları uçanlar,
Tek bir düdükle katılamadıkları kupalardan elenip para kaybına uğrayanların isyanıyla, “VAR” adı altında “Denetleyici” icat edildi.
.
Futboldan uzaklaşanları ve adalet olmadığına inananları tekrar kazanmak adına hakem kararlarının hepsine olmasa bile, kritik kısımları kontrol edilebilir hale geldi.
.
Yani;
Kırk yıllık Kani,
Oldu yahni…
.
Bizim sistem ise hala tek kişide.
.
O ne derse o…
.
Anlayacağınız;
1872’den beri oynanan futbolun kuralı değişti,
Bizim sistem değişmedi…
.
Zira;
İşin içinde “Adalet” olunca akan sular duruyor…
 
***
MAÇ NEDEN 2-0 BİTTİ…
Futbol demişken,
Hakem demişken,
BJK-GS maçına değinmeden geçemeyeceğim.
.
Beşiktaşlı olduğum malum.
Ama işim futbol yazmak değil.
.
Oynanan derbide, başrole “Hakem” çıktı.
Kimdi bu hakem?
.
FİFA’nın prenslerinden.
En iyi 2. hakemleri…
.
Şampiyonlar liginde iyi performans sergileyen trio, bu maçta da beraber maç yönettiler.
.
Futbol programlarında futboldan çok hakemler konuşulunca Federasyon,
“Alın işte en iyisi” diyerek bu trioyu sahaya sürdü.
.
Ne oldu?
Yine konuşulan onlar oldu.
.
Ancak herkesin gözden kaçırdığı ve hiç konuşulmayan bir şey var.
.
Bazı insanlar lider olarak doğarlar.
Bu bir yetenektir.
Allah vergisi yani.
.
Lider olmayan bazıları ise kendisini lider zannederek ortaya çıkarlar.
Ama özellik eksikliğinden çuvallarlar.
.
Aynı derbideki hareketi ile maçı katleden “Arda” gibi.
.
Normalde bir Beşiktaşlı olarak avantaj sağladığı için, “İyi oldu” demem lazım, ama öyle değil.
.
Kendi arkadaşları başta olmak üzere insanların hakkıyla, emeğiyle oynamak hiç yakışmadı.
.
Maçın ilk dakikalarında yaptığı hareket kırmızı kartlıktı.
Bunda herkes mutabık.
Tek kişi hariç:
“Hakem…
.
Arda neden daha ilk dakikada böylesine bir hareket yapar?
Neden ortalığı gerer?
Hani kaptandın?
Hani liderdin?
.
O dakikada “Kırmızı” görsen ne diyecektin?
O karttan sonra maç farklı sonuçla bitseydi?
İşte bahsettiğim bu…
.
Maçın ilk dakikaları olması itibariyle “Atmayayım da oyuna müdahale etmeyeyim” şeklinde bir eyyam düşünüşü oldu hakemde.
.
Kafasındaki adaleti “Arda” yıktı, geçti.
.
O dakikadan sonra hakem dağıldı.
Her iki taraf için farklı kararlar vermeye başladı.
Öylesine fauller verdi ki, tersini çalsa kimse itiraz etmezdi.
.
Nihayetinde maç 2-0 bitti.
.
Oyun sonu yapılan açıklamalarda mağlubiyet, öncelikle kart gören “Diagne” ye ve bireysel hata yapan “Luyindama” ya çıktı.
.
Hiç kimse Arda’dan bahsetmedi.
.
Hâlbuki maçın dibine barutu ilk koyan kendisiydi ve onun hareketi sonrası aklı karışan hakemdi…
.
Mağlubiyeti bazı oyunculara yüklemek kolay da, bir şey de gözüme çarptı.
.
Son golde Beşiktaş 3 kişi ile hücuma gelirken, Luyindama’ya yardıma gelen tek bir GS’li oyuncu yoktu.
Buna da bakmak lazım…
.
İşte size meslek dallarında Türkiye’nin en iyilerinden sayılan iki adamı:
Arda Turan
Cüneyt Çakır…
 
***
BİTMESİNE AZ KALDI…
Kısıtlamalar daha ne kadar sürecek?
İşte bütün mesele bu…
.
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan:
“Hasta sayısı yaklaşık 1 aylık süreçte 7 binden 1500 civarına düştü. Aşının ilk dozunun yapılacağı zamanı 15 Ocak gibi düşünsek, ikinci doz 28 gün sonra yapılacak, buna göre 15 Şubat sonrasında kısıtlamaların kaldırılmasını düşünmek daha uygun olacaktır…” dedi.
.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk:
“15 Şubat’ta okulların açılması ile ilgili ilke kararı var” dedi.
.
Habertürk Gazetesi yazarı Muharrem Sarıkaya, Sağlık Bakanlığı'nda yetkin bir ismin kendisine, “Hedefimiz 15 Mart’ta 27 milyon sayısına ulaşmamız halinde yasakların büyük bölümünü kaldırmak, okulları ve restoranları açabilmek” açıklaması yaptığını yazdı.
.
Açıklamalara baktığımızda 15 Şubat ile 15 Mart tarihlerini bekleyeceğiz demektir…
 
***
KAR YAĞDI…
“Kar yağsın, kar yağsın” diye diye ortalığı ayağa kaldırdık.
Zira,
Barajlar boşalmıştı.
Dolması gerekiyordu.
.
Yağışlar sonucunda:
Yapılan açıklamada yüzde 20 olan doluluk oranı yüzde 28’e çıkmış.
İyi mi peki?
Hiç yoktan iyidir tabi.
.
Ama kar merkeze yağmayınca benim torun başta olmak üzere tüm çocuklar hayal kırıklığına uğradı.
.
Geceden başladı telaşı,
“Yağacak mı?”
“Ne kadar yağacak?”
“Kartopu oynayacak mıyım?”
.
Bütün gece sayıkladı çocuk.
Sabah erkenden kalkmış cama yapışmıştı.
Gözleri nemliydi:
“Yağmamış ve yağmıyor…”
.
Daha sonra atıştırmaya başlayınca heyecanla:
“Kar tanelerini saymaya başladı”
.
“Tutar mı?”
“Tutar değil mi?”
“Böyle giderse kartopu olur mu?”
Soru yağmuru, kar yağışını sollamıştı evde.
.
Kenarda biriken karlarla oynaması için bahçeye çıktı.
Üç tane kartopu yaptı.
Mutluluktan uçuyordu adeta.
.
Çocuk işte,
Mutlu olması için çok şeye ihtiyacı yok…
 
***
İŞTE İNSANLIK…
İnsanlığın;
Irkı,
Dili,
Dini,
Milliyeti
Olmaz…
.
İnsanlık, insanlıktır…
.
Siyasetçileri bir kenara bırakırsak dünyada sınırsız ihtimalimiz oldukça yüksek.
.
“Menfaatlerimizi korumak için çalışıyoruz” diyerek ülkeleri birbirine düşürüp arada nemalanan emperyalist devletlerin dediğine bakmayın.
Hepimiz Adem’in çocuklarıyız, öyleyse kardeşiz…
.
Fransa politikalarını pek sevmezsiniz ancak,
Fransız bir vatandaşın yaptığı, ülke siyasetçilerine örnek olacak şekildeydi.
.
Gineli Laye Fode Traore, Fransa’ya 16 yaşındayken bir göçmen olarak gelmişti.
Çıraklık eğitimi alan Traore, ülkenin doğusundaki Besançon kentinde fırıncılık yapan Stephane Ravacley’nin yanında çalışmaya başlamış.
.
İçişleri bakanlığı 18 yaşına gelince “Yasal Koruması” kalkan Traore hakkında “Sınırdışı kararı” almış.
.
Bunun üzerine Ravacley, “Çalışkanlığına hayran olduğum iyi bir çocuk” dediği Gineli çırağı hakkındaki sınırdışı kararını protesto için 26 Ocak’a kadar açlık grevi yapacağını söyleyerek eylemine başlamış.
.
Açlık grevi sonucu hastaneye kaldırılan fırıncıya ünlüler destek verince eylem 420 bin kişinin katıldığı büyük bir imza kampanyasına dönüşmüş.
.
Aralarında Omer Sy ve Oscar ödüllü oyuncu oyuncu Marion Cotillard’ın da bulunduğı bazı ünlüler Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a açık mektup göndererek “Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik insani değerleri savunmak için sağlığını tehlikeye atmaya hazır olan bir Fransız vatandaşına bu kadar acımasız davranamazsınız” demişler…
.
Besançon Belediye Başkanı Anne Vignot da İçişleri Bakanı Gerald Darmanin’e mektup göndererek:
“Gelecekte bir fırıncı olacak bu çocuğu sınır dışı kararınızı anlamak mümkün değil” diye yazmış.
.
Sonra mı?
.
Bu birlik ve beraberlik karşısında dayanamayan siyasetçiler “Sınırdışı kararının kaldırıldığını” açıklamak zorunda kalmışlar…
Bu karar sonrası Gineli Laye Fode Traore oturma izni almış…