Batan gemiden kurtulan adam ıssız bir adaya çıkmıştı. Bu adada tek başına altı yıl geçirmişti.

Batan gemiden kurtulan adam ıssız bir adaya çıkmıştı. Bu adada tek başına altı yıl geçirmişti.
Bir gün denizde bir karaltı gördü.
Karaltı yaklaştığında bir fıçıya sarılmış genç bir kız olduğunu gördü.
Kız karaya çıkar çıkmaz:
-“Kaç yıldır buradasınız?”
-“Altı…” dedi adam...
Kız cilveyle:
-“Öyleyse altı yıldır, hasretini çektiğin şeye kavuştun.”
Adam:
-“Desene fıçı, ağzına kadar şarap dolu.”
 
***
Titanik’in salonlarından birinde her akşam bir sihirbaz gösteri yapıyormuş.
Adam gerçekten çok ustaymış ama bir sorunu varmış.
Salonun bir köşesinde bulunan papağan, tam ne sihirdir ne keramet noktasına gelindiğinde sihirbazın hilelerini açıklıyormuş.
-“Kartı gömleğinin yeninden içeri attı!”
Veya
-“O şapkanın içinde tavşan var” diye haykırıyormuş çirkin sesiyle.
Sihirbaz fena halde kızıyormuş bu papağana.
Ama papağan kaptanın papağanı olduğundan bir şey de yapamıyormuş.
Derken Titanik buzdağına çarpıp batmış.
Sihirbaz gemiden kopan bir kapının üzerine çıkarak kurtulmuş.
Ertesi sabah bir de ne görsün,
Papağan da aynı kapının üzerinde sessizce durmuyor mu!
Üç gün üç gece o kapının üzerinde öylece bakışmışlar.
Ne sihirbaz bir şey söylemiş ne de papağan.
Ama en sonunda papağan olmuş konuşan:
-“Tamam, pes… Gemiye ne yaptığını anlayamadım! Getir geriye artık…”
 
***
Bir gemici geç vakit otele gelmiş.
Resepsiyondaki görevliye yer olup olmadığını sormuş:
-“İki kişilik bir odada tek yatağım var”, demiş resepsiyon görevlisi, “ancak pek tavsiye etmem. Çünkü öteki yatakta fena halde horlayan bir delikanlı yatıyor...”
-“Ziyanı yok”, demiş gemici, “verin bana o yatağı…”
Ertesi sabah gemici hesabı ödemeye indiğinde otelci sormuş:
-“Nasıl uyuyabildiniz mi?”
-“Çok güzel deliksiz şekilde uyudum”
-“Yanınızdaki delikanlı hiç horlamadı mı?”
-“Gıkı bile çıkmadı…”
-“Ama nasıl olur?”
-“Şöyle oldu: Odaya girince yanağından ‘Merhaba güzel çocuk’ diyerek bir makas aldım. Sabaha kadar gözlerini kırpmadan yatağında oturdu.”
 
***
Aşırı derecede saf olan bir denizci varmış.
Adam seferdeyken karisinin hamile olduğunu öğrenmiş.
Seferden döndüğünde bir de bakmış ki bebek zenci.
Karısına sormuş:
-“Karıcığım bebek neden zenci?”,
Kadın:
-“Ah kocacığım hiç sorma, sen seferdeyken üzüntüden sütüm kesildi, ben de bebeğe zenci sütanne buldum. Bebek onun sütünü içe içe zenci oldu.” demiş.
Adam saf olduğundan inanmış ve gidip annesine durumu anlatmış.
Annesi de demiş ki:
-“Doğrudur oğlum doğrudur. Sen de bebekken benim de sütüm kesilmişti, seni inek sütü ile beslemiştim… Bak şimdi boynuzların çıkmaya başladı…”
 
***
Bir mafya babasının evli bir kadınla ilişkisi varmış.
Kadının evine giderken adamlarına demiş ki:
-“Ben içeriye girdikten sonra hemen büyük bir bez ayarlayın ve pencerenin altında açın… Kadının kocası gelirse pencereden atlayacağım…”
Adamları patronlarının bu isteğini hemen yerine getireceklerini söylemişler.
Mafya babası kadının evine girmiş.
Tam soyunmuşken kapı çalmış ve mafya babası kendisini camdan atmış.
Kadın gidip kapıyı açmış, karşısında patronun adamlarından biri…
Adam patronunun dediğini yapamamanın verdiği utançla şöyle diyormuş:
-“Patrona söyler misiniz hala bez bulamadık…”
 
***
Sahte hocalardan biri, hanımlarla sohbet ediyormuş. Kadınlardan biri sormuş:
-“Hocam bir mühendisle yatarsak ne kadar Cehennemde kalırız?”
-“3 sene.”
-“Avukatla yatarsak?”
-“5 sene.”
-“Doktorla yatarsak?”
-“4 sene.”
-“Peki hocayla yatarsak?”
Hoca:
-“Seni gidi seni… Sen doğrudan Cennete gitmek istiyorsun galiba…”