.

Düne kadar Çanakkale sımsıkı araba doluydu yine.
Dönüş yapan Almancılar,
Tatili biten tatilciler,
Cadde ve sokakları doldurdular.
.
Feribota binmek isteyenlerin;
Demircioğluna giren arabalar Aygaz kavşağından sağa saparak ileriden Kordon’a giriş yapmaları ve kuyruğa girmeleri gerekiyor.
.
Belediye ve trafik ekipleri yönlendirme tabelaları ile trafiği yönetiyor.
.
Ancak her daim olduğu gibi “Uyanık sürücüler!” (ki her yerde bunlara rastlamanız mümkün) Demircioğlu’ndan düz giderek “Acaba araya kaynak olabilir miyim?” düşüncesi ile İskeleye gidiyorlar.
.
Ama bizim Türk Polisi de uyanık.
Kendi vatandaşının nasıl davranacağını bilmez mi?
.
Hemen önlemini almışlar.
Cumhuriyet bulvarından gelenlere demir bariyerlerle iskele girişi yasaklanmış.
Bu uyanık vatandaşlar mecburen “U” dönüşü yaparak tekrar Aygaz Kavşağından sola dönmek zorunda kalıyorlar.
.
İşte trafiği tıkayanlar bunlar.
.
Kordon ise feribot kuyruğu.
Ancak buraya ulaşabilenler çok kısa zaman aralığında karşıya geçebiliyor.
GESTAŞ’ın süratli davranması ile kriz atlatılmış.
.
Bu güzergâhta büfesi bulunan arkadaşıma takılıyorum;
-“Bak sana kıyak yaptık ve kuyruğu senin dükkânın önünden geçirttik”
Arkadaş cevaplıyor;
-“Yok beee! Adamlar sadece su alıyorlar, işler kesat. Ama en çok kazanan simitçiler. Adam günde 1000 simit satıyor. Hatta diğer simitçileri bile kuyruk yakınlarına sokmuyor.”
-“Desene simitçi mafyası işbaşında…”
-“Aynen öyle…”
 
***
Sabah sabah gazetede haberi okudum.
“İzmir’de yangına müdahale eden yabancı pilot otel odasında ölü bulunmuş.”
Allah rahmet eylesin.
.
Büyük ihtimal kalp krizi geçirdiği söyleniyor.
Benim fikrim pilot birinin kalp ile sorunu yoktur, nihayetinde sağlık raporunu bakkaldan alır gibi almamıştır.
.
Neyse konu bu değil.
Konu bizim son günlerdeki yangınlardan ötürü verdiği demeçlerle meşhur olan Tarım ve Orman bakanımızın bu olayla ilgili söyledikleri.
.
Yorumsuz yazıyorum;
“Bir ağaç daha az yansın diye belki kendini strese koydu. Ve böyle bir sonla hayatını noktalamış oldu. Ama bence çok şerefli bir son…”
 
***
Çanakkale’de geçen akşam bir olay yaşandı.
Gazetemizin İnternet sitesinde yayınlandı.
Haber şöyleydi.
.
“Çanakkale’de iskeleye yanaşmak üzere olan feribottan denize atlayan, 1959 doğumlu H.E isimli yaşlı kadını GESTAŞ personeli ile bir vatandaş kurtardı.”
.
Haberde bir şey yok.
.
Ama sitemizdeki haberin altına yapılan yorum güzeldi;
“Haberi okuduk ve üzüldük. Ancak yaşlı kadın demekle ne hedefleniyor onu anlayamadık. Burada bahsedilen hanım 59 yaşında ve yaşlı kadın. Hay ben sizin aklınıza şaşayım. Kime göre yaşlı bir de onu açıklayın…”
.
Ertesi sabah gazeteye gelince haberi yazan arkadaşı buldum ve sordum
“Neye göre yaşlı?”
.
Cevabı şöyle oldu:
“Haber dilinde 45 yaşını dolduran herkes yaşlı olarak adlandırılır…”
.
O sırada bizi dinleyen bir kadın arkadaşımız olaya noktayı koydu;
“Bari orta yaşlı deseydin…”