Son günlerde hüküm süren sıcaklıklar hemen bütün hayvanlarda olduğu gibi arılarda da çok ciddi sıkıntılara neden olmaktadır. Bu sıcakların birkaç gün daha süreceği tahmin edilmektedir.


Son günlerde hüküm süren sıcaklıklar hemen bütün hayvanlarda olduğu gibi arılarda da çok ciddi sıkıntılara neden olmaktadır. Bu sıcakların birkaç gün daha süreceği tahmin edilmektedir.
Hayvanlar alemi sıcakkanlı ve soğukkanlı hayvanlar olarak iki guruba ayrılmaktadır. Sıcakkanlı hayvanlar, vücut ısılarını düzenleyebilme yeteneğinde olan hayvanlardır. Yüksek sıcaklıklarda terleme yaparak vücut ısılarını 36-37 derecede tutabilirler. Yine düşük sıcaklıklarda, kas hareketleriyle düşen sıcaklığa karşı kendilerini korurlar.
Arılar soğukkanlı böceklerdir, bütün böcekler gibi. Vücut ısılarını koruma yetenekleri yoktur. Düşük sıcaklıklarda, sıcaklık 14 derecenin altında düştüğünde salkım oluşturmak suretiyle salkım içi sıcaklığı 31 derecede tutmaya çalışırlar. Yüksek sıcaklıklarda da kovan önünde kanat çırpıp fan yaparak kovan içerisini serinletmeye çalışırlar.
Arı kovanlarındaki 30-35 derece arasında sıcaklığın muhafazası önem arz etmektedir. Vücut ısılarını muhafaza etme yeteneğinde olmayan arılar, ortam sıcaklığını sağlayabilmektedirler. İşçi arıların kovan içindeki en önemli görevlerinden biri de kovandaki ısının ayarlanmasıdır.
Arılar, dışarının ısısı ne olursa olsun kovandaki ısıyı her zaman kontrolleri altında tutmaktadırlar. İlkbahardan itibaren kış öncesine kadar kovan içi sıcaklık 35 derecede tutulmaya çalışılır. Peteklerin kabartılması, balın olgunlaştırılması tamamen sıcaklığın etkisi altında gerçekleşmektedir. Dolayısıyla kovan içi sıcaklığın aşırı yükselmesi bu iki önemli faaliyeti olumsuz etkilemektedir.
Genç, 0-21 günlük arılar kovan içerisine mahkûm arılardır ve kovan içi sıcaklık en fazla yavru arıları etkilemektedir. Aynı zamanda yumurta ve larvalar da kovan içi sıcaklıktan daha fazla etkilenmektedirler. Eğer sıcaklık düşerse kovan içi arılar larva ve yumurtaların üzerinde küme oluşturmak suretiyle sıcaklık düşüşünün önüne geçmeye çalışırlar. Eğer bütün larvaları kaplayamazlarsa, özellikle bahar sonuna doğru aşığı sıcaklık düşüşlerinde, larvalar ölür ve kovandan koku gelmeye başlar. Diğer bir deyişle yavru çürüklüğü meydana gelir. Bu durum daha çok havaların ısınmasıyla ana arının fazla yumurta bırakmasından ileri gelir.
Sıcaklığın 35 derecenin üzerine çıkmasıyla birlikte, arılar kovanı soğutma serinletme eylemine geçerler. Polen ve nektar toplayan tarlacı arıların çoğunluğu kovana su çekmeye başlar ve suyun buharlaştırılmasıyla kovan için sıcaklık düşürülmeye çalışılır. Aynı zamanda, uçuş deliği ve uçuş tahtası üzerine paralelkenar oluşturacak şekilde dizilen arılar kanat çırparak fan etkisiyle kovan içerisinde oluşan nemli sıcaklığı yüksek havayı uzaklaştırmaya çalışırlar. Eğer sıcaklık daha da yükselir ve serinletme işlemi tam anlamıyla başarılı olmazsa, kovan içerisindeki arılar, kovanı dışarıdan da soğutmaya çalışırlar.
Son günlerde meydana gelen sıcaklıklarda, havalandırması düşük kovanlarda zayiat meydana gelmektedir. Özellikle tepe havalandırması kapalı olan nüfusu yüksek kovanlarda, kovan içi arılar, 50 derecenin üzerine çıkan sıcaklıklara dayanamamaktadır. Sıcaklığın yükseldiği günlerde, örtü tahtalarının kaldırılması, yerine sineklik veya ince delikli koyu renkli tül konması yararlı olabilmektedir.