Dün Dünya Çiftçiler Günü idi. 14 Mayıs 1946’da Uluslararası Tarımsal Üreticiler Federasyonunun kurulmasıyla, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü olarak kabul edilmiş ve birçok ülkede kutlanmaktadır.

Dün Dünya Çiftçiler Günü idi. 14 Mayıs 1946’da Uluslararası Tarımsal Üreticiler Federasyonunun kurulmasıyla, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü olarak kabul edilmiş ve birçok ülkede kutlanmaktadır. Bazı ülkelerde, çiftçiler günü farklı günlerde kutlanmaktadır.
Çiftçilerin en önemli örgütü Türkiye Ziraat Odaları Birliği de bu federasyonun üyesidir. Bu günde çiftçilerin bayramı olmasına rağmen bayram gibi kutlanılmaz genelde. Çiftçilerin sorunlarının dile getirildiği toplantı ve konferanslar düzenlenir.
Bu sene korona salgını nedeniyle çiftçi örgütleri ve siyasiler, çiftçiye gaz veren gazete demeçleriyle yetineceklerdir. Çiftçinin gerçek sorunlarına pek değinen olmayacaktır. Eskiden olsaydı büyük gösteriler yapılır, özellikle ithalat politikaları protesto edilirdi.
Çiftçilik hem bir meslek, hem de bir zanaat dalıdır. Dolayısıyla herkes çiftçi olamaz. Bir yerde çekirdekten yetişmek gerekir.
Çiftçi, toprağı iyi tanır. Ne zaman sürüme gelir, ne zaman ekime hazırlanır hangi ürünü iyi yetiştirir, ne kadar sulamak ister hepsini bilmek zorundadır. Tarlanın hangi kısımlarının problemli olduğunu dahi yakından bilir.
Çiftçi çok iyi şofördür. Arkasındaki römorkla yük çekerken tır şoföründen daha ustadır. Traktörün bakım ve onarımıyla ilgili olarak da pek servise iş bırakmaz. Kendi yapar birçok işi.
Ziraat Mühendisi kadar olmasa da en az 15 bitki türünün yetiştiriciliği hakkında geniş bilgi sahibi olmak zorundadır çiftçiler. Yetiştiriciliği, ekim ve bakım uygulamalarını toprak ve iklime uydurması gerekmektedir. Hastalık, zararlı ve yabancı otlar konusunda uzman olmasa da teşhis ve mücadeleleri hakkında yeterli bilgi birikimine sahiptir.
Türk çiftçisi bitkisel üretimle hayvansal üretimi birlikte gerçekleştirmektedir. Hemen her çiftçinin az çok koyun, keçi veya sığır yetiştiriciliği vardır. Hayvanların bakım ve beslenmesi, doğumları, hastalıkları, Veteriner kadar olmasa da çiftçimiz tarafından tanımlanır ve tedavileri yapılır. Pek çok hayvan hastalığını ve ilacını bilir üreticimiz.
Çiftçinin, özellikle hayvancılık yapanların bayramı, seyranı, düğünü dümbeği pek olmaz. Ayrılamaz hiçbir yere. Çakılı durur hep. Günde en az üç öğün hayvanların bakımını yapmak zorundadır.
Çiftçimiz Türkiye’nin ana üreticisidir. 83 milyon insanı doyurmaya çalışır. Gelecekte daha fazla nüfusu doyurabilecek potansiyele sahiptir. Milletimizi ne yapar eder aç bırakmaz. Kendi refahından daha önceliklidir üretip pazara ürün yetiştirmek. Tarlasını bahçesini, meyvesini sebzesini düşündüğü kadar kendini düşünmez. Hayvanı az keyifsiz olsa veteriner çağırır. Kendi hasta olsa geçer nasıl olsa diye düşünür. 
Milletin efendisi olması gerekir. Şimdikinden çok daha fazla değer görmesi gerekir. Çok isteği de yoktur içinde itibar görmek için. Alın teri değer görse yeterlidir. Bunun için kamu desteklerinin daha artırılması gerekir. Milli gelirden daha fazla pay alması gerekir. Sosyal ve ekonomik koşullarının iyileştirilmesi, hayat standartlarının artırılması, üretim hırs ve hevesini mutlaka artıracaktır.
Aidiyeti güçlü olan çiftçiler, gıda güvenliğinin teminatıdır. Zarar etse de üretmeye devam eder. Yoksa nasıl doyar bu millet.