Delikanlı, genç ve güzel bir Fransız turisti, Ağrı Dağı'na çıkarıyordu.

Delikanlı, genç ve güzel bir Fransız turisti, Ağrı Dağı'na çıkarıyordu.
Uzun bir süre sarp kayalar ve kayan topraklarla didiştikten sonra tepeye vardılar.
Kısa bir süre yorgunluk çıkardıktan sonra yükseltinin verdiği heyecana kapılarak sevişmeye başladılar.
Her şey bittikten sonra Fransız bayan turist üstüne başına çeki düzen verirken:
-“Galiba çok ileri gittik?”
Delikanlı, gayet sakin bir şekilde:
-“Haklısın ya… Aynı şeyi, dağın eteğinde de yapabilirdik”.
 
***
Vinç operatörünün yanlış bir hareketi yüzünden zincire bağlı bulunan kocaman ve köklerinden sökülmüş bir ağaç birden kayar ve yol üzerinde harekete hazır bekleyen otomobilin kenarına çarpar.
Otomobildeki sarışın hışımla dışarı fırlar ve bağırır:
-“Benimle birlikte gelin ve bu olayı kocama anlatın!”
Sarışın yatıştırılmaya ve şirketin gerekli sigorta ödemesini yapmaya hazır olduğu anlatılmaya çalışılır ama sarışın ısrar eder:
-“Olmaz... Her şeyden önce, kocamın karşısına bu kez benim bir ağaca değil, ağacın bana çarptığını doğrulayacak bir tanık götürmeliyim”.
 
***
Sarışının biri, İstanbul’da bir galeride yeni otomobillere bakıyordu.
Bir spor arabanın önünde durdu ve satıcıya:
-“Çok hızlı gider mi bu?” diye sordu.
-“Hızlıdır... Bu araba sizin olsun şimdi binseniz, yarın saat 3’te Kars'ta olabilirsiniz... Almak ister misiniz?”
“Biraz düşüneyim” diyerek ve evine giden sarışın, ertesi gün galeriye geri dönerek:
-“Arabayı istemiyorum. Bütün gece uyumadım. Çünkü yarın sabah saat 3’te Kars'ta olmak için bir sebep aradım, ama maalesef bulamadım”.
 
***
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. “Doktor...” demiş, “Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste, asansörde, süper markette durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikâyetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor.”
Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine.
-“Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör.” demiş.
Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine.
“Doktor...” demiş, “Hey doktor... Geçen hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı...”
Doktor, “Güzel...” demiş, “Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulaklarınız üzerinde çalışmaya...”
 
***
Bir çift, göl kıyısına tatile gider...
Gölün bazı bölgelerinde balık avlamak yasaktır. Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın da kitap okuyarak günlerini geçirmektedirler.
Bir gün adam balık avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek üzere odasına çekilir.
Kadının canı sıkılır ve botla gölde bir gezinti yapmaya karar verir.
Bu gezinti umduğu gibi gitmez ve botun hakimiyetini yitirir.
Bot, göl üzerinde serbestçe dolaşmaya başlar. Kadın da yapacak bir şey olmadığı için çıkarıp kitabını okumaya başlar.
Derken devriyeye çıkmış olan deniz polisi kadını görür ve yanına yanaşır.
-“Hanımefendi burada ne yapıyorsunuz?”
-“Görmüyor musunuz, kitap okuyorum!”
-“Ama bu bölgede balık avlamak yasaktır!”
-“Zaten ben de balık avlamıyorum!”
-“Ama gerekli bütün ekipmana sahipsiniz, sanırım sizi karakola götürüp ceza kesmem gerekiyor!”
-“Eğer böyle bir şey yaparsanız, ben de sizin bana tecavüz ettiğinizi söylerim!”
-“Size dokunmadım bile!..”
-“Ama gerekli tüm ekipmana sahipsiniz, değil mi?”
 
***
Çölde su arayan genç adam uzakta kulübe gibi bir şey gördü ve hemen koştu.
Kulübede yaşlı bir adam ve önündeki sehpada bir sürü kravat vardı.
-“Suyun var mı amca?” diye sordu.
-“Maalesef yok evladım. Kravat almak ister misin? 10 dolar.”
Susuzluktan bunalmış genç adam bağırdı:
-“Kravatın sırası mı be adam.”
-“Sen bilirsin evladım.”
-“Nerde su bulunur, sen onu söyle bana.”
-“Su karşıdaki tepenin 2 km ilerisinde bir lokanta var, soğuk su bulunur orada.”
Genç adam kızgın kızgın mırıldanarak yaşlı adamın yanından ayrılıp tepeye doğru yönelir.
Saatler geçtikten sonra kan ter içinde geri döner.
Onu gören yaşlı adam sorar;
-“Ne oldu evladım?”
-“Ne olacak, senin o adi kardeşin kravatsız içeri almıyor.”