Bugün Cuma. Hayırlı olsun.

Bugün Cuma.
Hayırlı olsun.
.
İnsanlar yaşadığı müddetçe inançları olacak elbet.
Bunun önüne geçmek,
Terk ettirmek, mümkün değil.
.
İslam’a göre bu inancın içinde tümünü kapsayacak bir olgu var.
Bu da:
“Kul hakkı.”
.
Bence dinin temelini oluşturuyor.
.
Çalmak,
Kötü muamele etmek,
Yalan konuşmak,
Hak yemek,
Hepsinin temeli bunlar.
.
Kısaca Diyanet tarifi şöyle:
“İnsanların birbiri üzerindeki haklarına ‘Kul hakkı’ denir. Bu haklar, ‘bedeni ve mali haklar’ olacağı gibi ‘manevi haklar’ da olabilir.”
.
Kul hakkı, kişinin “Cennet ya da Cehenneme” gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebali vardır.
Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, “Hak sahibinin affetmesi” şartına bağlanmıştır.
Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir.
Çünkü ilâhî adalet, bunu gerektirir.
Cezası da haliyle “Cehennem” olacaktır…
.
Hz. Muhammed şöyle diyor:
“Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır).”
.
O sebeple musalla taşındayken cemaatten “Helallik” istenir.
.
Bir gün Behlül Dana, Harun Reşid’in huzuruna çıkmış. 
Harun Reşid sormuş:
-“Bu ne hal Behlül, nereden geliyorsun?”
-“Cehennemden geliyorum ey hükümdar.”
-“Ne işin vardı Cehennemde?”
-“Ateş lazım oldu da ateş almaya gittim”.
-“Peki, getirdin mi bari?”
-“Hayır efendim getiremedim. Cehennemin bekçileriyle görüştüm, onlar ‘Sanıldığı gibi burada ateş bulunmaz, ateşi herkes dünyadan kendisi getirir’ dediler.”
.
Kul hakkı:
Devletin başına geçip, insanların vergilerinden ile oluşan bütçeyi harcarken de geçerlidir.
Vebali çok büyüktür.
“80 milyondan helallik almak” gerekir.
.
Hz. Ömer’in oğlu Abdullah, babasını ölümünden tam bir sene sonra rüyasında benzi sararmış olarak görünce sormuş:
-“Babacığım senin benzin kırmızı. Ne oldu da bu kadar soldun?”
Hz. Ömer:
-“Oğlum bir seneden beri Allah’a hesap veriyordum, daha yeni çıktım. Benzim ondan sararmıştır”
Oğlu tekrar sordu:
-“Babacığım hesap nasıl geçti?”
-“Sadaka develerden birinin yuları iyice eskimişti de birkaç yerinden bağladıktan sonra kullanılamaz olunca atmıştık. Onun hesabını verirken Hak Teâlâ: ‘O yuları atıp Müslümanların malını ziyan ettin’ diye azarlayınca cevap verecek bir şey bulamadım. O sebeptendir.”
.
Kul hakkının hesabı gerçekten zor.
“Allah kimseye Kul Hakkı yedirmesin.”
.
Dün bir tane e-posta aldım.
Aynen şöyle yazıyordu:
“Merhaba Hasan Sami, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi Müdürü Osman Zeki Coşar’ın 15 yıldır çalıştığı bu kütüphaneden ayrılmaması, tayin edilmemesi için bir kampanya başlatıldı. Türkiye’nin en başarılı 7. Kütüphanesinin müdürünü kaybetmemesi için imzalayabilirsin.”
.
“Ne demek şimdi bu?” diye düşünürken altındaki açıklama notunu gördüm:
“Sayın Osman Zeki Coşar, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy İl Halk Kütüphanesi’nde 15 yıldan fazla süredir başarıyla hizmet vermektedir. Teşekkür ve takdir belgeleri verilen ve hiç soruşturması olmayan müdürümüz maalesef Keşan Kütüphanesine tayin edilmiştir (sürülmüştür). Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.
Son derece başarılı bir kütüphane (Türkiye 7.cisi) olan müdürümüzün hizmetlerinden çok memnunuz.
İktidarın Çanakkale vekili olarak sizden rica ediyoruz: Lütfen, isteği dışında gerçekleşen bu tayini durdurunuz! Saygılarımla...”
.
Elbette araştıracağım.
Etraflıca inceleyeceğim.
Ve durumu size aktaracağım.
.
Yukarıda “Hayırlı Cuma” vesilesi ile bahsettiğim “Kul Hakkının” bu olayda geçerli olup olmadığına da siz karar verirsiniz.
.
Durum gerçekten “Sürülme şeklinde haksız yere” gerçekleştiyse, “Vay o dilinden ‘Allah ve Muhammed’ adını düşürmeyip, kul hakkı yiyenlerin veya vesile olanların” haline…