Dört arkadaş barda muhabbete dalmıştır.

Dört arkadaş barda muhabbete dalmıştır.
Derken içlerinden biri tuvalete gider ve geriye kalan üç arkadaş sohbetlerine devam eder.
Birinci adam oğlundan söz eder:
-“Benim oğlan araba yıkamakla işe başladı. Bir baltaya sap olamayacağından korkuyordum. Ama bir gün arabasını yıkadığı adamlardan biri ona iş teklif etmiş. Sonra iyi bir araba satıcısı oldu. Hatta o kadar iyi para kazandı ki geçenlerde bir arkadaşının doğum gününde ona Mercedes aldı...”
İkinci adam da mevzuya girer:
-“Benim oğlum biraz problemliydi. Büyük bir emlak şirketinde çalışırken inanılmaz bir iş kaptı. Ondan sonra ilerledi, acayip zengin oldu. Çalıştığı şirketi de satın aldı. Bir arkadaşının doğum gününde ona bir ev bile hediye etti…”
Diğerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz alır.
-“Aynen benimki de öyle. İşe bir borsa şirketinde temizlik elemanı olarak başladı. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken patron tarafından fark edilince broker oldu. Büyük başarılarla inanılmaz bir servete sahip oldu. Üstelik de bir arkadaşının doğum gününde ona, milyon dolarlık hisse senedi armağan etti…”
Bu sırada dördüncü arkadaşları tuvaletten çıkmış ve sohbete katılmıştır.
Diğerleri ona çocuklarından bahsettiklerini söyleyince adam içini çekerek konuşmaya başlar:
-“Ehh ! Benim oğlumun bir hayal kırıklığı olduğunu itiraf etmeliyim. Doğru düzgün bir işte dikiş tutturamadı. Berber çıraklığı falan yaptı. Eroine bulaştı. Derken onun yoldan çıkmış olduğunu fark ettim. Meğerse eşcinselmiş! Çok çok üzüldüm. Bir sürü erkekle birlikte olduğunu duydum.”
Adam, gülümsemeye çalışarak konuşmasına devam eder;
-“Ama işe iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. Geçen doğum gününde eşcinsel arkadaşları ona bir Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlık hisse senedi hediye etmişler…”
 
***
Evli bir çift maskeli baloya davetliydi.
Dışarıya çıkmak için hazırlanırlarken kadının migreni tuttu, evde kalmak zorundaydı.
Kocasına, “Partiye yalnız gitmesini, onun eğlencesini bozmak istemediğini” söyledi.
Adam kostümünü giydi ve partiye gitti.
Kadın da birkaç aspirin alıp yattı.
Biraz uyuduktan sonra kendini daha iyi hissederek uyandı ve partiye giderek kocasına sürpriz yapmaya karar verdi.
Tam hazırlanırken “Acaba ben yanında değilken kocam neler yapıyor?” diye düşündü ve kocasının kendisini tanımaması için değişik bir kostüm giyerek partiye gitti.
Oraya vardığında bir kenarda kocasını izlemeye başladı.
Kocası arka arkaya değişik kızlarla ve onlarla çok yakınlaşarak dans ediyordu.
Kocasının nereye kadar gidebileceğini görmeye karar verdi.
Kocasına yaklaştı ve onunla çok samimi bir şekilde dans etmeye başladı, kulağına “Dışarıya çıkabileceklerini” fısıldadı.
Dışarı çıktılar.
Arabalardan birine girerek seviştiler ve gece yarısından önce maskeler çıkarılmadan kadın eve gitti, kocasının dönüşünü hesap sormak için beklemeye başladı.
Adam sabaha karşı dört sularında döndü ve doğru odasına gitti.
Elbiselerini çıkardı.
Yatağa uzanır uzanmaz; “Parti nasıldı kocacığım” diye sordu,
Adam: -“Sensiz hiç eğlenemedim tatlım” diye yanıtladı.
Kadın biraz tavırlı: -“İnanmıyorum, bahse girerim çok eğlenmişsindir”
Adam: -“Gerçekten hayatım. Partiye gittiğimde bazı arkadaşlarla sıkıldık, alt kata inip bütün gece poker oynadık. Fakat kostümümü verdiğim o Allah'ın cezası herif bir eğlenmiş, bir eğlenmiş, anlata anlata bitiremedi...”
 
***
Amerika’da büyük bir hastane de meşhur 5 cerrah oturmuş hangi meslekten olan insanları ameliyat etmenin kolay olduğuna dair sohbet ediyorlarmış. İlk cerrah;
-“Ben, muhasebecileri, hesap uzmanlarını ameliyat etmeyi severim. İçlerini açtığım zaman her şey numaralıdır, iş kolay olur” İkincisi;
-“Doğru ama elektrikçilerin, elektronikçilerin ameliyatı daha kolay olur. Her şey ayrı, ayrı renktedir…”
Üçüncü cerrah;
-“Siz bir de kütüphanecileri, arşivcileri görün. Her şey alfabetik sıradadır, onun için onların ameliyatı çok kolay olur…”
Dördüncüsü;
-“İnşaatçıların ameliyatı da pek kolay olur.
Üstelik onlar iş bittikten sonra içeride parçalar, yabancı maddeler kalmasına alışıktırlar…”
Sonuncu cerrah;
-“Arkadaşlar, siz her halde hiç ……ları ameliyat etmediniz. Onların kalbi, yürekleri yoktur. İçleri bomboştur. Beyinleri de öyle. Üstelik kafalarını alsanız da bir şey değişmez…”
Not: Neden mi noktalı yaptım? Her şeyi benden beklemeyin canım. Orayı da siz dolduruverin…