Bilim adamları şu cuma günü (ki ben bu yazımı cumadan yazdım ya ondan) kafamın tasını attırdılar.

Bilim adamları şu cuma günü (ki ben bu yazımı cumadan yazdım ya ondan) kafamın tasını attırdılar.
.
Okuduğum bir haber beynimin kıvrımlarını düzleştirmek için hareket geçti.
.
Allah’tan benim direncim sağlamdı ve buna izin vermedim.
.
Eğer sizlerin böylesi bir zayıflığınız varsa şimdiden uyarıyorum:
“Lütfen,
Bu yazımı okumayın…”
.
Sonra:
Böbreğim hopladı,
Kalbim zıpladı,
Beynimdeki kıvrımlar düzeldi,
Alzheimer oldum,
“Hangi yazıydı o?” diyerek bana sormayın.
.
Peşinen uyardım,
Günah benden gitti.
.
Haber şu:
“Bilim adamları dünyanın sonunun geleceği tarihi hesaplamışlar…”
.
Şu anda ben de tarihi bilmiyorum,
Birazdan okuyup size az sonra yazacağım.
.
Ancak şu bilim adamlarına iki çift sözüm var:
“Lütfen bakın bu tarafa…
Anladık oldukça fazla okudunuz.
Stajlar yaptınız,
Laboratuvarlarda sabahladınız,
Profesör oldunuz…”
.
Eyvallah.
.
İyi de bizim uykularımızı kaçırmanızı size kim söyledi?
.
Diyelim:
Hesabı yaptınız.
“Meslek sırrı” diye bir şey var.
Açıklamayın kardeşim,
Zorunda mısınız?
.
Saklayın kendinize.
.
Hatta sonucu bir kasada gizleyin.
Üzerine bir not düşün:
“Bu kasadaki bilgiler insanoğlu Mars’a gitmek için uzay aracına binen son insan tarafından açılacaktır…”
.
Hem gizemli olur,
Hem de şık olur.
.
Aynı filmlerdeki gibi.
.
Geçtiğimiz senelerde dünyanın sonunun 500 ila 1000 sene olduğu yönünde açıklamalar vardı.
“Battık, batıyoruz” şeklinde yapılan bu tahminlerin aslında “Asılsız” olduğu konusunda bilim adamları birleştiler.
.
Zaten 3-5 yıl gibi kısa bir süre kalsa,
Bilim adamı:
“Bilim tarafını bırakıp”,
“Adam kısmından devam ederek”,
gününü gün eder.
.
Hatta,
Pavyondaki halayda en başa geçerek:
“Tey, tey, tey” diyerek davulcuya para basmazsa ne olayım…
.
Hani yakınımda bir bilim adamı olsa, sürekli kollar,
Kendisindeki değişimi izleyip “Dünyanın sonunu” tahmin ederdim.
Ama tanığım bilim adamı yok.
O kötü oldu.
.
Neyse yazının sonuna doğru öğrendim,
Size de yazıyorum.
Rahat olun,
Kısa bir zaman diliminde dünyamızın sonu gelmeyecekmiş.
Oh be!
.
Hesaplara göre:
“En geç 1.75 milyar yıl içinde dünyada yaşamın sona ereceği gösteriliyormuş.”
.
Ben “Daha erken değil mi?” diye kendi kendime sormaya kalktım.
Haberin devamında şu vardı:
“Dünyanın yaşam süresinin yüzde 70’in zaten kullanılmış… Kalan ömrü ise yaşamının yaklaşık yüzde 30’luk kısmıymış…”
.
Beni rahatlatan, yazının devamı oldu.
.
“3.25 milyar yıllık bir ömür de olabilirmiş…”
.
Derin bir “Oh” çektim.
Arkama yaslandım.
.
Şu 70 yıllık ortalama ömrümüzde, dünyanın kalan yaşında “Bir kıl kadar” değerimizin olmadığını anladım.
.
Sonra dedim ki:
“Sarayda yaşasan ne olur?
Gecekonduda yaşasan ne olur?”
.
Dünya batıyor, biz neyin peşindeyiz?
.
Dolar düşmezse de düşmesin,
Kimin umurunda…