Siyaset sahnesinden her ne kadar uzak durmaya çalışsam da her dakika gelişen bir olayla yazı yazmak zorunda kalıyorum.

Siyaset sahnesinden her ne kadar uzak durmaya çalışsam da her dakika gelişen bir olayla yazı yazmak zorunda kalıyorum.
.
Sonra düşünüyorum,
Diğer ülkelerde neden bu kadar gündem yok?
Bizim derdimiz ne?
.
En son CHP Kurultayı yaşadık.
Mevcut genel başkan tekrar “Tek aday” gösterilerek seçildi.
.
Kimse kusura bakmasın:
“Bulunmaz Hint Kumaşı mı?” bu insan?
Koskoca partide başkaları yok muydu?
.
Diğer partilerle ilgili sert eleştirilerini yaptığımız “Lider partisi” cümlesini, CHP için de rahatlıkla kullanabiliriz.
.
Kurultayda yaşanan olaylar, bizim bu düşüncelerde haklı olduğumuzu gösteriyor.
.
“Belki kürsü özgürlüğü” belki vardı, ancak dinleyen kalmadıktan sonra bir işe yaramıyor.
Zaten “Gaz alma” politikası olarak:
“O kadar da olsun…”
.
Seçimlerde sürekli kaybetmiş bir başkanla devam etme kararı almak kolay değil.
En büyük risk.
Pokerde beş benzemez ile blöf yapmaya benzer.
Ama delege kararı bu.
Kimse karışamaz.
.
Son yerel seçimlerde CHP’nin İstanbul’daki bitirici hamlesi, belki bir dönem daha Kılıçdaroğlu’nun o koltukta kalmasına vesile oldu.
Bana göre ne olursa olsun,
Değişmeliydi…

Gazeteci Melih Aşık ile yapılan bir röportajda bu konu hakkında şöyle diyor:
“… Kurultay adeta Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden taç giymesi için düzenleniyor. Delegelerin bile zor sığacağı bir alana sıkıştırılmış. Seyirci yok. Daha önemlisi partinin eski milletvekilleri, PM üyeleri yani onur üyeleri de giremiyor. Bir parti üyesinin PM’ye aday olmak için içeri girebilmesi bile mesele... Düşünün gerisini... Adı sözde iktidar kurultayı… Ama hayal edilen iktidarla ilgili tek kelime konuşulmayacak. Sanki iktidar çantada keklik, sanki bütün yönetim planları hazır...”
.
Röportaj devam ediyor:
Soru: “CHP oylarını neden yüzde 25’lerin üzerine çıkaramıyor sizce?”
Cevap: “Çıkarması istenmiyor. Sanırım Kemal Kılıçdaroğlu ve kadrosuna dış odaklardan verilen görev ‘Hızlı muhalefet yapar gibi görün ama iktidara niyetlenme’ şeklindedir. Mevcut sistem Batı açısından iyi çalışıyor. Türkiye iyi bir pazardır. Batı bu sistemin değişmesini elbet istemiyor. CHP sistemin payandası olarak vardır. Kendi solundaki muhalefeti toparlamak ve etkisizleştirmek için vardır. Sistemi değiştirmek isteyen partilerin iktidara yürümesinin önündeki engeldir.”
.
Soru: “CHP'nin iktidar olmak istemediğini nereden biliyorsunuz?”
Cevap: “İktidar olmak isteyen partinin siyasi çizgisi, ideolojisi olur. Bu ideolojiye uygun bir iktidar programı hazırlar. Bu programa uygun kadrolar yetiştirir. İktidara gelince neyi nasıl yapacağını, hangi sorunu nasıl çözeceğini önceden halka anlatır. CHP'de bunların hiçbiri yok. 2008 yılında Baykal döneminde yapılmış ve rafa kaldırılmış bir program var. Yenisi yok. Temel konularda ne politikası, ne iktidar hazırlığı var.”
.
“… CHP'nin internet sitesini açıp bakın... Burada partinin ekonomi politikası, hukuk politikası, sosyal politikaları vs. gibi başlıklar açılmış. Bu başlıkların içi boş duruyor. Bu partinin ekonomi politikası nedir diye siteye giren boş sayfayla karşılaşıyor. Bütün ısrarlara rağmen 11 yıldır yeni bir program kurultayı yapmadılar. İktidara gelince neyi nasıl yapacağını bilmeyen bir partiye vatandaş oy verir mi?”
.
Soru: “Ama yine de yüzde 25 oy alıyor...”
Cevap: “Onların çoğu protesto oyudur bence...” 
.
Soru: “Peki CHP nedir sizce?”
Cevap: “CHP her seçimde 130 kadar vatandaşı milletvekili yapan, seçim öncelerinde adaylardan okkalı gelirler sağlayan, karşılığında adaylara ömür boyu ballı emeklilik ve sağlık güvencesi umudu satan bir ticari kuruluştur. Her seçimde kadroların yarısı değişir… Değişir ki, yeni adayları cezbedecek sayıda yer açılsın, adaylığa ilgi çoğalsın. Gelirler büyüsün...”
.
Soru: “Parti içinde iyi niyetli, idealist insanlar yok mu?”
Cevap: “Elbette var... Ancak onlar sadece dekoru tamamlıyor...”
.
Melih Aşık’a katılırsınız, katılmazsınız.
Onun görüşü.

Bu konularda sürekli “Komplo teorileri” anlatılır, yazılır.
Misal:
18 senedir iktidarda olan,
Her aklına geleni kanunlaştıran,
Her girdiği seçimi alan bir parti gerçeği var.
.
Yanında ise yüzde 25’i aşmayan,
Her seçimi kaybeden ve
Buna karşılık liderini değiştirmeyen bir parti var.
.
Tüm bunlara uzaktan bakınca sizlere de biraz olsun “Ters” gelmiyor mu?
.
Misal:
Yıllarca İktidarın başına söverek “Yüzer-gezer” oyları toplayan başka bir parti, şimdi onun ortağı
.
Yıllarca savaşılan “PKK” denilen “Terör örgütü” nedense hiç bitmedi,
Ve CHP yıllarca onun ortağı olarak gösterilerek sağ oyların tek elde toplanması sağlandı.
Hiç kimsenin aklına “HDP biterse hangi partiler biter?” şeklinde bir soru gelmedi.
.
Gençliğimizde “Dolar” azıcık yerinden oynadığı zaman hükümet düşerdi.
Şimdi altın asgari ücretin dörtte biri olmuş, ilgilenen yok.
Herkesin aklı Ayasofya’da nedense?
.
Şu ülkede:
Hala dönen dolaplarla,
İnandırılan toplumlara aklım basmadı.
.
Ya biz oldukça safız,
Ya da birileri oldukça uyanık…